Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki öncelikli alanlardan biri de enerji sisteminin dekarbonizasyonu ve karbondan arındırma sistemi yenilenebilir enerji üzerine inşa ediliyor.
Ege İhracatçı Birlikleri’nin (EIB), Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstri Derneği (GENSED) ile birlikte çevrimiçi düzenlediği “Geleceğimiz Güneşimiz” seminerinde; Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde güneş enerjisinin rolü, güneş enerjisinin yeni uygulama alanları ve bu yatırımların finansmanı konuları ele alındı.
Sanayi sektörü, elektrik tüketiminde yüzde 45’le birinci sırada
EİB Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, yüzde 85’i fosil yakıtlara dayalı olan küresel enerji sisteminin iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının yüzde 70’inden fazlasından sorumlu olduğunu ifade etti.
Eskinazi, “Sanayi sektörü, elektrik tüketiminde yüzde 45’le birinci sırada yer alıyor. Kömür, sıvı yakıt ve doğalgazdan üretilen elektrik, toplam üretimimizin yüzde 56’sına tekabül ediyor. Yenilenebilir enerji ve atıklardan elde edilen elektrik üretimimiz geçen 10 yılda 10 kattan fazla artış göstermiş. Ama buna rağmen, toplam elektrik üretimimizdeki payı yüzde 17 seviyelerinde. Elektrik üretimimiz hala önemli derecede fosil yakıtlara bağlı. Kısacası, iklim değişikliği ile mücadelede en büyük pay biz sanayicilere düşüyor. Bu konuda Paris Anlaşması gibi çok önemli adımlar atıldı.” dedi.
Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretimi ve tüketimi hepimizin geleceği
Yenilenebilir Enerji Ekipmanları İhracatçıları Birliği’nin kurulmasıyla ilgili değerlendirmelerin devam ettiğinin bilgisini paylaşan Jak Eskinazi, “Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların ve teşviklerin artırılması ve Türkiye’nin toplam elektrik üretimindeki payının artmasını istiyoruz. Tükenmeyen, ucuz, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yenilenebilir enerjiler önceliğimiz olmalıdır. Enerjinin sürdürülebilir bir şekilde üretimi ve tüketimi hepimizin geleceğidir.” dedi.
Asya pazarı toplam payını yüzde 61 seviyesine çıkardı
Dünyada ve Türkiye’de, güneş enerjisi santrallerine yapılan yatırımların yıldan yıla, hızlı bir şekilde arttığına değinen Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle,
“Ülkemiz yıllık 2 bin 741 saat toplam güneşlenme süresi ve yıllık toplam bin 527 KWh’lik güneş enerjisi değeri ile önemli bir güneş enerjisi potansiyeline sahiptir. 2020 yılında, fotovoltaik pazarının genel durumunu incelediğimizde, Çin 253,4 GW’lık toplam kapasitesiyle zirvede yer alırken, Avrupa Birliği (AB) 151,3, ABD 93,2 GW’lık kapasiteleriyle ilk üç ülke arasında yer aldı. Avrupa Birliği ülkeleri arasında Almanya 53,9 GW’lık kapasitesiyle zirvede yer alıyor. Bu üç ülkenin 2020 yılında da yatırımlarında hız kesmeyerek yıllık bazda en çok kapasite artışı gerçekleştiren ülkeler olmasıdır. Özellikle Çin’in öncülüğünde Asya Pasifik’teki yatırımlar, oldukça önemli seviyelere gelmiş durumda. Öyle ki 2020’de Asya pazarı toplam payını yüzde 61 seviyesine çıkarmayı başardı.” bilgisini verdi.
Türkiye’nın fotovoltaik kaynak kullanımı AB ortalaması ile aynı
Gülle, ülkemizde 2020 yılında pandemiye rağmen 1 GW’lık kurulum gerçekleştirildiğini fotovoltaik üretimin elektrik talebine katkısının, artan enerji ihtiyacını da göz önüne aldığımızda her geçen gün daha da önem kazandığını ifade etti.
Gülle, “2020 yılında, Honduras elektrik talebinin yüzde 13’ünü, Avusturya yüzde 10,7’sini, Almanya yüzde 9,7’sini ve Türkiye yüzde 5,9’unu fotovoltaik kaynaklardan karşıladı. Ülkemiz, toplam enerji talebine fotovoltaik kaynaklarla cevap verme noktasında 2020 yılında on dördüncü sırada yer aldı. Avrupa Birliği ortalaması ile yaklaşık olarak aynı değeri yakalamamız önemli bir başarı olarak öne çıkarken, AB’ye kıyasla potansiyelimizin çok daha fazla olduğunu unutmamamız gerekiyor.”
Ülkemizde güneş enerjisi sistemlerinde kullanılan çelik yapı, kablo, trafo kesici, panel, panelin hücresi gibi ürünler artık üretilmekte ve ihracat noktasında da ciddi paylar aldığını açıklayan GENSED Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği Başkanı Halil Demirdağ,
“İzmir’den olan bir şirketimiz şu anda dünyanın en büyük projelerine çelik yapı göndermekte. YEKA projemiz ile Türkiye’de sanayicinin eskiden bahsettiği yeşil enerji pahalıdır imajını değiştirdik. Bunun birçok sebebi var. Dünyadaki teknolojik ucuzlamalar, teknolojik gelişmeler ve ülkemizde bunun bir sektör haline gelmiş olması ve birçok maliyetin artık ciddi olarak azalması. Daha geniş katılım olması için yine 50 MW daha 100 MW gibi bir beklentiyle yeni YEKA yapılacak. Sektör olarak ülkemiz için çok rekabetçi fiyatlar verebileceğiz.” dedi.
Türkiye’nin kapasite kullanım oranı yüzde 80’lerde
Küresel iklim değişikliğinin ekonomik maliyetinin 2030’a kadar yıl 300 milyar dolar, 2030’dan sonra ise her yıl 500 milyar dolara ulaşacağı, toplamda 2050 yılına gelindiğinde 8 trilyon dolar kayıpla karşı karşıya olunacağı öngörüsünü paylaşan TBMM Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız,
“Çin, Hindistan ve ABD’den sonra dünyanın 2050’lerde dünyanın dördüncü ekonomik büyüklüğüne eşdeğer olduğunu görüyoruz. İklim değişikliğinde en fazla karbon üreten alan enerji tüketiminde kullanılan tedariktir. Üreticiyle enerji tedarikçilerini bir araya getiren bu toplantı çok önemli. Türkiye üretim kapasitesinde önemli bir noktada, kapasite kullanım oranları yüzde 80’lerde.” diye konuştu.
Coğrafyanın tedarik ve üretim merkezi haline geleceğiz
Altunyaldız’a göre yeni dönemde doğrudan yabancı sermayenin çekilebilmesi, enerji kaynaklarının yeşil dönüşüme uygun bir şekilde yenilenebilir kaynaklara yönelmesiyle doğrudan ilişkili.
Altunyaldız, “Yeşil dönüşüme hızlı adapte olursak ve yenilenebilir kaynaklarla enerji üretirsek o kadar çok yatırım çekip, başta Avrupa olmak üzere etrafımızdaki coğrafyanın tedarik ve üretim merkezi haline geleceğiz. Türkiye yenilenebilir enerjide toplam elektrik enerjisindeki kurulu gücün yüzde 50’sine ulaştık. Karapınar Güneş Enerji Santrali tamamlandığında dünyanın en büyük güneş enerji santrali olacak.” dedi.