2021’in sonunda gündeme getirilen öneri, yatırımcılar, bilim insanları, finans uzmanları ve kampanyacılardan büyük tepki çekerken, bazı Avrupa Birliği üye devletleri de öneriye karşı olduklarını dile getirdi. Uzmanlar, Avrupa Komisyonu’nun bu girişiminin karbonsuzlaşmayı hızlandırma çabalarını desteklemek yerine küresel “altın standart” olarak görülen taksonomiyi lekeleyeceği görüşünde.
Uzmanlar geride bıraktığımız yıl boyunca “doğal gazı yeşil bir kaynak olarak saymanın, iklim değişikliği üzerindeki etkisi 20 yıllık bir zaman diliminde CO2’den 84 kata kadar daha fazla olan metan gazının önemli çevresel etkilerini göz ardı ettiği” konusunda uyarılarda bulundu.
IPCC ve Uluslararası Enerji Ajansı, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için fosil yakıt projelerine daha fazla yatırım yapılmamasını tavsiye ediyor. Finans kurumları son birkaç aydır fosil yakıtları içeren yeşil taksonominin finansal piyasalarda inandırıcı olmayacağı konusunda uyarırken, yeni doğal gaz altyapısına yatırım yapmanın, yatırımları mevcut yenilenebilir enerji projelerinden uzaklaştıracağı öngörülüyor.
Öneri, Avrupa Parlamentosu ve AB üye ülkelerinin inceleme ve denetiminden geçecek. Üye devletlerin öneriyi veto etmek için ise dört ila altı aylık bir süresi bulunuyor. Öneri bu süre zarfında herhangi bir değişikliğe uğramazsa AB yasası haline gelecek.
AB Taksonomisi nedir?
AB Taksonomisi, çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin listelendiği bir sınıflandırma sistemi. Şirketlere, finans kurumlarına, politika yapıcılara ve vatandaşlara yatırımların hangi durumlarda “yeşil” sayılacağına dair uygun tanımlar sağlar. Taksonomi’nin temel amacı, finans sisteminde “yeşile boyamayı” önlemek ve yatırımları net sıfır ekonomisine ulaşma yoluna kaydırmak.
Bazı AB üye devletleri ve gaz şirketlerinin yoğun lobi faaliyetleri sonucunda, Komisyon bu sınıflandırmaya doğalgaz ve nükleeri de “yeşil” olarak dahil etti.
Doğal gazın AB Taksonomisi’ne dahil edilme ihtimali, kararın bilim temelli önerilere uygun olmadığını ve finans sisteminde yeşile boyamanın önünü açabileceğini savunan tüm taraflarca (yatırımcılar, akademisyenler, iktisatçılar, üye devletler, Avrupa Parlamenterleri, Avrupa Yatırım Bankası, düşünce kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve gençlik hareketleri) eleştirildi. Komisyonun bu konuyla ilgili başlıca danışma organı olan Sürdürülebilir Finans Platformu, en iyi performans gösteren doğal gaz santrallerinin bile “yeşil” veya “geçiş dönemi” yatırımları olarak etiketlenemeyeceği konusunda uyardı.
Komisyon nükleer enerjinin de AB Taksonomisine dahil edilmesi önerisinde bulunuyor.
Uluslararası finansa etkileri neler olabilir?
Söz konusu kararın, uluslararası iklim finansmanı düzenlemelerini de etkileyen bir silsile başlatacağı ve girişimlerini AB Taksonomisi’ni örnek alarak modelleyen ekonomiler için tehlikeli bir emsal teşkil edeceği düşünülüyor. AB tarafından belirlenecek standardı örnek alarak benzer girişimler geliştiren diğer yasal sistemler arasında Rusya, Çin, Güney Kore ve İngiltere yer alıyor. Rusya ve Çin son zamanlarda bir adım öne geçerek tüm fosil yakıtları hariç tutan daha iddialı girişimler benimsemişti.
Standartları uyumlaştırmaya yönelik ilk başta belirlenen hedefin aksine, amacından sapmış bir AB Taksonomisi’nin birçok yeşile boyama aracından biri haline geleceği ve finans sektörü için faydasının sorgulanacağı endişesi var.
