APLUS Enerji Ortağı Volkan Yiğit
APLUS Enerji Danışmanlık Analisti Serkan Sargın
2021 yılının sonundan itibaren COVID-19 salgınının zayıflamasıyla birlikte, enerji ve elektrik talebinde yaşanan artışlar, küresel kuraklık ve soğuk kış beklentisi gibi sebepler nedeniyle fosil yakıtların fiyatları artmış ve doğal gazda dünyanın en büyük ikinci doğal gaz üreticisi Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte bu artış oranı hızlanarak küresel ölçüde elektrik piyasalarındaki fiyatların da artmasına neden olmuştur. Mevcut durumda emtia fiyatlarındaki artış ile birlikte özellikle fosil kaynaklara daha fazla bağımlı olan ülkeler enerji krizinden daha çok etkilenmektedir.
Yukarıdaki şekillerde görüldüğü üzere özellikle Şubat ayından itibaren Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin başlamasıyla emtia fiyatları sert bir artış eğilimi göstermiştir ve bu etki halen devam etmektedir. 2021 kışında Avrupa’daki hava koşulları ve devamında Rusya’ya karşı yaptırım kararları da emtia fiyatlarındaki yükselişin nedenleri arasında yer almaktadır.
Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte son dönemde enerji piyasasını etkileyen gelişmeler şu şekilde özetlenebilir:
- 8 Mart 2022 tarihinde İngiltere, 2022 yılı sonuna kadar aşamalı olarak Rus petrolü kullanımın sonlandırılacağını duyurmuştur. Aynı tarihte Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yönetimi yaptığı açıklama ile Rusya’dan petrol, kömür ve gaz ithalatını yasaklamıştır. (BBC News, 2022)
- Avrupa Birliği (AB), 2022 yılı sonuna kadar Rusya’dan deniz yoluyla getirilen tüm petrol ürünlerinin ithalatını yasaklayacağını bildirmiştir. AB aynı zamanda Rusya’dan kömür ithalatını Ağustos ayına kadar durduracağını belirtmiştir. (BBC News, 2022)
- Almanya, Rusya’dan uzun süredir açılması beklenen ve ABD gibi ülkelerin Rusya’nın Avrupa üzerinde etkisini artıracağını düşündüğü için karşı çıktığı Kuzey Akım-2 gaz boru hattının açılması planlarını dondurmuştur. (BBC News, 2022)
- Çin’de Covid-19 virüsü Omicron varyantının artan etkileri ve Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri nedeniyle Mart ayı ortasında düşen petrol fiyatları, arz endişeleri ve Avrupa’nın boykot kararıyla yeniden yükselmiştir. Bununla birlikte, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) üyelerinin 1 Mart tarihinde 62,7 Milyon varil ve 1 Nisan tarihinde 120 Milyon varil stratejik rezervlerini hizmete açmasıyla fiyatlar düşmüştür.
- Mart ayı ortasında savaşın devam etmesinin ve Rusya’nın “dost olmayan ülkelere” doğal gaz satışını ruble olarak yapacağını açıklamasının etkisiyle yükselen doğal gaz fiyatları, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in enerji tedariki ile ilgili tüm sorumlulukların yerine getirildiğini ve boru hatlarından gaz tedarikine devam edildiğini açıklamasının ardından gerilemiştir. Nisan ayının başında kömür ambargosunun ve etkisiyle doğal gaz fiyatları yeniden yükselişe geçmiştir.
Yukarıdaki gelişmeler ve bahsedilen artış ve düşüşler nedeniyle emtia fiyatları son dönemin en oynak gelişimini göstermektedir.
Enerji piyasasında yaşanan son gelişmeler Türkiye’deki enerji piyasasını da oldukça etkilemiştir. Artan emtia fiyatlarıyla beraber ithal kömür ve doğal gaz ile çalışan termik santrallerin üretim maliyetleri artmıştır. Bir santralin birim elektrik üretmek için katlandığı değişken maliyetlerin tamamına (yakıt, iletim bedeli ve değişken bakım/işletme maliyetleri) marjinal maliyet denmektedir. Şekil 4’te görüldüğü üzere 2022 yılındaki marjinal maliyetler 2021 yılının başındaki seviyelerin yaklaşık 4 katına ulaşmıştır.
