Yazar: Temiz Enerji Vakfı (TEMEV) Başkan Yardımcısı Tülin Kesin
Türkiye’ de binalar (konut ve ticari) nihai enerji tüketimindeki en büyük payı alıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2019 yılı Enerji Dengesi verilerine göre bu sektörün toplam payı yüzde 32,6. Türkiye’de sadece konutlarda nihai enerji tüketiminin payı ise yüzde 21,32.
Konutlar, şehirleşme ile birlikte elektrik enerjisini daha fazla tüketir hale geliyor ve konut sektörü enerji tüketiminde yüzde 22 gibi bir paya ulaşmış durumda. Beyaz eşya ise konutlardaki elektrik enerjisi tüketiminin en önemli kaynağı olarak konut tüketiminin yüzde 50 sinden fazlasını oluşturuyor.1.
Hem enerji tüketiminin aldığı payın büyüklüğü hem de elektrik faturasının son zamlarla aile bütçesi üzerindeki etkisi beyaz eşyanın enerji verimliliğinin dikkatle izlenmesini zorunlu kılıyor.
Geçtiğimiz Şubat ayında Türkiye beyaz eşya sektörünün önde gelen firmalarını temsil eden Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), “Geleceği Bugün Şekillendirmek” başlıklı bir sektör raporu yayımladı.
TÜRKBESD Başkanı Can Dinçer yaptığı açıklamada, Türkiye beyaz eşya sektörünün yılda yaklaşık 4,5 milyar dolar ihracat yapan ve yaklaşık 4 milyar dolar dış ticaret fazlası veren lokomotif bir sektör olduğunu belirterek dünyanın ikinci büyük üretim merkezi konumundaki Türkiye beyaz eşya sektörünün yüksek teknoloji ile dijital beyaz eşya üretimi ve ihracatı sayesinde daha hızlı büyümesinin öngörüldüğünü vurguladı.
Sektörle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden de görüleceği üzere, Türk beyaz eşya sektörünün dünyadaki pozisyonu, genel olarak teknoloji, özel olarak da verimlilik konusunda liderlik konumunu ortaya koyuyor.
Türkiye beyaz eşya sanayi Avrupa’nın en büyük ve dünyanın ise Çin’den sonra ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Sektör, 2020 yılında buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır makinesi, kurutucu, bulaşık makinesi ve fırından oluşan ürün gruplarında toplam 29,1 milyon adetlik üretim gerçekleştirerek Türkiye’nin sanayi gücüne önemli katkı sağladı.
2016-2020 yılları arasında yüzde 10,8 oranında üretim artışı gerçekleştiren beyaz eşya sektörü, aynı dönemde ihracatta yüzde 12’lik bir büyüme yakaladı ve 2020’de 22 milyon adet beyaz eşya ihracatı gerçekleştirdi. Bu oran toplam üretiminin yüzde 76’sına tekabül ediyor.
AB, Türkiye beyaz eşya sektörünün en büyük pazarı
Türkiye’nin beyaz eşya ihracatının yaklaşık yüzde 72’si AB’ye gerçekleştiriliyor. AB’nin Türkiye’den yaptığı beyaz eşya ithalatı, yıllar içinde artarak 2019 yılı itibarıyla toplam ithalat içinde yüzde 15,1’lik paya ulaştı ve ihracatın yüzde 50’si beş Avrupa ülkesine yapılıyor. Bu ülkeler ihracat büyüklüğü açısından sırasıyla; Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya.
Bu durum, Avrupa’da sektörü etkileyebilecek gelişmelerin yakından takip edilmesi gereğini doğuruyor ve bu nedenle sektör aşağıda belirtilen konu başlıklarını yakından takip ediyor:
- Avrupa Yeşil Mutabakatı
- Toksik İçermeyen Avrupa Kıtası Gündemi
- Sınırda Karbon Düzenlemesi
- Avrupa Eko-Tasarım ve Enerji Etiketi Gündemi
- Türkiye’nin AB aday ülke konumunun devam ettirilmesi
- Gümrük Birliği Modernizasyonu talebi
- Brexit Sonrası süreç
- Siber Güvenlik Standartlarına Uyum[1]
- Avrupa Eko-Tasarım ve Enerji Etiketi Gündemi
AB’de ve buna bağlı olarak da Türkiye’de, konutlardaki nihai enerji tüketimi açısından ısıtmadan sonraki en büyük tüketim alanı olan elektrikli ev aletlerinin verimliliği sürekli iyileştiriliyor. Verimlilik ve ekolojik seviyeler konusunda etiketlerle de tüketici tercihleri yönlendiriliyor ve sektör buna göre teknolojik iyileştirmeler gerçekleştiriyor.