Doğal gazın AB Taksonomisi’ne dahil edilmesinin, tüm mevzuatın güvenilirliğini zayıflatarak kafa karışıklığına ve parçalanmaya neden olacağı belirtilirken, konuya ilişkin çeşitli görüşler şöyle:
Bernice Lee, Chatham House Sürdürülebilirlik Hızlandırıcı Danışma Kurulu Başkanı:
“Avrupa Komisyonu’nun doğal gaza yeşil etiket verme kararı, dünyanın geri kalanının AB Taksonomisi’ni temel alarak sistemler geliştirdiği bir dönemde piyasada kafa karışıklığına neden olacaktır. Daha uyumlu sürdürülebilir finans standartları oluşturmak herkesin çıkarınadır. Standartlar bir rekabet kaynağı haline gelirse, piyasaları parçalayacak ve sınır ötesi işlem maliyetlerini artıracaktır.”
Rachel Kyte Tufts Universitesi The Fletcher School Dekanı:
“AB’nin taksonomisine doğal gazı dahil etme kararlılığı, bazı üye ülkeleri kendi daha yeşil taksonomilerini geliştirmeye zorlayabilir. Bu, piyasaları karıştıracak, taksonominin geçişi teşvik etme amacını baltalayacak ve AB’nin dünyanın geri kalanına liderlik yapma rolünü zayıflatacaktır.”
Christina Ng, Araştırma ve Paydaş Katılımı Yöneticisi, Borç Piyasaları, IEEFA (Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü):
“Yeşil taksonomiler enerji karmasını sınırlamaz. Taksonomilerin [nükleer ve] doğal gazla çalışan santralleri içermemesi, karbonsuzlaştırma planlarında dikkate alınmalarını engellemez. Ayrıca, bu endüstrilerin özel yeşil finansmana ihtiyacı yoktur. Geçmişte olduğu gibi, fosil yakıtlı [ve nükleer] santral projeleri geleneksel finansman kaynakları (etiketlenmemiş borç piyasası araçları) aracılığıyla fon bulmaya devam edecektir. Bilimsel olarak, doğal gaz yakmak çevresel olarak sürdürülebilir değildir ve yeni doğal gaz santralleri, AB politikalarına ve piyasa teşviklerine doğrudan ters düşerek, AB’yi yüksek emisyonlu bir geleceğe mahkûm edecektir. Bu nedenle, AB politika yapıcılarının, geçici de olsa, doğal gaz ve nükleer teknolojileri yeşil taksonomilere zorla sokma isteği mantıklı değildir. Daha fazla şeffaflık olmadığından, kararın arkasında başka sebepler yattığı aşikardır.”
Faustine Delasalle, Enerji Geçiş Komisyonu Direktörü:
“Temiz elektrifikasyon, karbonsuzlaşmaya giden başlıca yoldur ve ekonominin tüm sektörleri için geçiş maliyetini azaltmak için gereklidir. Başta rüzgâr ve güneş kaynaklı olmak üzere sıfır karbonlu yenilenebilir üretim, Avrupa’nın enerji ihtiyacının büyük kısmını karşılayabilir ve karşılamalıdır. On yıllık keskin maliyet düşüşlerinin ardından, yenilenebilir enerji artık elektrik üretmenin en ucuz yoludur. AB Taksonomisi’nin doğal gazı kömüre alternatif olarak konumlandırması, yenilenebilir enerjinin bunu halihazırda kömürden daha düşük bir maliyetle yapabildiği gerçeğini dikkate almamaktadır.”
Yatırımcılar ve finans analistleri de AB’nin doğal gazı taksonomiye dahil etmesine karşı çıktılar.
Avrupa Yatırım Bankası (AB’nin iklim bankası) Başkanı Werner Hoyer şunları söyledi:
“Sermaye piyasalarında yılda 60-100 milyar avro borç alması gereken bir bankacılık kurumu için taksonomi demek, yatırımcısına etikette yazanı aldıklarına dair güvence vermek demektir. Yeşil bir proje olarak satılan bir şey tam tersi çıkıp da yatırımcıların güvenini kaybedersek, bankanın faaliyetlerinin finansmanı söz konusu olduğunda bindiğimiz dalı kesmiş oluruz.”
Christina Ng, Araştırma ve Paydaş Katılımı Yöneticisi, Borç Piyasaları, IEEFA (Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü):
Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim yatırımcıları, doğal gazın AB Taksonomisi’ne eklenmesinin AB’nin güvenilirliğini ve finansal piyasalardaki küresel konumunu tehlikeye atacağı konusunda uyarıda bulundu. Bu sürecin sonunda, küresel sermaye, yeşil taksonomisi fosil yakıt temelli elektrik üretim projelerini hariç tutan Çin gibi diğer stratejik pazarlara akın edebilir.”