Koronavirüs nedeni ile sekteye uğrayan ticaret hemen hemen her sektörü etkiledi.
Mevcut kriz nedeni ile tüm sektörlerin uzun vadeli tedarik zinciri risklerini değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Andy Klump, PV-Tech için kaleme aldığı yazısında,
“Bu yenilenebilir enerji yatırımcıları ve kurucuları için belirsiz bir süredir. Çünkü elektrik talebinin düşmesi ile birlikte tedarik zincirindeki belirsizlik de devam ediyor. Satıcıların yeni anlaşmalar imzalamanın yanı sıra, dengeye sokması gereken farklı konu başlıkları var. Ekonomik iyileşme eğrisi V, U ya da L şeklinde olabilir.” açıklamasında bulundu.
Güneş ve rüzgâr enerjisi iş imkânları sunabilir
Senaryo nasıl olursa olsun, dünyanın temiz enerji ihtiyacının devam edeceğini belirten Krump, “Şirketlerin ve politika yapıcıların yenilenebilir enerji ve karbon emisyonlarını azaltma konusundaki taahhütleri değişmedi ve sektör temiz enerji kullanmaya kararlı. Güneş ve rüzgâr projeleri yerel ekonomik kalkınmanın desteklenmesi için iş imkânları sunabilir.” dedi.
Emeklilik ve altyapı fonları ile sigorta şirketlerinin sermaye maliyetli projeleri finanse etmeye devam edeceklerini ifade eden Krump’a göre, fosil yakıt fiyatlarının düşmesi sonrası, büyük yatırımcılar daha iyi getiri sağlayan yatırımlara yönelecek.
IHS Markit ve Blackrock gibi enerji analistlerine göre de güneş enerjisi ile ilgili satışlar devam edecek.
Yenilenebilir enerji alanındaki pek çok ekipmanın Çin menşeili olduğunu, ancak Güneydoğu ve Güney Asya ile Kore’de de güneş panelleri üretimi yapıldığını dile getiren Krump, “Ham madde kaynakları, fabrikalar ve nakliyenin 7/24 çalışır olması gerekmektedir. Bununla birlikte projelerin geleceği için şu anda evlerinde olan kişilerin iş gücüne ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullandı.
“Yerel tedarik zincirine sahip olan uluslararası kuruluşlarla çalışılmalı”
Yenilenebilir enerji alanında gelişmelerin devam etmesi için önerilerde bulunan Krump, tedarikçi pazarının çeşitlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Esnek tedarik zincirlerinin araştırılması gerektiğini söyleyen Krump, yerel tedarik zincirlerine sahip olan uluslararası tedarikçilerle çalışılması önerisinde bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri’ne satış yapan pek çok tedarikçinin, vergilerden kaçınmak için Asya’nın farklı yerlerinde üretim yaptığını söyleyen Krump, “Bunun yanı sıra, bu üreticiler sıklıkla Orijinal Ürün Üreticilerinin (OEM) kapasitelerini kullanırlar ve yerelleştirilmiş tedarik zinciri ilişkileri kurmazlar. Bir tedarik zincirinin yerelleştirilmesi ise yıllar alabilir. Bu nedenle bir alt bileşen tedarikçisinin çeşitlendirilmesi de çok önemlidir.” dedi
“Teknolojik yenilikleri takip eden tedarikçiler bulunmalı”
Potansiyel tedarikçilerin son 5-10 yıl içinde hangi gelişmiş teknolojileri kullandığının araştırılması gerektiğini dile getiren Krump, tedarikçinin teknolojik gelişmelere yanıt verme yeteneğinin analiz edilmesini söyledi.
Krump’a göre, ürün kalitelerinin değerlendirilmesi için uluslararası kabul görmüş, deneyimli üçüncü taraf denetçilerden de hizmet alınmalı.