AB’ye satılan tüm ev tipi elektrikli ev aletlerinin, ekotasarım gereklilikleri ile uyumlu olması ve enerji verimliliği derecesi ile tüketiciler için değerli olabilecek diğer bilgileri taşıyan enerji etiketi taşıması gerekiyor.
AB Enerji Etiketi Çerçeve Düzenlemesi aralarında beyaz eşyanın da yer aldığı 15 ürün ailesi için gereklilikleri belirlemek üzere oluşturuldu. Aynı şekilde AB’de 31 ürün grubu için eko-tasarım gereksinimleri oluşturuldu ve yasallaştırıldı.
Sanayicimizin bu konudaki ana oyuncu olması nedeniyle tüm bu gerekliliklerin yerine getirilmesi için sektörde her türlü Ar-Ge çalışması yapılıyor ve bu nedenle bu sektöre AB piyasasına en hazır ve uyumlu sanayi kollarımızdan birisi denebilir.
Bu açıdan Türkiye’deki tüketici için yerli teknoloji ile üretilmiş cihazlarla çok önemli tasarruf imkanı mevcuttur. Bu husus belki de Türkiye’nin enerji verimliliğindeki en önemli kozlarından birisi. 1 Mart’tan itibaren AB piyasasındaki değişiklik hem tüketici hem de sanayicimiz için önemli fırsatlar getirebilir.
Yeni etiketler ne getiriyor?
AB enerji etiketinin yepyeni bir sürümü, 1 Mart 2021 gününden itibaren tüm mağazalarda ve internet satışlarında geçerli olmaya başladı.
AB Enerji Komiseri Kadri Simson yaptığı açıklamada, “25 yıldır uygulanan orijinal enerji etiketlerinin çok başarılı olduğunu, yeni cihazlarda sağlanan verimlilik artışları ile Avrupa’da ortalama bir hane halkının yılda birkaç yüz avro tasarruf ettiğini ve şirketlerin araştırma ve geliştirmeye yatırım yapmak konusunda motivasyonunu artırdığını” belirtti.
Enerji komiseri ayrıca, şubat ayının sonuna kadar, üretilerek piyasaya verilen ürünlerin yüzde 90’ından fazlasının hali hazırda A+, A++ ve A+++ olarak etiketlendiğini, bu yeni getirilen etiketleme sisteminin tüketiciler için daha net olacağını ve üreticilerin yenilik yapmaya ve daha verimli ürünler sunmaya devam etmesini sağlayacağının beklendiğini de vurguladı.
Mevcut ölçeğe göre “A plus” derecelendirmelerine ulaşan ürün sayısı arttıkça, etiketleme zorlaşıyor.
Aşağıdaki resimde eski etiket ile kıyaslaması verilen yeni etiketleme ile daha basit olan A-G ölçeğine geri dönülüyor.
Tüketiciler, 2021 Mart ayından itibaren, söz konusu yeni etiketleri hem fiziksel olarak mağazalarda hem de çevrimiçi olarak internet satışlarında görmeye başladı.
Bu yeni düzenleme çerçevesinde yeni etiketler başlangıçta dört ürün kategorisi (buzdolapları ve derin dondurucular, bulaşık makineleri, çamaşır makineleri ve televizyon setleri ve diğer harici monitörler) için geçerli olacak.
Sabit ışık kaynaklarına sahip ampuller ve lambalar için yeni etiketlere 1 Eylül’den itibaren geçilecek ve bunu takiben diğer ürünlere de (kurutma makineleri, yerel alan ısıtıcılar, klimalar, pişirme cihazları, havalandırma üniteleri, profesyonel soğutma dolapları, alan ve su ısıtıcıları ve katı yakıtlı kazanlar) önümüzdeki yıllarda bu yeni etiketler, çerçeve mevzuata uygun olarak, adapte edilecek.
