Avrupa’da 2020 yılının ilk çeyreğinde yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payı artarken, koronavirüs nedeni ile Şubat ve Mart aylarında talep ve fiyatlarda belirgin düşüşler yaşandı.
EnAppSys tarafından yapılan, yenilenebilir kaynaklar ve nükleer enerjiden elde edilen elektrik üretiminin bir arada değerlendirildiği analize göre, Avrupa’da bu iki kaynaktan elde edilen pay yılın ilk çeyreğinde ilk kez yüzde 60’ı aştı.
Dönem içinde yenilenebilir enerji kaynaklarından 303 TWh’lik enerji elde edildi. Toplam üretimin yüzde 41’ini oluşturan bu değer, 2019 yılının ilk çeyreğine göre yüzde 16’lık bir artış gösterdi.
Rüzgâr ilk sırada
Şubat ayında zirve yapan rüzgâr enerjisinde en büyük payı Almanya sağladı. Almanya’nın yanı sıra Danimarka ve İrlanda da bu ay içinde elektrik talebinin yüzde 50’sini rüzgâr enerjisinden karşıladı.
2020’nin ilk çeyreğinde en büyük ikinci paya sahip kaynak ise hidroelektrik oldu. Toplam 126,1 TWh’lik üretim yapılan ilk üç aylık dönemde en büyük paya sahip Avrupa ülkesi Norveç oldu. Bu rakam ile 2019 yılının ilk çeyreğine göre yüzde 20’lik bir artış sağlandı, ancak 2018 yılı değerleri yakalanamadı.
İlk üç ayda yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğin yüzde 17,5’i rüzgârdan, yüzde 17,2’si hidroelektrikten, yüzde 2,8’i ise güneş ve biyokütleden sağlandı.
Renewable Energy World’de yer alan habere göre, nükleer santrallerden 2019 yılının ilk çeyreğinde 219,6 TWh’lik elektrik elde edilirken, bu sene bu değer 192 TWh’ye düştü ve son beş yılın en düşük değerleri görüldü.
Koronavirüs elektrik talebini azalttı
COVID-19 nedeni ile Avrupa’da pek çok şirketin üretimi geçici olarak durdurması, iş yerlerinin kapanması ve toplu ulaşımın çok daha az kullanılması nedeni ile Şubat ayının ilk haftasından Mart sonuna kadar Avrupa genelinde yüzde 27’lik bir talep düşüşü yaşandı.
Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve Hollanda’da elektrik talebindeki düşüş yüzde 10’u geçti.
EnAppSys Direktörü Jean-Paul Harreman, “Yenilenebilir enerjinin üretimdeki payının artması kısmen talepteki genel düşüşten kaynaklandı. Çünkü nükleer ve fosil yakıtlı santraller talep düşüşlerinden yenilenebilir enerji kaynaklarına göre daha fazla etkileniyor.
Bununla birlikte, bu artış Avrupa’daki hükümetlerin elektrik üretimini karbondan arındırmak için adımlar attığını gösteren uzun vadeli bir eğilimin de göstergesi.” dedi.