Çevre Ekonomisti Shafiqul Alam The Business Standart için kaleme aldığı “Covid-19’un ötesinde enerji sistemi” başlıklı yazısında, dünyadaki enerji sistemlerinin bir dönüşüm yaşadığını ve yenilenebilir enerji kaynaklarının şu anda küresel elektrik üretiminde yüzde 30’dan daha fazla bir paya sahip olduğunu söylüyor.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) verilerine göre, 2019 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının kapasite artışındaki payı, bir önceki yıla göre yüzde 8 artış gösterdi.
Politika yapıcıların ve küresel toplulukların, yapılan kapsamlı araştırmalar sonucunda sürdürülebilir enerjinin önemini fark ettiğini ifade eden Alam, sürdürülebilir enerjiye geçişin iklim değişikliği ile mücadeledeki önemine de dikkat çekiyor.
Alam, “Covid-19’un neden olduğu ekonomik sıkıntılar sonrası, farklı ülkelerin teşvik paketlerinde küresel enerji sistemini yeniden şekillendirebileceği hakkında çok şey söylendi. Bu tartışmalar zaman zaman, Covid-19’a da atfedilebilecek petrol talebindeki keskin düşüşe dayanıyordu.” diyor.
Fosil yakıt endüstrisi perspektifinden enerji talebindeki düşüşün iki yönlü etkisi olduğunu dile getiren Alam’a göre bunlardan ilki fosil yakıt bazlı enerjinin daha az kullanımı, ikincisi ise yeni fosil yakıt bazlı elektrik üretim birimlerine olan talebin geçici olarak durması.
Eski enerji üretim birimlerinin her yıl yeni ve daha temiz olanlarla değiştirildiğini söyleyen Alam,”Carbon Brief’in bir makalesine göre, Covid-19 sonrası eski santrallerin devre dışı bırakılması gözden geçirildi. Öte yandan, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) tahminine göre küresel petrol ve kömür talebi bu yıl yüzde 8-9 düşebilir, doğalgazda ise keskin bir düşüş yaşanabilir.” açıklamalarında bulunuyor.
Pandemi nedeni ile yenilenebilir enerji talebi azalmış olsa da bu azalma diğer kaynaklara nazaran çok daha yavaş bir hızda gerçekleşti.
Yenilenebilir enerjilerin karşı karşıya kaldığı başlıca zorluklara da değinen Alam’a göre, bu süreçte yaşanan sıkıntılar şunlardı:
- Tedarik zincirinin bozulması,
- Dünya çapında yenilenebilir enerji projelerinin yapımındaki gecikmeler ve projelerin devreye alınamaması,
- Sosyal mesafe, seyahat kısıtlaması vb. nedenlerle, yenilenebilir enerji de dâhil olmak üzere enerji talebini doğrudan etkilenmesi,
- Sosyal ve ekonomik zorluklar nedeni ile hükümetlerin ve özel yatırımcıların yeni projeleri askıya almaları.
Bununla birlikte, enerji bir ekonominin ana taşıyıcısı olduğu ve temel bir hizmet sunumu olarak görüldüğü için, yenilenebilir enerji projelerinin inşası ile ilgili faaliyetlerden vazgeçilmediğini belirten Alam,
“IEA’nın öngördüğü gibi yenilenebilir enerji projeleri mevcut senaryodan etkileniyor ancak yakında ivme kazanacak.” diyor.
Ölçek ekonomilerinin ve politika araçlarının yenilenebilir enerji fiyatlarının düşürülmesine katkıda bulunduğunu ifade eden Alam’a göre,
“Bazı ülkelerin koronavirüs kurtarma paketleri, nihayetinde yenilenebilir enerjilerin teşvikini destekleyecek olan yeşil iyileşmeyi desteklemek bilinçli bir şekilde tasarlandı. Bu nedenle, yenilenebilir enerjilerin küresel enerji karışımı içindeki payı şüphesiz önümüzdeki yıllarda artacaktır.”