Yeni etiketlendirme ölçeği ile enerji verimliliği ve ekolojik tasarım konusundaki gereklilikler daha da sıkılaştırıldı.
Mevcut durumda üretilen çok az ürünün başlangıçta “A” derecesini alabilmesi için tasarlandı ve gelecekte daha verimli ürünlerin sisteme dâhil edilmesi için bir gelişme marjı bırakıldı. Şu anda piyasada bulunan enerji açısından en verimli ürünler artık tipik olarak “B”, “C” veya “D” olarak etiketlenecek.
Yeni etiketlerde tüketicilerin ürün hakkında daha fazla ayrıntı bulmasını sağlayacak AB çapında bir veri tabanına bağlı bir Kare Kod(QR) uygulaması dâhil olmak üzere, etiketlere bir dizi yeni unsur ekleniyor.
Bu etiketlerle birlikte 1 Mart’tan itibaren bir dizi eko-tasarım kuralı da yürürlüğe girecek. Özellikle onarılabilirlik konusunun üzerinde durularak cihazların tamir edilmeden çöp haline gelmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor ve döngüsel ekonominin güçlendirilmesi için tüketicinin desteklenmesi öngörülüyor.
Üreticiler veya ithalatçılar artık bir dizi temel parçayı (motorlar ve motor fırçaları, pompalar, amortisörler ve yaylar, yıkama tamburları, vb.) bir ürünün son ünitesinden sonra en az 7-10 yıl süreyle tamir bakım servislerine sağlamakla yükümlü kılındı.
Sadece yetkili servisler için değil, profesyonel tamirci olmayan, ancak bir şeyleri kendileri tamir etmeyi seven tüketiciler için de üreticiler bir ürünün pazardan çıkarılmasının ardından birkaç yıl boyunca basit tamirler için ihtiyaç duyulan belirli yedek parçaları (örneğin; kapılar, menteşeler ve contalar vb.) hazır bulundurmak zorunda olacak. Tüm bu parçalar için maksimum teslimat süresi, sipariş verildikten sonra 15 iş günü olarak belirlenerek cihazların kısa sürede tamir edilebilmesine olanak sağlanacak.
Bu yeni etiketler, ilgili ürünün enerji verimliliği sınıfını yeniden ölçeklendirmenin yanı sıra, daha net ve daha modern simgelerle enerji verimliliği sınıfından daha fazlasını gösteriyor.
Örneğin bir çamaşır makinesi için, standart bir program için ölçülen, döngü başına litre su miktarı, döngü süresini ve enerji tüketimini kolayca görmek mümkün olabilecektir. Bir başka önemli değişiklik, yeni etiketlerin sağ üst kısmına bir QR kodunun eklenmesi.
QR kodunu tarayan tüketiciler, cihazın boyutları, belirli özellikleri veya test sonuçları ile ilgili veriler gibi ürün modeli hakkında ek bilgileri alabilecek. Bunu sağlamak üzere AB pazarındaki tüm cihazlar, AB çapında yeni bir veri tabanına (Avrupa Enerji Etiketleri için Ürün Kaydı -EPREL) kaydedilecek. Bu veri tabanı, benzer ürünlerin karşılaştırılmasını daha da kolaylaştıracaktır.[2]
Ancak bazı istisnalar da mevcut. Örneğin, 1 Kasım 2020’den sonra üretimden kaldırılan (ancak hala stokta bulunan) modeller dokuz aylık bir süre boyunca eski etiketi koruyabilecektir.
Yazının ikinci bölümünde yarın: Etiketleme sistemi AB ‘de ne gibi faydalar sağlıyor? Elektrikli cihazlardaki verimlik artışının Türkiye ‘deki yansıması ne olacak?
Kaynaklar:
[1] Beyaz Eşya Sektörü Geleceği Bugün Şekillendirmek TURKBESD
[2]New EU energy labels applicable from 1 March 2021