Türkiye Sinai ve Kalkınma Bankası (TSKB) Enerji Çalışma Grubu, Türkiye enerji sektörünü değerlendirdiği “Enerji Görünümü 2021” başlıklı bir rapor yayımladı.
Enerji piyasasında öne çıkan belirleyici trendler ile enerji yatırımları ve finansmanı konularının da mercek altına alındığı raporda, enerji sektörü özelinde öne çıkan tematik başlıklar birbirini tamamlayacak şekilde ve ayrı alt bölümler olarak inceleniyor.
TSKB’nin enerji konularını çok yakından izlediğini ifade eden TSKB Enerji Çalışma Grubu Başkanı Dr. Kubilay Kavak, rapor hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Enerji Görünümü 2021 raporumuz, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da hem sektörel bir görünüm hem de tematik inceleme yaklaşımıyla hazırlandı. Raporda çeşitli enerji konuları; makroekonomik görünüm, mevzuat gelişmeleri, politika faktörleri, sektörel eğilimler, fiyat dalgalanmaları ve teknolojik inovasyon odakları göz önünde bulundurularak ele alındı. Değişik disiplinlerden gelen çalışma grubu üyelerimizin katkılarıyla olabildiğince geniş bir spektrumda ve analizlerin birbirini beslediği bir yaklaşımla hazırladığımız raporun, okuyanlara sektörle ilgili geniş bir perspektif sunacağını umuyoruz.”
TSKB Enerji Çalışma Grubu’ndaki uzmanlar tarafından hazırlanan ve yaklaşık 100 sayfalık kapsamlı bir içeriğe sahip olan “Enerji Görünümü 2021” raporundan öne çıkan bazı bilgiler şöyle:
COVID-19 salgını ardından ekonomik faaliyetlerin canlanması
Küresel boyutta arka arkaya yaşanan negatif büyümeye (resesyona) rağmen 2020 yılını büyüme ile tamamlayan Türkiye ekonomisi 2021’de de hızlı toparlanma sürecine devam etti. Güçlü ihracata ek olarak aşılamadaki ilerleme turizmi destekledi ve dış denge toparlandı. Söz konusu büyüme elektrik talebinde de izlendi. 2021 yılının ilk 10 aylık talep miktarı 274,1 TWh ile 2020 yılı toplamının yüzde 18,6 üzerinde gerçekleşti. 2020 yılı yerine 2017-2019 dönemi ile karşılaştırma yapıldığında ise 2021 yılının ilk 10 ayında ortalama yüzde 9,3’lük seviyede bir yıllık büyüme gözleniyor. Aynı dönemde, günlük veriler itibarıyla rekorlar kaydedilen Ağustos ayında gerçekleşen 32,5 TWh’lik aylık toplam elektrik talebi de en yüksek aylık talep olarak kayıtlara geçti.
Küresel emtia ve enerji piyasalarındaki dalgalanma
2020 yılında küresel çapta etkilere yol açan pandemi, enerji talebinin azalmasına yol açtı. Bu nedenle 2020 yılında enerji piyasalarında arz fazlası meydana geldi ve fiyatlar genellikle düştü. 2021 yılının dünya genelinde ekonomik faaliyetlerin yeniden canlanmaya başladığı bir yıl olması; sanayide hem birincil enerji hem de elektrik talebinde güçlü bir artış yaşanması sonucuna yol açtı. Konutlarda ve hizmet sektöründe ise elektrik talebinin güçlü biçimde büyümesi devam ederken, bu durum enerji piyasalarını da hareketlendirdi. Kasım-2020 ve Ekim-2021 aylarını kapsayan 12 aylık dönemde Avrupa kömür fiyatı yüzde 305, küresel gösterge niteliğinde olan Brent petrol fiyatı yüzde 89, Henry Hub doğal gaz fiyatı ise yüzde 91 oranında yükseldi. Küresel piyasalarda emtia fiyatlarında oluşacak bir dengelenmenin Türkiye’deki fiyatlara da yansıması olası görülüyor. Söz konusu dengelenmenin oluşma süresi ve oluşacağı nokta, piyasa takas fiyatlarının yeni seviyesinde de etkili olacak.
Güneş ve rüzgâr enerjisinin elektrik üretimindeki payı artıyor
Talep ve üretim rekorlarının kırıldığı 2021 yılında yenilenebilir enerjinin, özellikle rüzgâr ile güneşe dayalı elektrik santrallerinden üretilen elektrik enerjisinin toplam enerji arzındaki payı giderek artıyor. Bu durumun arkasında yatan başlıca etkenler söz konusu santrallerin çevre dostu olması, üretim maliyetlerindeki artan düşüş eğilimi ve yeni teknolojiler sayesinde bu tip santrallerin elektrik şebekesine uyumunun artması. Öte yandan, yenilenebilir bir kaynak olan hidroelektrik santrallerden üretilen elektriğin payında yüzde 10,3 seviyesinde bir azalma gerçekleşti, söz konusu gelişmede 2021 yılında yaşanan kuraklık belirleyici oldu.
Yeni TL bazlı YEKDEM
30 Ocak 2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararı ile 30 Haziran 2021 tarihinden sonra devreye giren santraller için yeni şartlar içeren YEKDEM mekanizması açıklandı. Karara göre, 01 Temmuz 2021’den 31 Aralık 2025’e kadar işletmeye girecek olan YEK belgeli üretim tesisleri için uygulanacak garantili satış fiyatları ve yerli aksam teşvikleri ile dolar cent üst sınırları belirlendi ve belirsizlik ortadan kalkmış oldu. Söz konusu satış fiyatları, kaynak bazında üçer aylık dönemler halinde dolar (Yüzde 24), Avro (Yüzde 24), TÜFE (Yüzde 26) ve ÜFE (Yüzde 26) şeklinde olacak.
YETA ve YEK-G gelişimi
Nihai tüketiciyi yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik kullanımına teşvik etmek amacıyla ortaya çıkan yeşil elektrik tarifesi (YETA), 01 Ağustos 2020 tarihinde uygulamaya geçti. Genellikle büyük ticari ve endüstriyel müşterilere sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşma seçeneği sunmak için tasarlanan “Yeşil Enerji Bedeli” EPDK tarafından kWh başına 69,97 kuruş olarak belirlendi ve bu fiyat 2021 yılı Temmuz ayı itibarıyla 92,62 kuruşa yükseldi.
Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik tedarik etmek isteyen tüketicilerin kullandıkları enerjinin bu kaynaklardan üretildiğinden emin olabilmeleri için, yeşil elektrik tarifesi kapsamında şeffaf ve güvenilir bir kanıtlama mekanizması olarak 14 Ekim 2020 tarihinde Yenilenebilir Enerji Kaynak Garanti Belgesi (YEK-G Belgesi) oluşturuldu. 01 Haziran 2021 tarihinde işleme açılan Organize YEK-G Piyasası, EPİAŞ tarafından organize edilip işletilen ve YEK-G belgesinin piyasa katılımcıları arasında alış-satışının gerçekleştirildiği bir piyasa olarak şekilleniyor. İhraç edilen YEK-G belgelerinin 2021 yılı Ekim sonu itibarıyla karşılığı yaklaşık 8,2 milyon MWh.