Belgrad Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nikola Rajaković, yenilenebilir enerji teknolojilerindeki gelişimin enerji dönüşümünü hızlandırdığını söyledi.
Rajaković, Balkan Green Energy News için kaleme aldığı yazısında, “Güneş enerjisinden elde edilen bir megavat saatlik elektrik fiyatının, bir termik santralde üretilen elektrikten çok daha ucuz olduğu kolayca belirlenebilir. Bugün Sırbistan için de güneş ve rüzgâr santrallerinin Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyetleri’nin (Levelized Cost of Electricity-LCOE), termik santrallerinkinden daha düşük olduğu söylenebilir.” diyor.
Elektrik fiyatları düştü
Güneş enerjisi için yakın zamanda yapılan bazı açık artırmalarda elektrik fiyatlarının 22 Avro/ MWh’e düştüğü bilgisini veren Rajaković’e göre, “Günümüzde batarya fiyatlarının hızla düşmesi nedeniyle hibrit çözümlerin çok rekabetçi olduğunu belirtmek önemli ve rüzgâr santrali için de çok benzer sonuçlara varılabilir.”
Karbon vergisi hesaplanırken termik santrallerin ve sağlık harcamalarının da hesaba katılması gerektiğini ifade eden Rajaković,
“Avrupa’daki mevcut fiyat seviyesiyle, CO2 vergilerinin termik santrallerin gelirlerinin üçte birini tüketeceğini ve böylece ekonomik olarak sürdürülemez hale geleceğini bilmek önemlidir. Ancak bu durum, yeni kömür projelerinin sürdürülebilirliğini analiz ederken anahtar parametre değildir. Ekosistem ve halk sağlığı üzerindeki etki daha önceliklidir.” diyor.
“Bölgemiz kademeli olarak karbondan arındırılmalı”
Yüzde 100 yenilenebilir enerji ile çalışan bir sistemi yönetmenin mümkün olduğunu dile getiren Rajaković’e göre, fosil yakıt döneminin sona ermesi ve önemli miktarda linyit rezervi olan Sırbistan’ın kademeli olarak karbondan arındırılması gerekiyor.
“Enerji bağımsızlığı güvence altına alınmalı”
Rajaković’e göre linyit, geçmişte enerji bağımsızlığı için önemli görülüyordu. Ancak, günümüzde linyit, karbondan arınmanın önünde bir engel olarak görülüyor ve enerji bağımsızlığını güvence altına alacak ve artıracak yenilenebilir enerji kaynaklarına geçilmesi gerekiyor.
“Yüzde 100 yenilenebilir enerji” mümkün
Tüm enerji sisteminin yenilenebilir kaynaklar tarafından yönetilmesinin mümkün olduğuna dikkat çeken Rajaković,
“Son araştırmalara göre yüzde 60’ı güneş, yüzde 20’si hidroelektrik ve yüzde 20’si rüzgâr enerjisinden oluşan bir sistem yönetilebilir. Ancak ulaşım, ısıtma ve sanayinin elektrifikasyonun sağlanması ve akıllı alt yapılar sayesinde enerjinin farklı şekillerde depolanması gerekmektedir. Bu tür bir sistem fosil yakıt içermez ve tamamen karbondan arındırılmıştır.” diyor.
Rajaković karbondan arındırılmanın hızlandırılması ve destek sağlanması için şu örnekleri sunuyor:
- Avrupa Birliği’nde 2019 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından 1029 TWh, termik santrallerden 941 TWh, nükleer santrallerden ise 777 TWh elektrik üretildi.
- Hindistan’ın 2 GW kapasiteli en büyük güneş enerjisi santrali 53 kilometrekarelik bir alan kaplıyor. 450 GW kapasiteye sahip Hindistan, güneş enerjisinde küresel liderlerden biri haline geldi.
- Bosna-Hersek’teki Trebinje şehrinin güneş potansiyeli, yılda 1500 saat boyunca maksimum güneş enerjisi sağlayabilir.