Leeds Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen ve Nature Climate Change’de yayımlanan yeni bir çalışmada, emisyon azaltımına yönelik güçlü ve hızlı şekilde atılacak adımların, önümüzdeki 20 yıl içerisinde küresel ısınmayı önemli ölçüde yavaşlatabileceği ortaya koyuldu.
Küresel ısınma 13 kat daha düşük gerçekleşebilir
Araştırmacılara göre, büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı bir geleceğe kıyasla, hızlı ve geniş kapsamlı emisyon azaltımı sonucunda, küresel ısınma 13 kat daha düşük gerçekleşebilir.
Fosil yakıtların yoğun şekilde kullanılmaya devam edilmesi durumunda, önümüzdeki 20 yıl içerisinde küresel sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artmasına neden olabilir ve bu durum, Paris Anlaşması’nda öngörülen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılacağı anlamına geliyor.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 1,5° Raporu’nda, Paris Anlaşması ile uyumlu bir gelecek için, emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 45 oranında azaltılması gerektiğini vurguluyor.
Daha önce gerçekleştirilen araştırmalar, emisyon azaltımının küresel ısınmayı yavaşlatma etkisinin yüzyılın ikinci yarısına kadar başlamayacağını öne sürüyordu. Ancak yayımlanan bu yeni makale ile iklim değişikliğiyle ilgili acilen hayata geçirilecek adımların, yakın dönemde de fayda sağlayabileceği belirtiliyor.
Araştırmanın bulguları, emisyon azaltımının Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu olmasının, özellikle küresel ısınma artışını sanayi öncesi seviyelere kıyasla 1,5°C ile sınırlandırmaya yönelik çabaların sürdürülmesi sayesinde, önümüzdeki 20 yıl içerisinde ısınmanın kontrol altına alınmasında önemli etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Bu sonuca, insan kaynaklı olmayan ve doğal gerçekleşen değişkenlerin dikkate alınmasından sonra dahi ulaşılıyor.
Emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve “ortalama” olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor.
Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor.
Çalışmanın Baş Yazarı Dr. Christine McKenna, “Sonuçlarımız, emisyonlardaki hızlı ve keskin azaltımın faydalarının yalnızca gelecek nesillerle sınırlı olmadığını gösteriyor. Hemen harekete geçmek, önümüzdeki 10 yıllar içerisinde küresel ısınmanın hızlanmasını önleyebileceğimizi gösteriyor. Bu durum aynı zamanda uzun vadede küresel ısınmayı sınırlandırma hedefine yaklaşabileceğimizi de ortaya koyuyor.” dedi.
“Yeşil iyileşme mümkün kılınmalı”
Bu durumun aynı zamanda, daha hızlı gerçekleşebilecek aşırı sıcaklık değişikliklerinin etkilerini bertaraf etmeye yardımcı olacağını dile getiren McKenna şunları ekledi:
“Günümüzde küresel sıcaklıklar, her 10 yıllık süreçte yaklaşık 0,2˚C artıyor. Bu durum bizi, iklim değişikliği konusunda acilen önlem alınmadığı durumda, Paris Anlaşması’nın ihlal edilme tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor.
Araştırmanın sonuçları, sera gazı azaltım hedeflerinin belirlenmesi konusunda, hükümetler ve karar verme süreçlerindeki diğer paydaşlara, koronavirüs sonucu oluşan ekonomik etkilerin, yeşil iyileşmeyi mümkün kılacak şekilde gerçekleşmesi gerektiğinin altını çiziyor. Çalışma aynı zamanda bu iyileşmenin net sıfır emisyon hedefiyle bir arada ele alınması gerektiğini öne sürüyor.”