Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sami Kılıç, Türkiye’nin iklim değişikliği mücadelesini uluslararası platformda resmileştirdiği bu süreçle birlikte, artık Türkiye’de ekonomide ihracattan inşaata kadar birçok alanda değişikliklerin gündeme geleceğini söyledi.
ÇEDBİK Başkanı Kılıç, “Özellikle de iklim değişikliğinde büyük payı olan sektörlerde, bunların başında inşaat sektörü geliyor, iş yapış şekillerinin ve süreçlerinin değiştiğini göreceğiz. Türkiye’nin yürürlüğe soktuğu Paris İklim Anlaşması gereğince her alanda, daha az enerji harcayan, daha az karbon salımı gerçekleştiren aktör ve yapıların öne çıkacağı bir dönemdeyiz. Sürdürülebilirlik artık bir anayasa gibi hayatımıza yer edecektir. Bu dönemde, ne mutludur ki yıllardır savunuculuğunu yaptığımız Çevre Dostu Yeşil Binaların önemi de daha fazla anlaşılacaktır.” dedi.
Özellikle Avrupa’da gıda ve enerji kriziyle baş etmenin yollarının arandığını ifade eden Kılıç, “İnsanoğlunun israflarından yorulan yerküremiz de çeşitli çevre felaketleriyle karşı karşıya. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar ülkelerin gelişiminin önünü tıkıyor. Görüldüğü gibi tüm oklar artık, sürdürülebilirlik konusundaki adımların yasal ve zorunlu olmasını şart koşuyor. Ülkeler bununla ilgili yasal tedbirlerini alıyor. Sektörler de gönüllü olarak bazı tedbirleri hayata geçirdiler, geçiriyorlar. İnşaat sektörü yıllardır yeşil binalar diye tanımlanan çevre dostu binaları ve buna ilişkin anlayışı yaygınlaştırmaya çalışıyor.
Çünkü dünyada fosil yakıtların büyük bölümünü, (yüzde 35-40’ını) binalar harcıyor. Üstelik buna, yapı malzemelerinin sanayide üretilmeleri süreçlerindeki enerji harcamaları dâhil değil. Sürdürülebilir mimari, malzeme, enerji, geliştirme alanı ve genel olarak ekosistem kullanımında, binaların çevresel etkilerini en aza indirgemeyi amaçlayan mimaridir. Sürdürülebilir mimari, inşa edilen çevrenin tasarımında enerji ve ekolojik korumaya bilinçli bir yaklaşım kullanır.
Sürdürülebilir binalar, enerji, su ve diğer kaynakları verimli kullanan; kullanıcı sağlığını koruyan ve çalışanların verimliliğini arttıran; atık, kirlilik ve çevresel bozulmayı azaltan binalardır. Paris İklim Anlaşması’nın oluşturduğu zemin üzerinde, çevre dostu, sürdürülebilir, az enerji tüketen ve ihtiyaç duyduğu enerjiyi yenilenebilir kaynaklardan sağlayan binaların tasarımı ve inşaatı artık gönüllü bir yaklaşım olmaktan öteye geçerek, yasal bir zorunluluk haline gelecektir.
Çünkü yeşil binalar, gelecek kuşakların yaşam şansını riske atmayan, doğaya uyumlu yeşil kimlikleriyle, yeni dönem ekonomilerin sağlam temellerini oluşturacaktır. ÇEDBİK olarak yeşil binalarla ilgili bilincin artması hedefiyle gittiğimiz yolda, çalışmakta olduğumuz konularda ortak bilinçle hareket ederek güç birliği yapmak isteyen kurum ve kuruluşları derneğimize davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.