Covid-19 salgını ile mücadele eden hükümetler ekonomik toparlanma için teşvik paketlerini hayata geçirmeye hazırlanıyor. Dünya çapında ekonomik iyileşme paketlerinin temiz enerji dönüşümünü desteklediğini ve bu teşvikin istihdam yaratma konusunda önemli fırsatlar sunacağını belirten Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Uzmanlarına göre,
“Enerji verimliliği, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynakları enerji dönüşümünün önemli temel taşları. Ancak dünyanın hem iklim hem de sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşması için yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin yanı sıra farklı hedefler de koyması gerekiyor.”
Ekonominin tüm bölümlerini karbondan arındırmak için geniş bir temiz enerji teknolojisi portföyüne ihtiyaç duyulacağını ifade eden uzmanlara göre, bataryaların ve hidrojen üreten elektrolizörlerin de ekonomik teşvik paketleri içerisinde yer alması gerekiyor.
IEA’nın internet sitesinde yayımlanan makaleye göre, geleceğin enerji sektörü, hem bataryalar hem de elektrolizörlere ihtiyaç duyacak.
IEA Uzmanlarıne göre, “Ulaşımı elektrikli hale getirmeyi sağlayan lityum-iyon bataryalarının fiyatları yıllar içinde keskin bir düşüş yaşadı. Birçok hükümet elektrikli araçların daha fazla kullanılmasını teşvik eden ve batarya fiyatlarındaki düşüşü daha da hızlandıran politikalar benimsedi.”
Bataryaların aynı zamanda, rüzgâr ve fotovoltaik (FV) güneş gibi yenilenebilir enerjilerin elektrik sistemlerine entegrasyonunu desteklediğinin altını çizen IEA’ya göre, lityum iyon bataryalar enerji sektöründe ulaşımın daha da ötesinde önemli fırsatlar sunuyor.
Elektrik enerjisi kullanarak suyu hidrojen ve oksijene ayıran elektrolizörlerin düşük karbonlu elektrikten hidrojen üretmek için önemli bir yol olduğunu dile getiren uzmanlara göre,
“Temiz hidrojen ve hidrojen türevi yakıtlar; nakliye, havacılık, demir-çelik veya kimya endüstrileri gibi karbondan arındırmanın zor olduğu sektörler için hayati bir önem taşıyor. Bu alanlar, diğer temiz enerji teknolojilerinin kolayca hayata geçirilemediği alanlar.”
Bununla birlikte, şu anda her yıl gübre üretimi ve petrol rafinerilerinde kullanılmak üzere üretilen yaklaşık 70 milyon ton hidrojenin neredeyse tamamının doğal gaz ve kömürden elde edildiğini ifade eden IEA Uzmanlarına göre, bu durum bugün 800 milyon tondan fazla emisyona neden oluyor.
Dünyada batarya üretme kapasitesinin son yıllarda hızla arttığını ve dünya genelinde her yıl araçlarda kullanılmak üzere 320 GWh’lik batarya üretilebileceği bilgisini veren IEA’ya göre, bu değer 2019 yılında satılan 100 GWh’lik 2,1 milyon elektrikli aracın çok üzerinde ve bu kapasitenin kullanılması önemli.
Küresel üretim kapasitesinin eşit dağılım göstermediğini belirten IEA verilerine göre, Çin yüzde 70 ile birinci sıradayken, Amerika Birleşik Devletleri yüzde 13 ile ikinci, Kore yüzde 7 ile üçüncü, Avrupa yüzde 4 ile dördüncü ve Japonya ise yüzde 3 ile beşinci sırada yer alıyor. Koronavirüs nedeni ile Çin’deki üretim sekteye uğrasa da kademeli olarak üretim süreci yeniden başlıyor.
Üretim kapasitesinin daha fazla artması gerektiğini ifade eden uzmanlara göre, Covid-19’a rağmen otomobil endüstrisinin hedeflerine ulaşacağı varsayılarak 2025 yılına kadar 1,000 GWh’lik batarya üretimi gerekiyor. Bu da Tesla ölçeğinde 50 tesisin gerekli olduğu anlamına geliyor.
IEA’nın Dünya Enerji Görünümü Raporu’na göre ise uzun vadeli sürdürülebilir hedeflere ulaşılması için 2030’da batarya üretiminin iki katına çıkması gerekiyor.
Bu rakamların iddialı olsa da ulaşılabilir olduğunu dile getiren IEA’ya göre, “CATL, LG Chem, BYD, Northvolt and Panasonic gibi firmalar yıllık 2,1 GWh’lik üretim kapasitesine sahip.”
Büyük kapasiteli batarya fabrikalarının inşa edilmesi, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte, 2-5 yıllık bir süre aldığı için zamanın önemli olduğunu vurgulayan uzmanlara göre, elektrolizör üretimi ise henüz başlangıç aşamasında.
Avrupa yıllık 1,2 GW’lık üretim kapasitesi ile lider konumda. İngiltere’de 1 GW’lık bir tesis kurulma aşamasında. Norveç ise yılda 360 MW üretim kapasitesine sahip bir tesis inşa etmeyi planladığını duyurdu.
2019’da 170 MW olan elektrolizör kapasitesinin, 2021 yılına kadar 730 MW’a çıkabileceği konusunda proje hedeflerinin olduğu bilgisini veren IEA’ya göre, bu ivmenin Covid-19 krizinden sonra da korunabilmesi için hükümetlerin hidrojen yatırımları için güvence sağlamaları gerekiyor.
Hem batarya hem de elektrolizör üretiminin temiz enerji dönüşümü paketleri için önemli olduğunu belirten uzmanlara göre, her iki teknoloji de kendi başlarına çok sayıda istihdam ya da ekonomik iyileşmeyi artıramaz, ancak endüstriyel değer zinciri için önemli ve ölçülebilir faydalar sağlar.
Doğrudan iş yaratma gücü mühendislik ve elektrokimyadaki uzman profillerle sınırlı kalsa da elektrikli araç şarj istasyonları gibi ilgili altyapı geliştirilmesi projelerinin dolaylı olarak ek iş imkânları sağlaması mümkün.
Bu tür yatırımların gerçek değerinin kalıcı ve uzun vadeli faydalar sağlayacağının altını çizen uzmanlara göre,
“Batarya ve hidrojen kullanımı arttıkça her iki endüstrinin de tüm tedarik zincirlerinde daha fazla iş yaratma potansiyeli var. Ayrıca akü ve elektrolizör üretimi için destek sağlanması hükümetlerin Covid-19 krizinden daha güçlü çıkmalarını ve gelecekte yurtiçi ve yurtdışı büyüme pazarları oluşturmalarını sağlayacak.
Bu teknolojilerin teşvik paketlerinde yer alması önümüzdeki yıllarda temiz enerji dönüşümünü hızlandırmamızı sağlayacak. Bu durum, dönüşüm için temel zemin oluşturmanın bir yolu. Aksi takdirde ilerlemeyi kritik bir zamanda engelleyebilir.”