Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol’a göre, “Koronavirüs nedeni ile yaşanan karantina günleri insanların elektriğe ne kadar ihtiyaç duyduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.”
Elektrik hastaneler için hayati
Milyonlarca insanın evlerinde vakit geçirdiği şu günlerde, alışverişten rutin günlük işlere kadar pek çok şeyin elektrikle yapıldığını dile getiren Birol, IEA’nın resmi sitesinden yaptığı açıklamada,
“Elektrik hastanelerde solunum cihazı ve diğer tıbbi cihazları çalıştırmak için kritik öneme sahip. Aynı zamanda bu tür hızla gelişen durumlarda doktorlar ve hastalar arasındaki bilgi akışının zamanında sağlanması için de önemli.” dedi.
Enerji kaynakları çeşitlendirilmeli
Yaşanan krizin, elektriğin hayatımızdaki rolüne dair önemli bir fikir verdiğini ve önümüzdeki yıllarda bu önemin daha da artacağını ifade eden Birol’a göre, ekonomik daralmanın yaşandığı şu günlerde hükümetler temiz enerji dönüşümünü göz önünde bulundurmalı ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmeli.
Hükümetlerin krizden kaynaklanan ekonomik zarara karşı koymak için teşvik planları hazırladığının ve bu paketlerde güvenli ve sürdürülebilir bir enerji geleceğinin de yer alması gerektiğinin altını çizen Birol,
“Güneş, rüzgâr, hidrojen, bataryalar ve karbon yakalama (CCUS) gibi temiz enerji teknolojilerinin geliştirilmesi, devreye alınması ve entegrasyonu gibi büyük ölçekli yatırımlar hükümetlerin planlarının merkezi bir parçası olmalıdır.” dedi.
Fosil yakıtlar makroekonomik baskıya dönüşüyor
Temiz enerji alt yapısı oluşturmanın ülkelere kalıcı bir ilerleme sağlayacağını ifade eden Birol,
“Küresel petrol ve gaz piyasaları daha önce görülmemiş bir durumla karşı karşıya. Koronavirüsün etkisi nedeniyle talep azalıyor, zaten çok fazla olan arz ise önemli ölçüde artıyor. Bazı ülkelerde, büyük ölçekli petrol ve doğal gaz üretimi ve ihracatı, ulusal bütçeleri finanse etmek için hayati bir gelir sağlıyor. Bu da küresel enerji piyasalarındaki değişkenliğin neredeyse anında makroekonomik baskıya dönüşebileceği anlamına geliyor.” açıklamasında bulundu.
“Biyometan ve biyogaz kaynakları dikkate alınmalı”
Bazı ülkelerde enerji çeşitlendirmesi kapsamında yenilenebilir enerjiye geçiş yapıldığı bilgisini veren Birol, “Düşük karbon ekonomisine geçilen bugünlerde biyometan ve biyogaz kaynakları da dikkate alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Biyogaz ve biyometan küresel gaz talebinin yüzde 20’sini karşılayabilir
IEA tarafından yayımlanan “Biyogaz ve Biyometanın Görünümü” başlıklı yeni rapora göre, biyogaz ve biyometan kaynakları, sera gazı emisyonlarını azaltırken küresel gaz talebinin de yüzde 20’sini karşılayabilir.
Bu potansiyelin çok az miktarından faydalanıldığını açıklayan Birol, “Biyogaz ve biyometan sürdürülebilir enerji geleceğinde önemli roller oynayabilir. Hükümetler tarafından atılacak adımlar, biyogaz ve biyometanın enerji, ulaşım, tarım ve çevre üzerindeki faydalarını artırmak için ivme kazandırabilir.” dedi.
Dünyanın her bölgesinin biyogaz ve biyometan üretmek için önemli bir alana sahip olduğu belirtilen rapora göre, sürdürülebilir hammaddelerin mevcudiyeti, 2040 yılına kadar yüzde 40 oranında büyüyecek.