Küresel Enerji Takipçisi (Global Energy Monitor, GEM) dünya çapında sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminal projeleri araştırmasının sonuçlarını yayınladı.
“Endişe veren yatırım: Küresel LNG Terminalleri Güncellemesi 2021” başlıklı rapora göre, dünyanın çoğu bölgesinde pandemi sonrası iyileşme girişimlerine rağmen, planlanan toplam LNG arzının yaklaşık yüzde 38’inde nihai yatırım kararlarında gecikmeler veya ciddi zorluklar yaşanabilir.
Finansman zorlukları yaşanıyor
Rapor, Avrupa’da LNG projelerinin, doğal gazın iklim değişikliğine etkisi nedeniyle giderek artan bir şekilde finansman zorluklarıyla karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
Avrupa ülkeleri LNG ithalatını azaltmaya doğru ilerlerken, Türkiye, geçen yıl küresel piyasalarda 2019’a kıyasla LNG ithalatını en çok artıran üçüncü ülke olarak yer almıştı.
Raporda öne çıkan konu başlıkları şunlar:
- COVID-19 sonrası ekonomik iyileşme girişimlerine rağmen, toplam yıllık 265 milyon ton (MPTA) kapasiteye sahip en az 26 LNG ihracat terminali projesi, nihai yatırım kararında gecikmeler ya da diğer önemli zorluklar yaşıyor. Bu terminal projeleri, dünya çapında inşa halindeki yıllık 700 milyon tonluk ihracat kapasitesinin yüzde 38’ine denk geliyor.
- Total petrol şirketinin, isyancıların saldırısı sonrasında Mozambik LNG Terminali için mücbir sebep beyan etmesi, 10 milyarlarca dolar değerindeki LNG terminallerin kırılganlığını gözler önüne serdi.
- LNG sektörünü huzursun eden maliyet aşımı, planlardaki gecikmeler ve yüksek kesinti oranı, geçtiğimiz yıl COVID-19 nedeniyle işgücünde yaşanan aksamalar nedeniyle daha da arttı.
- Geçmişte iklim değişikliğiyle mücadelede potansiyel bir çözüm olarak görülen LNG sektörü, özellikle Avrupalı alıcılar tarafından gittikçe daha büyük bir iklim sorunu olarak görülüyor. Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, IEA) tarafından belirlenen 2050 net sıfır senaryosu, bölgeler arası LNG ticaretinin 2025 yılı itibariyle hızla düşmesini gerektiriyor.
- Küresel ölçekte, geçtiğimiz yıl yalnızca bir adet LNG ihracat projesinin, Meksika’daki Costa Azul LNG Terminali’nin, yatırım kararı verildi.
- Kuzey Amerika, küresel ölçekte inşaat ya da proje aşamasındaki LNG ihracat kapasitesinin yüzde 64’ünü barındırıyor. En çok sorun yaşayan projeler de Kuzey Amerika’da yer alıyor. Finansal yatırım kararında gecikme ya da diğer önemli bir aksaklık bildirilen 26 LNG ihracat terminali projesinin 11’i ABD’de yer alıyor.
- Düşük üretim maliyetleri olan Katar ve Rusya’nın Kuzey Kutbu’ndaki hızlı kapasite artışı, ABD’li LNG ihracat projeleri geliştiren şirketlerin risklerini artırıyor.
- LNG ithalat kapasitesi hızlı büyümeye devam ediyor. Bu büyüme, günümüzde inşaat veya geliştirme aşamasında bulunan projelerin, küresel ölçekteki kurulu gücü yüzde 70 artırabilecek büyüklükte proje içeriyor. İnşaat halinde ya da proje aşamasındaki kurulu gücün yüzde 32’si Çin’de, yüzde 11’i Hindistan’da, yüzde 7’si ise Tayland’da yer alıyor. Asya ülkeleri dışında geliştirilen LNG projelerinde, inşaat halinde ya da proje aşamasında 13 adet LNG ithalat terminali projesi bulunan Brezilya öne çıkıyor.
Raporun Baş Yazarı Lydia Plante, “LNG, karar vericilere ve yatırımcılara güvenli, temiz ve güvenli bir yatırım şeklinde sunulmuştu. Günümüzde tüm bu nitelikler, yükümlülüğe dönüştü. Projelerin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda, yatırımcılar büyük ölçekli finansal kayıplara maruz kaldı.
En son yayınlanan IEA 2050 senaryoları, iklim açısından güvenli bir enerji geleceğinde LNG’nin yeri olmadığına işaret ediyor. LNG endüstrisi iklim değişikliği kozunu kaybetti. LNG’nin geleceğini belirleyecek tek soru, Biden yönetiminin lüzumsuz görülen bu projeleri desteklemek üzere değerli siyasi sermayesini boşa harcayıp harcamayacağı.” dedi.
Küresel Enerji İzleme Takipçisi İcra Direktörü Ted Nace, “Altyapı yatırımlarını ‘güvenli’ yatırım olarak görmeye alışkın kişiler, söz konusu LNG terminali yatırımları olunca zorlu bir yolda olabilirler. İhracat kapasitesinin inşasında fırsatlar daraldı. Bunun yanı sıra, Kuzey Amerika’daki projeler çeşitli nedenlerle planlanın gerisinde seyrediyor.
Kaya gazına dayalı olması sebebiyle ABD’deki projeler, özellikle Avrupalı alıcılar tarafından kirli olarak nitelendiriliyor. Ayrıca, Katar ve Rusya, daha düşük maliyetlerle doğal gaz çıkarabiliyor ve bu pazar payından feragat etmeye niyetli değil.” ifadelerini kullandı.