Küresel ısınmanın sınırlandırılmasına yardımcı olmak için yenilenebilir elektrik üretiminin mevcut orandan sekiz kat daha hızlı büyümesi gerektiğini belirten Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’na (IRENA) göre, önümüzdeki 30 yıl içinde yenilenebilir enerjiye 131 trilyon dolar yatırım yapılması gerekiyor.
Fosil yakıt kaynaklı emisyonların koronavirüs öncesi seviyeleri geçme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirten IRENA Başkanı Frances La Camera,
“Son eğilimler, bulunduğumuz yer ile olmamız gereken yer arasındaki uçurumun azalmadığını, aksine genişlediğini gösteriyor. Yanlış yöne gidiyoruz. Anlamlı bir geri dönüş yapmak için enerji dönüşümünde önemli bir hızlanmaya ihtiyacımız var. Çabalarımızı ölçmek için en önemli değişken zaman olacak.” dedi.
Ajansın genel görünüm raporu, ekonomiyi karbon emisyonlarından uzaklaştırmak için ulaşım ve ısıtmanın daha fazla elektrikli hale gelmesi ve fosil yakıtların 2050 yılına kadar bırakılması gerekiyor.
IRENA’ya göre, doğrudan elektrifikasyonun mümkün olmadığı ağır sanayi ve üretim tesislerinde temiz enerji üretimi için yeşil hidrojen üretilmesine olan talep de artacak.
Fosil yakıtlar, son yıllarda enerji tüketiminin neredeyse üçte ikisini oluşturdu, ancak IRENA’ya göre bu oran 2050’ye kadar yüzde 10’a düşürülebilir.
Reuters’ın aktardığına göre Ajans, dünyanın en yüksek petrol talebinin koronavirüs salgını sırasında ulaşım yakıtları pazarındaki düşüşten önce gerçekleştiğini ve doğal gazın önümüzdeki üç yıl içinde zirveye ulaşacağını belirtiyor.
IRENA, 2050 yılına kadar petrolün dünya enerji kullanımındaki payının yüzde 4’e düşmesini bekliyor.
Doğal gazın payının yüzde 6’ya düşmeden önce 2025 yılında zirve yapacağını belirten Ajans, kömürün payının ise yüzyılın ortasında yüzde 2’ye düşeceğini ön görüyor.
Dünyadaki küresel karbon emisyonlarının yarısından fazlasından sorumlu olan ekonomilerin, 2050 yılına kadar karbon nötr olma sözü verdiğini hatırlatan La Camera,
“Finansal piyasalar ve yatırımcılar sürdürülebilir yatırımlara yöneliyor ve Covid-19, ekonomileri fosil yakıtların kaderine bağlamanın risklerini gösterdi.” dedi.