Koronavirüs salgını nedeniyle küresel tedarik zincirindeki aksamalara bağlı olarak birçok projede gecikme yaşandı. Bu nedenle, 2020’de devreye alınan güneş enerjisi kurulu gücünün artışında bir önceki yıla göre yavaşlama oldu ve 672 MW ilave kapasite elektrik üretimine başladı.
Bu artışla Türkiye’nin güneş enerjisi kapasitesi geçen yılsonu itibarıyla 6 bin 667 MW’a ulaştı.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Başkanı Halil Demirdağ, güneş enerjisinin toplam elektrik üretimindeki payının geçen yıl yüzde 4 olduğunu belirterek, “Bu yıl ülkemizin güneş enerjisi kurulu gücünün 1500 MW düzeyinde artacağını ve güneşin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 5’in üzerine çıkacağını öngörüyoruz.” dedi.
Kuraklık döneminde güneş, hidroelektrik santrallerini dengeleyebilir
Güneş enerjisinde mini Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) yarışmalarının yerli üretim katkı tahsisi yöntemiyle yapılacak olmasının güneş enerjisi sanayicisi açısından önemli bir fırsat oluşturacağını dile getiren Demirdağ, diğer yandan geçen yıl çıkan hibrit yönetmeliğinin de güneş enerjisi yatırımları için ciddi bir proje stoku ortaya çıkarabileceğini ifade etti.
Demirdağ, hidroelektrik santralleriyle hibrit şekilde kurulacak güneş santrallerinin dengeleyici bir işlev göreceğini belirterek şöyle devam etti:
“Coğrafi avantajı nedeniyle ülkemiz hidroelektrik alanında önemli potansiyele sahipken, yarı kurak iklim kuşağında bulunması nedeniyle kurak yıllarda hidroelektrik kaynaklı elektrik üretimi düşüyor. Oluşan eksiklik ise ağırlıklı olarak doğal gaz ve ithal kömürle karşılanıyor. Böyle dönemlerde güneş enerjisi hidroelektrik santralleri açısından mükemmel bir dengeleyici işlev görecektir. Bu santrallerin hâlihazırda elektrik iletim altyapılarının da bulunması, hidroelektrik santral sahalarında hızla güneş enerjisi santralleri kurulmasını sağlayabilir. Bu projelerin devreye girmesiyle de kurak yıllarda Türkiye’nin fosil yakıt ithalat ihtiyacı önemli oranda gerileyecektir.”
Sanayici karbon ayak izini güneş enerjisiyle azaltacak
Demirdağ, yeşil enerjinin Türkiye’deki ihracatçıların da elini güçlendireceğine dikkati çekti.
Aralık 2020’de yürürlüğe giren Avrupa Birliği’nin (AB) Yeşil Mutabakatı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Joe Biden yönetiminin ülkesini tekrar Paris İklim Anlaşması tarafı yapacak olmasının tüm yeşil enerji sektörlerini olumlu etkileyeceğini vurgulayan Demirdağ, şunları kaydetti:
“AB, 2030 için enerji tüketiminin en az yüzde 32’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılama ve sera gazı emisyonlarını 1990’a göre yüzde 55 düşürme hedefi belirledi. Birlik üyelerine yapılan ihracatta sınırda karbon vergisi uygulamasına geçilecek olmasının AB ile ticari ilişki içinde olan tüm ülkelere önemli yansımaları olacak. Bu durum ayrıca Türkiye gibi Avrupa ile yoğun ekonomik ilişkiler içindeki ülkelerde yenilenebilir enerji yatırımlarının ve bu yatırımlara yönelik uluslararası finansman olanaklarının artmasını sağlayacaktır.”
Bu durumun Türkiye’de güneş enerjisinin yaygınlaşması için önemli bir fırsat penceresi oluşturacağını dile getiren Demirdağ, Türkiye’de ihracat yapan hiçbir sanayicinin Avrupa ülkeleriyle ticaretini sonlandırmayı veya maliyetlerinin yükselme riskini göze alamayacağını ifade etti.
Demirdağ, ihracatçıların ürünlerinin karbon ayak izini düşürme mecburiyetiyle karşı karşıya kalacağını söyledi.
Bu noktada güneş enerjisinin özellikle Türkiye gibi yüksek ışınım değerlerine sahip bir ülkedeki sanayiciler için en ekonomik ve doğru yatırım alanı olarak ortaya çıkacağını belirten Demirdağ, “Bu öngörüyle de Türkiye’de birçok sanayi kuruluşunun güneş enerjisi yatırımlarına başladığı veya yatırım planları içine almakta olduğunu görüyoruz.” dedi.
(AA)