“Ülkeler, yüksek fosil yakıt fiyatlarının son tüketiciye yansımasını sınırlandırmak için çeşitli düzenlemeleri hayata geçirdiler”
Büyük bir doğal gaz ithalatçısı olan Rusya’ya, Ukrayna işgalinin ardından birçok ülke tarafından ambargo konulmuştur. Rusya’ya karşı uygulamaya konulan yaptırımlar doğal gaz, petrol ve kömür gibi fosil yakıtların fiyatlarında oldukça yüksek bir artış yaşanmasına neden olmuştur. Emtia fiyatlarındaki bu artışı tüketicilere yansıtmamak için ülkeler enerji vergi indirimi, toptan fiyat düzenlemesi, perakende fiyat düzenlemesi, yüksek kazanç (windfall) vergisi gibi farklı yöntemlere başvurmuşlardır.
Şekil 5’te Avrupa’da çoğu ülkenin enerji krizine karşı fiyat artışlarını engelleyebilmek için harcadıkları tutarlar ve bu tutarların ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’larının ne kadarlık bir bölümüne karşılık geldiği görülmektedir. Bu tablodan çıkarılacak sonuç, fosil yakıtlara bağlı olarak enerji talebini karşılayan ülkelerin böyle bir kriz anında fazladan harcamalar yapmak zorunda kalabileceğidir. Bu ülkeler emtia fiyatlarına bağlı kaynaklardan elektrik üretmeye devam ettikleri sürece enerji güvenliği problemi ile sürekli olarak karşı karşıya kalacaklardır.
2022’nin ilk yarısındaki gelişmeler enerji arz güvenliğinin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu tekrardan göstermiştir. Arz güvenliğinin sağlanabilmesi için ülkelerin elektrik üretiminde yerli ve yenilenebilir kaynakların payının önemi bir kez daha vurgulanmıştır. Elbette yerli kaynaklardan bahsederken, iklim krizi bağlamında bazıları fosil yakıt olan bu kaynakların kullanımının çevresel etkileri de göz önünde bulundurulması gerektiğinden, arz güvenliği için en önemli kaynakların yenilenebilir enerji kaynakları olduğu ortadadır.
Uzun vadede arz güvenliğinin anahtarı temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş
Rusya’dan ithal edilen doğal gazın yerine enerji krizini atlatmak için kısa vadede kömür santralleri ve nükleer santrallerinin kullanımı da düşünülmektedir. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden beş gün önce Almanya hükümeti ülkenin arz güvenliğini desteklemek için nükleer güç de dahil olmak üzere mevcut tüm enerji kaynaklarını kullanabileceğini duyurmuştur (Foreign Policy Research Institute, 2022). Çin de fosil yakıtları, yenilenebilir enerjileri, nükleer enerjiyi ve bu kaynakların kullanımını iyileştiren tüm yeni teknolojileri içeren enerji alanında “all above” yaklaşımını benimsediğini açıklamıştır (Foreign Policy Research Institute, 2022). Bruegel ekonomistlerinden Simone Tagliapietra, “Rus gazını değiştirmek ve kısa vadede enerji güvenliğini korumak için bir seçenekler portföyüne ihtiyacımız var” diye belirtmiştir. Tagliapietra’ya göre bu portföy, Avrupa’ya farklı kaynaklardan doğal gaz ithalatını artırmanın yanı sıra, önümüzdeki kış ışıkların açık kalmasını ve evlerin sıcak kalmasını sağlamak için kömürle çalışan elektrik santrallerinin kullanımını artırmayı içermektedir ve sonra temiz enerji geçişini gerçekten ikiye katlamamız gerekmektedir.
Bu yorumda da görüleceği üzere, uzmanların bir kısmı, kısa vadede arz güvenliğini sağlamak adına ülkelerin fosil yakıtları daha yoğun kullanacağını öngörürken, uzun vadede arz güvenliğinin anahtarı temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş olacaktır.
Ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçiş süreci hızlanacak
AB Komisyonu 18 Mayıs 2022 tarihinde RePowerEU Planı’nı açıklamıştır. RePowerEU planı Avrupa’nın enerjide bağımlılığının azaltılması ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası ortaya çıkan problemlerin gelecekte tekrar yaşanmaması için gündeme gelmiştir (The European Commission, 2022). Plan’ın ana amacı Avrupa’nın yenilenebilir enerji dönüşümünün hızlandırılması ve arz güvenliğinin sağlanmasıdır. Plan dahilinde Avrupa Birliği’ne üye 27 ülke 2030 yılında %40 olan yenilenebilir enerjiden elektrik üretimi oranını %45 olarak güncellemiştir (Bloomberg, 2022). Almanya, gelecek sene arz güvenliğini sağlayabilmek için Rus doğal gazının yerine kömür santrallerinin yeniden çalışabileceğini söylerken elektrik sektöründe yenilenebilir enerji payının %100 olması hedefini 5 yıl geriye çekerek 2035 yılı olarak güncellemiştir. Avrupa’da devreye girecek Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) ile birlikte, ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçiş sürecinin daha da hızlanacağı düşünülmektedir.
