Londra merkezli düşünce kuruluşu Ember tarafından hazırlanan yeni çalışma, küresel ölçekte her geçen yıl daha rekabetçi hale gelen güneş ve rüzgâr enerjisinin, Türkiye’de de elektrik üretim maliyetlerinde önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
Beş yıl öncesi ile kıyaslandığında, Türkiye’de yeni rüzgâr enerjisi santrali kurulumu maliyeti yüzde 32, yeni güneş enerjisi santrali kurulumu maliyeti ise yüzde 50 oranında azaldı. Rüzgâr ve güneş enerjisindeki bu eğilimin önümüzdeki yıllarda da devam etmesi bekleniyor.
Kömür fiyatı 4 ay içinde ikiye katlandı
Rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin maliyetleri hızla düşerken, kömür fiyatları da tüm dünyada ciddi bir ivmeyle artıyor. Küresel çapta son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşan kömür fiyatı, sadece geçtiğimiz dört ay içeresinde ikiye katlandı.
Türkiye’deki mevcut kömürlü termik santrallerin yüzde 45’inin ithal kömürle çalışması sebebiyle kömür fiyatlarındaki artışın Türkiye’deki elektrik üretimine yansıması ise oldukça maliyetli bir tabloyu işaret ediyor.
Mevcut kömür fiyatları dikkate alındığında, ithal kömür santralleri bugünkü gibi yüksek kapasitede çalışmaya devam ederse, Türkiye’de kömür ithalatı maliyeti 2021 yılında yaklaşık 5 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekor kırabilir. Bu ithalatın 3 milyar dolarlık tutarının ise elektrik üretimi için harcanacağı tahmin ediliyor.
Ember’in Türkiye’deki elektrik üretimine dair sunduğu analiz, yeni kurulacak güneş ve rüzgâr santrallerinden elektrik üretme maliyetinin, ithal kömürle çalışan hâlihazırda işletmedeki termik santrallerdeki üretim maliyetlerinden çok daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Türkiye’de yeni bir rüzgâr ve güneş santrali ile elde edilecek elektriğin maliyeti MWh başına sırasıyla 40,8 dolar ve 51,9 dolar iken, ithal kömürle çalışan mevcut termik santraller için ortalama maliyet 73 dolara ulaşıyor.
Bu durum, yeni yapılacak rüzgâr ve güneş santralleri ile elektrik üretmenin, mevcut ithal kömür santralleri ile üretmekten çok daha ucuz olduğunu gözler önüne seriyor.
Ember Elektrik ve İklim Veri Analisti Ufuk Alparslan, “Türkiye’nin, elektrik üretiminde ithal fosil kaynaklardan yerli alternatiflere geçmesinin çok yönlü faydaları olacak. Böyle bir dönüşüm sadece ithalatımızı azaltmakla kalmayacak, aynı zamanda elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu ve dolayısıyla maruz kalacağımız potansiyel sınırda karbon vergisini de azaltacak. Yenilenebilir enerji teşviklerinin enerji dönüşümünü hızlandırdığı bir gerçek, ancak şimdi Türkiye yeni bir döneme giriyor. Bu yeni dönemin kaderi, Türkiye’nin ithalat faturasını azaltma konusundaki kararlılığına da bağlı olacak.” dedi.
İthal kömür ile elektrik üretmenin yalnızca bugün değil, önümüzdeki yıllarda da rüzgâr ve güneş enerjisinden daha pahalı olacağı bekleniyor.
Raporda ayrıca, Türkiye’de enerji dönüşümünün hızlanmasıyla rüzgâr ve güneşin elektrik üretimindeki payının yüzde 13’e ulaşmasına rağmen yenilenebilir enerjinin önünde engellerin bulunduğu ve potansiyelin gerçekleştirebilmesi için bu tür engellerin kaldırılması gerektiği belirtiliyor.
1 yorum
Güneş kaynaklı yenilenebilir enerji sistemleri ,ısıtmadan, kurutmaya, aydınlatmadan, ısınmaya geniş bir ürün yelpazesine sahiptir. Gün geçtikçe de bilinilirliği artacaktır. Bunda bizim gibi bu sektöre gönül vermiş firmaların da katkısı çok önemlidir.