Yazar: Jeolog Dr. İlker ŞENGÜLER, YILDIRIM Şirketler Grubu/YILMADEN Holding
Yakın tarihli bir makalede, TiefeGeotermie’den Karen Jehle, Almanya’nın nükleer ve kömürle elektrik üretiminden aşamalı olarak vazgeçtiği zamanlarda temel yük elektriğinin nereden geleceğini araştırmıştı.
2022’de 6,5 GW elektrik üretim kapasitesinin şebekeden çıkacağı planlanıyor. Sürdürülebilir enerji teknolojileri bağlamında, ithal fosil enerjilere daha az bağımlı hale gelmek için jeotermal enerjinin de önemli bir rol oynaması gerekiyor. TiefeGeothermie.de’nin “Odak Noktadaki Konu” başlığı altında, burada hangi yaklaşımların gerekli ve yararlı olabileceği tartışılıyor.
Bazı Avrupalı komşular hala nükleerden vazgeçme planlarına çok sıcak bakmasalar ve nükleer santralleri “sürdürülebilir yatırımlar” olarak ilan etmek isteseler de, Almanya’da nükleerden çıkış planları güçlü olarak yapılıyor. Nihai depolama sorunu hala çözülmedi, yıkıcı bir kaza riski çok büyük ve “normal işletmede” bile nükleer santrallerin çevresinde artan sayıda kanser vakası belgeleniyor.
Değerlendirmelere göre, Almanya 2038 yılına kadar planlanan iklim koruma hedeflerine ulaşmak istiyorsa en geç 2030 yılında kömürü aşamalı olarak bırakmış olmalıdır.
Son üç Alman nükleer reaktörü 31 Aralık 2022’ye kadar – Isar 2, Emsland ve Neckarwestheim 2 olmak üzere toplam 4.300 megawatt (MW) üretimle şebekeden ayrılacaktır. Aynı zamanda, kömürle çalışan on bir elektrik santrali de faaliyetlerini durduracaktır. Bu haberler son derece olumludur, çünkü dünyamız iklimini birkaç ton CO2 emisyonundan kurtarmış olacaktır. Peki bu sistemlerin şimdiye kadar sağladığı temel yük enerjisi nereden geliyor?
Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.