Temmuz başında Türkiye’yi ziyaret eden Sharma, küresel iklim hedeflerinden temiz enerji alanındaki dönüşüme kadar birçok konuda Anadolu Ajansı’ndan Behlül Çetinkaya’ya yaptığı açıklamada, geçen yıl Glasgow’da gerçekleştirilen COP26’da imzalanan Glasgow İklim Paktı kapsamında küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sanayileşme öncesi seviyede sabit tutma hedefinin geçerli olduğunu belirtti.
İklim hedefleri kapsamında uygulanacak planların yaklaşık 2,5 milyar insanı etkileyeceğini anlatan Sharma, Paris Anlaşması çerçevesinde konan 2030’da emisyonu yüzde 50 azaltma, 2050’de ise sıfırlama hedefine işaret ederek şöyle devam etti:
“Genel olarak ilerleme, yavaş ve sınırlı. IPCC raporlarından orman yangınlarına ne yazık ki dünyada çok sık görülen kuraklıktan sellere tüm kanıtlar, bize zamanımızın azaldığını gösteriyor. Glasgow’da verdiğimiz tüm taahhütler karşısında hızımızı artırmalıyız. Eğer bunu yapmazsak, gelecek yılın Paris Anlaşması Küresel Hedefleri, hedeflerini yerine getiremediğimizi, 1,5 derece limitinin aşıldığını, geri dönülemeyeceğini, uyum sağlayamayacağımızı ve uyum sağlamak için limitlerimizi aşma riski alacağımızı gösterecek.”
Sharma, bunun sonuçlarının tüm sektörler ve ülkeler için ağır olacağına dikkati çekerek “Bu yüzden ülkeleri ve şirketleri, koydukları emisyon hedeflerinin mümkün olan en yüksek seviyeyi temsil etmesini sağlamak, verilen sözleri uygulamak ve çabalarını iki katına çıkarmak için teşvik etmeyi sürdüreceğim.” değerlendirmesinde bulundu.
“Birçoğumuz enerji geleceğimizin fosil yakıtlarda yatmadığını anladı”
Geçen yılki COP26’dan bu yana dünyada birçok küresel kriz yaşandığını vurgulayan Sharma, bunların arasında Rusya-Ukrayna Savaşı’nın da yer aldığını belirtti.
Sharma, “Birçoğumuz ortak uzun vadeli enerji geleceğimizin fosil yakıtlarda yatmadığını anladı.” ifadesini kullanarak birçok ülkenin temiz enerjiye geçişi hızlandırdığının altını çizdi.
Avrupa Komisyonu ve AB’nin Rus hidrokarbonlarına bağımlılığı azaltma ve yenilenebilir enerji kullanımını artırma taahhütlerini hatırlatan Sharma, “Birleşik Krallık’ta da rüzgar, güneş, nükleer ve hidrojen enerjisine yönelik çalışmaları hızlandırmak için yakın zamanda Enerji Güvenliği Stratejimizi yayımladık. Buna 2030’da elektriğimizin yüzde 95’inin düşük karbonlu kaynaklardan sağlanması, 5 kat daha fazla açık deniz rüzgar türbini, 5 kat daha fazla güneş enerjisi üretimi, nükleer ve hidrojen enerjisinde kayda değer bir artış da dahil.” ifadelerini kullandı.
Sharma, iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş ülkeler ile gelişmekte ve az gelişmiş ülkelerin fosil yakıt kullanımında farklı sorumlulukları bulunduğuna vurgu yaparak “Başkanlığım süresince iklim değişikliğiyle mücadelede gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere ekonomik kalkınmalarını durdurmasını istememesi konusunu açıkça dile getirdim. Tüm dünyada temiz ve adil enerji dönüşümünü sağlamak sorumluluğumuzdur.” değerlendirmesini yaptı.
Adil Enerji Dönüşümü Ortaklıkları (JETPs) adı verilen mekanizmanın gelişmekte olan ülkelerin enerji dönüşümünün sağlanmasına destek verildiğinin altını çizen Sharma, “JETPs, gelişmekte olan ülkelerin enerji dönüşümlerine destek verip, fabrikaları çalışır durumda, ışıkları açık durumda tutan ulusal planların uygulanmasını sağlarken bu sırada temiz enerji kaynaklarına geçişi de sağlayacak bir mekanizmadır. JETPs, şu an fosil yakıtlara bağımlı kişilerin eğitimini de kapsıyor.” açıklamasında bulundu.
Yaptığı Güney Afrika ziyaretinde, madenciler ve meslek örgütleriyle de bir araya geldiğini aktaran Sharma, yenilenebilir ve temiz enerjiye geçişin geçimini fosil yakıtlardan sağlayan kişilerin, işçilerin haklarını da koruyacak şekilde yapılmasının hayati önem taşıdığını vurguladı.
Sharma, JETPs görüşmelerinin Vietnam, Hindistan, Endonezya ve Senegal’le sürdürüldüğü bilgisini paylaştı.