Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından bugün yayımlanan “Küresel Yenilenebilir Enerji Görünümü” raporunda öne çıkan önemli başlıklardan biri istihdam oldu.
Rapora göre, enerji dönüşümü ekonomilerin karbondan arındırılmasını sağlarken, sunduğu kapsamlı politikalarla sosyo-ekonomik kalkınmaya katkı sunabilir ve toplumlar üzerinde dönüştürücü etki yaratabilir.
Bunun için ise koronavirüs krizi sonrasında sağlanacak yeşil ekonomik teşvikler oldukça önem arz ediyor.
Yeni sosyo-ekonomik kalkınma modellerinin hayata geçirilebileceğinin belirten IRENA’ya göre, küresel ölçekte 2050 yılına kadar yenilenebilir enerji sektöründe yaratılacak istihdam bugünkü seviyesinin dört katına çıkabilir.
IRENA’dan yeni rapor; Dayanıklı bir ekonomiye giden yol enerji dönüşümünden geçiyor
IRENA’ya göre; yenilenebilir enerji sektöründe yaklaşık 42 milyon yeni iş yaratılırken; enerji verimliliğinde 21 milyon, sistem esnekliği kapsamında ise 15 milyon yeni iş imkânı ortaya çıkabilir.
Böylece enerji sektöründe bugün 60 milyon olan toplam istihdam, 2050 yılında 100 milyona ulaşabilir.
Enerji dönüşümü, coğrafyalara ve iş kollarına göre farklılık gösterebilir
Rapora göre, küresel ölçekte elde edilecek kazanımlara rağmen, enerji dönüşümünün yapısal etkileri ve iş gücü piyasasına yansıması değişik coğrafyalarda, iş kollarında ve sektörlerde farklılık gösterecek.
Yenilenebilir enerji kaynakları, enerji verimliliği ve enerji dönüşümü sektörlerinin büyümesiyle, enerji sektörünün diğer kollarında istihdamın azalacağı, ancak bu durumun uygulanacak adil dönüşüm stratejileri ile dengelenebileceği belirtilen araştırmada,
“Sosyo-ekonomik seviyelerdeki farklılık, enerji dönüşümünün bölgesel ölçekte farklı şekillerde gerçekleşmesiyle sonuçlanacaktır. Bölgesel farklılıklar; fosil yakıtlara ve diğer emtialara bağımlılık, mevcut endüstriyel üretkenlik, gelişmekte olan teknoloji seçenekleri ve yerel tedarik zincirlerinin yapısından kaynaklanacak.” ifadelerine yer veriliyor.
“Yatırım kararları düşük karbon ekonomisi ile uyumlu olmalı”
İklim değişikliğinin yarattığı tehditlerle mücadele başarısının; benimsenen yasal altyapı, uygulama hızı ve taahhüt edilen kaynak seviyesine bağlı olacağını dile getiren uzmanlara göre, “Bu kapsamda atılması gereken bir sonraki adım, yatırım kararları alınırken bunun düşük karbon ekonomisinin inşasıyla uyumunun hesaba katılması olmalı.”