Fitch Solutions tarafından yayımlanan yakın tarihli bir araştırmaya göre Avustralya, küresel boyutta yeşil hidrojen üretim merkezi olma ve yenilenebilir enerji pazarının büyümesini hızlandırma konusunda “yüksek potansiyele” sahip.
Çalışmaya göre, 10 yılın sonunda yeşil hidrojen üretimindeki büyümeye bağlı olarak yenilenebilir enerji üretimi, Avustralya’nın toplam enerji üretiminin üçte birini oluşturabilir.
Fitch’in analizine göre ülkede 2030 yılında yenilenebilir enerjinin (hidroelektrik hariç) elektrik üretimindeki payı yüzde 30,1’lere yükselecek.
PV-Tech’te yer alan habere göre, hidroelektriğin dâhil edilmediği yenilenebilir enerji kapasitesinin önümüzdeki dokuz yıl içinde yıllık ortalama yüzde 5,5 oranında artması ve 2030 yılına kadar toplam 47,4 GW olması tahmin ediliyor.
Öte yandan, düşen toptan elektrik fiyatlarının kömürlü termik santrallerin ekonomik olarak ayakta kalmasını zorlaştırması nedeniyle, kömür üretiminin 2030 yılına kadar yılda yaklaşık yüzde 1,2 oranında düşmesi bekleniyor.
Avustralya’daki yatırımcılar, ülkede 30 GW’a yakın yeşil hidrojen projesinden oluşan bir boru hattı inşaatına sahip olduklarını açıkladı.
Bu açıklama, Batı Avustralya Hükümeti’nin Eyalet’in hidrojen endüstrisini güçlendirmek için 15,32 milyon dolar fon ayırmasından bir yıl sonra geldi.
Ülkede, batarya depolama da gelişiyor
Fitch ayrıca, Avustralya’nın hem yenilenebilir enerji fiyatlarının düşürülmesi hem de “ticari olarak uygulanabilir” büyük ölçekli bir batarya depolama sektörü yaratması açısından birçok ülkeden daha gelişmiş hale geldiğini açıkladı.
Ülkede, yerel yetkililer de son aylarda yeşil hidrojen teknolojilerini geliştirmek için daha fazla yatırım yaptı.
Infrastructure Australia bu yıl, Singapur’un elektrik talebinin yüzde 20’sini karşılamayı amaçlayan bir güneş enerjisi ve depolama projesi de dâhil olmak üzere, çok sayıda temiz enerji projesine imza attı.
Proje tamamlandığında 13 GW’lık bir güneş enerjisi santrali ile 27 GWh’lik batarya depolama alanı oluşturulmuş olacak.
Fitch’in raporunda, “Başlangıçta yenilenebilir enerji büyümesinin daha büyük ölçekli tesislerdeki şebeke bağlantı darboğazları nedeniyle yavaşlamasını bekledik. Ancak yeşil hidrojen ve enerji depolama tesislerindeki hızlı ilerleme ile daha fazla kapasite aktif hale geldi.” ifadelerine yer verildi.