Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Enerji Bilgi İdaresi yenilenebilir enerjiye geçişin 2019 yılı tablosunu çıkardı ve Dan Gearino Inside Climate News’ta yer alan yazısında ABD enerji sektörünün 2019 yılındaki bu verilerini değerlendirdi.
Bu tabloya göre doğal gaz, bir önceki yıl ABD genelindeki toplam elektrik üretiminin yüzde 35’ini oluştururken, 2019 yılında bu oran yüzde 38’e yükseldi.
Gearino’ya göre, doğal gazdaki bu artış düşük piyasa fiyatları ve yeni doğal gaz tesislerinin inşa edilmesinden kaynaklanıyor.
2019 verilerine göre ABD’de bir önceki yıl yüzde 27 olan kömür üretimi yüzde 23’e gerileyerek uzun vadeli düşüşüne devam ederken, nükleer enerji santralleri yüzde 20 ile bir önceki yılın değerlerini korudu. Yenilenebilir enerji kaynakları ise yüzde 17’lik bir orana sahipti.
Gearino’ya göre bu verilerde ilginç olan hikâye son bir yılda meydana gelen değişiklikler değil, 2019 yılında bazı alanların uzun vadeli eğilimlerinin nasıl etkilendiği ve bu alanların nasıl daha sağlam hale geldiği.
ABD’de en fazla karbon salımı ulaşım kaynaklı
ABD’nin toplam karbon salımının dörtte birinden daha fazlası elektrik sektöründen kaynaklanıyor. Bu oranlarla elektrik ikinci sırada yer alırken, karbon salımındaki liderliği ise ulaşım üstleniyor.
Rüzgâr ve güneş potansiyeli artıyor
Rüzgâr ve güneş enerjisindeki büyümeye rağmen tüm yenilenebilir enerji sektörünün büyüme eğrisi ise düz bir seyir gösteriyor. Bunun nedeni ise hidroelektriğin toplam yenilenebilir enerjinin üçte birini oluşturması ve hidroelektrik kaynaklarının artış göstermemesi.
Bu kategoriye sadece rüzgâr ve güneş enerjisi dâhil edildiğinde ise büyüme oranları artış gösteriyor.
ABD’de güneş enerjisi 2019 yılında büyük bir artış göstererek 107,2 GWh’e yükseldi, ancak toplam elektrik üretimine bakıldığında güneş yüzde 3 gibi düşük bir orana sahipti.
Gearino, “İklim değişikliğiyle mücadele etmek için, kamunun, iş geliştiricilerin ve özel mülk sahiplerinin bugün olduğundan çok daha fazla tesis kurması gerekecektir. Güneş panellerinin düşük maliyetli, sistemlerinin çok yönlü olması, ev ve iş yerlerinin çatılarına yerleştirilebilme gibi pek çok özelliği sayesinde ülkenin güneş pazarının ne kadar büyük olabileceğini görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
2014’e kıyasla güneş projelerinin gerçekleştirildiği yerlerin arttığını da belirten Gearino,
“Geronimo Energy, ülke çapında büyük güneş projelerinin ne kadar büyüdüğüne iyi bir örnektir. Şirket bu hafta, çok da güneşli olmayan Güney Dakota’da 128 MW’lık bir güneş enerjisi tesisi kurmak için anlaşma imzaladı.” dedi.
Rüzgâr enerjisinden güneşin iki katından daha fazla elektrik üretilmesine rağmen bu kaynakların çoğalmasında ise aynı hız yakalanamıyor. Rüzgâr enerjisindeki en iyi büyümenin ise açık deniz rüzgâr enerjisinde olması bekleniyor.