Türkiye’nin gelecek enerji hedefleri yenilenebilir enerjiyi artırmayı içeriyor
Küresel enerji piyasalarının içinden geçtiği bu süreç, Türkiye için de enerji arz güvenliğinin önemli bir problem olabileceğini göstermiştir. Türkiye’nin elektrik talebinin 2022 yılının Mart ayında %49’unun, Nisan ayında %55’inin, Mayıs ayında %57’sinin ve Haziran ayında %48’inin yenilenebilir kaynaklardan karşılanması da yenilenebilir enerji potansiyelinin yeni yatırımlarla oldukça artabileceğini ve dışa bağımlılığımızın minimum seviyeye getirebileceğini göstermektedir. Buna paralel olarak, Türkiye’nin gelecek enerji hedefleri de yenilenebilir enerji payını artırmayı içermektedir.
2022 yılı başında İklim Şurası düzenlenmiş ve Türkiye’nin iklim değişikliğiyle bağlantılı tüm konuları konunun uzmanları, sivil toplum kuruluşları, ilgili bakanlıklar ve düzenleyici kurumların katılımlarıyla tartışılmıştır. İklim Şurası sonrası açıklanan hedefler içerisinde en önemli maddelerden biri Ulusal Enerji Planı’nın hazırlanması olmuştur. Ulusal Enerji Planı’nda açıklanacak yenilenebilir enerji hedefleri Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümü için ve 2053 yılında Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda oldukça önemlidir.
Yeni yenilenebilir enerji yatırımları için Türkiye’de yatırımcıların motive edilebileceği ve daha fazla yatırımcının çekilebileceği bir ortam oluşturmak mümkündür. Öncelikle, son 10 yılda yenilenebilir enerji yatırımlarının büyük kısmının gerçekleşmesini sağlayan Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM), yeni fiyatlandırması ile şu anda yatırımcıların ilgisini çeken bir teşvik aracı olamamıştır. Öncesinde USD/MWh olarak belirlenen ödemeler, 2021 Temmuz ayından itibaren ÜFE, TÜFE ve döviz kurlarına bağlı bir eskalasyonla TL/MWh cinsinden ödenmeye başlamıştır. Şu anda yeni YEKDEM sadece 1 santral yararlanmakla birlikte, yeni proje geliştirme aşamasında herhangi bir kapasite tahsisi yapılmamıştır (EPDK, 2022). Bununla birlikte, yenilenebilir enerji santrallerinin yatırım maliyetindeki düşüşle birlikte, santrallerin serbest piyasa koşullarında rekabet etmesi mümkün iken, yenilenebilir enerji kapasite tahsislerinin yalnızca YEKA (Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı) yatırım modeliyle yapılması, bu yatırımların önünde bir engel olarak yer almaktadır.
Yatırımcılara daha güvenilir, sabit ve öngörülebilir bir piyasa oluşturmak, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmak için önemli
2022 yılında artan enerji fiyatları ile birlikte spot piyasada oluşan elektrik fiyatlarını azaltmak için bazı adımlar atılmıştır. Bu adımlardan en önemlisi Mart ayı sonunda ilan edilen her kaynak tipi için azami uzlaştırma fiyatı belirlenmesi olmuştur. Buna göre nispeten düşük maliyete sahip kaynaklar belirlenmiş olan azami uzlaştırma fiyatı ile piyasa takas fiyatı arasındaki farkın sistem işletmesine destekleme bedeli altında ödeyeceklerdir. Toplanan bu tutar öncelikli olarak üretim maliyeti yüksek olan santrallere (gerçekleşen fiyatın bu santraller için belirlenen limitin altında olması durumunda), kalan tutar ise görevli tedarik şirketlerine dağıtılacaktır. Mayıs ayında ortalama Piyasa Takas Fiyatı (PTF) 1.763 TL/MWh olarak oluşmuşken, yenilenebilir enerji santralleri Mayıs ayı boyunca spot piyasada sattıkları elektrik için saatlik maksimum 1.278 TL/MWh kazanabilmiştir.
Kaynak bazında uygulanan azami uzlaştırma fiyatı için belirlenen süre 6 ay olsa da yenilenebilir kaynaklı elektrik üreten santrallerin daha düşük bir azami limite sahip olması ve piyasaya müdahale ile bu santrallerin kar oranlarının düşürülmesi yenilenebilir enerji yatırımcıları için orta-uzun vadede bir risk oluşturmaktadır. Yatırımcılara daha güvenilir ve öngörülebilir bir piyasa oluşturmak yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmak için önemlidir.
Yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmak adına YEKA ihaleleriyle belirlenen alanlarda rüzgar ve güneş santrali kurulması hedeflenmekte ve en düşük fiyatı veren şirkete ihaleye çıkarılan alan santral yapılması için tahsis edilmektedir. Bu ihalelerin bazılarında çıkan düşük fiyatlar, bazılarında ise ortaklık yapısında zaman içerisindeki değişiklikler nedeniyle ya da maliyet tarafındaki beklentilerin gerçekleşmelerle uyuşmaması, santrallerin devreye alınma sürelerini gecikmektedir. Öyle ki, geçtiğimiz dönemde TL bazlı olarak kazanılan bazı ihalelerin, günümüzdeki ekonomik girdilerle değerlendirildiğinde hayata geçirilmesi oldukça zor görülmektedir. Bu nedenle, YEKA ihalelerindeki taban fiyatların piyasa şartları ve gelecek dönem fiyat modellemeleri göz önüne alınarak yeniden güncellenmesi YEKA sisteminin başarısını artıracaktır.
Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımının artırılabilmesi için son zamanlarda ileriye dönük başarılı bir adım da atılmıştır. Temmuz ayında yapılan son değişikliğe kadar güneş ve rüzgâr santrali kurulabilmesi ve bu santrallerin lisans alabilmesi için ihale/yarışma zorunluluğu mevcut iken yapılan son düzenlemeyle birlikte güneş ve rüzgâr santralleri elektrik depolama sistemi kurduğu müddetçe ihale/yarışma zorunluluğu olmadan üretim lisansı alabileceklerdir. Bu gelişme, yenilenebilir enerji kapasitemizin hatrı sayılır ölçüde artması için büyük bir fırsat olarak değerlendirilmiş ve piyasada birçok yatırımcı bu konuda ön çalışmalara başlamıştır.
“Yenilenebilir enerji alanında yatırımcı iştahının katlanarak artmasını bekliyoruz”
Covid-19 salgını sonrası ekonomik aktivitelerin artması ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile birlikte artan emtia fiyatları ile birlikte ülkelerin enerji güvenliği için fosil yakıtlara bağımlılığını azaltmaları gerektiği görülmektedir. Avrupa Birliği ve bazı üye ülkeler, yenilenebilir enerji hedeflerini bu durum sonrasında güncellemiş ve bu süreci hızlandıracaklarını belirtmişlerdir. Türkiye de artan emtia fiyatlarından etkilenmiş ve bu süreçte piyasaya geçici müdahalelerde bulunmaya çalışmıştır. Bu müdahalelerin uzun dönemde sürdürülebilir olamayacağı ve enerji güvenliği için daha kapsamlı bir değişimin gerektiği görülmektedir.
Özetle, yenilenebilir enerji için ülkemiz özelinde, mevcut sıkıntıların çözülmesi ve gerekli alanlarda teşvikler (örneğin yenilenebilir enerji santraline entegre batarya kurulumunda kapasite tahsisinde sağlanacak kolaylık gibi), çoğu alanda ise piyasa öngörülebilirliğin sağlanmasıyla birlikte yatırımcı iştahının tekrar ve katlanarak artmasını bekliyoruz.
Kaynaklar:
BBC News. (2022, June 27). What are the sanctions on Russia and are they hurting its economy?
Bloomberg. (2022). Bloomberg – The War in Ukraine Is Speeding Europe’s Pivot to Renewables. https://www.bloomberg.com/tosv2.html?vid=&uuid=e99f69b4-fc33-11ec-bbbf-434542686346&url=L25ld3MvYXJ0aWNsZXMvMjAyMi0wNS0xOC9ob3ctZW5lcmd5LWNydW5jaC13YXItZnVlbC1ldXJvcGUtcy1ncmVlbi1hbWJpdGlvbnMtcXVpY2t0YWtl
Bruegel. (2022). National policies to shield consumers from rising energy prices. https://www.bruegel.org/publications/datasets/national-policies-to-shield-consumers-from-rising-energy-prices/
EPDK (2022). Nihai Yek Listesi.
Foreign Policy Research Institute. (2022). Climate Action Meets Energy Security: The Russian Invasion of Ukraine Adds a New Dimension to Energy Transition. https://www.fpri.org/article/2022/06/climate-action-meets-energy-security-the-russian-invasion-of-ukraine-adds-a-new-dimension-to-energy-transition/
The European Commission. (2022, May 18). REPowerEU: A plan to rapidly reduce dependence on Russian fossil fuels and fast forward the green transition*. https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/IP_22_3131