SEFiA’nın yayımladığı çalışmada, net-sıfır hedefine ulaşmak için yaşlı ve ekonomik ömrünü tamamlamış/tamamlamak üzere olan santrallerin devreden çıkarılmasının uygunluğu yalnızca kamu maliyesi gözünden değil, yatırımcı açısından da ekonomik olarak değerlendiriliyor. Çalışma özelleştirilen dokuz termik santralden sekizinin (Seyitömer, Yatağan, Çatalağzı, Soma B, Kemerköy, Yeniköy, Tunçbilek ve Orhaneli), özelleştirme tarihi itibarıyla belirli varsayımlar altında, özelleştirme bedelini ne zaman ödeyip başa baş noktasına geleceğinin hesaplanmasını amaçlıyor.
Çalışmada ayrıca net-sıfır hedefleri doğrultusunda emekliye ayrılan kömürlü termik santraller hakkında dünyadan güncel örnekler de veriliyor.
Öne çıkan bulgular
- Özelleştirilen santrallerin bir kısmı, hâlihazırda özelleştirme bedelini öderken ağırlıklı bir kısmı da 2030’ların ikinci yarısına kalmadan bu bedeli ödemiş oluyor.
- Santrallerin ağırlıklı bir kısmı, özelleştirme tarihinden 2022 yılının başına kadar kabaca özelleştirme bedelinin yarıdan fazlasını karşılayacak miktarda faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr (FAVÖK) elde ediyor.
- Özelleştirilen santraller, ortalama 2032 yılında başa baş noktasına geliyor. Analiz, santrallerin özelleştirme tarihinden 2022 yılının başına dek yalnızca faiz ödediği varsayımıyla hazırlanmış olup, aynı dönemde anapara ödemeye başlamaları muhtemel görüldüğünden ortalama 2032 olarak hesaplanan başa baş noktasının daha erkene kayması beklenebilir.[2]
Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) Direktörü Bengisu Özenç, kömürlü termik santrallerin çok uzak olmayan bir gelecekte hayatımızdan çıkacağının altını çizerek şöyle söyledi:
“Türkiye’nin, 2053 net-sıfır hedefleri doğrultusunda kömürlü termik santralden elektrik üretimini terk etmesi gerekecek. Mevcut santral portföyünün ne şekilde ve hangi sıralamayla emekli edileceğinin planlanması gerekiyor. Bir yanda 2053 hedefleri doğrultusunda emekliye ayrılmayı bekleyen santraller, diğer yanda ise ülkenin arz güvenliğinin zora sokulmaması gerekliliği, detaylı bir planlamanın zorunlu olduğunu gösteriyor.”
Çalışmanın yazarı İbrahim Çiftçi ise, “Bu santraller için bir emeklilik planı yapılıp santral işletmecilerine belirlenen bir oranda yenilenebilir enerji yatırımı ruhsatı verilmesi, kamu açısından hem net-sıfır hedeflerine ulaşmada hem de arz güvenliğini tesis etme hususunda bir yöntem olabilir. Bu, santral işletmecileri için de sermaye atıllaşması riskinden kaçınma ve kaybedilecek nakit akışlarını telafi etmede çözüm olacak bir model olabilir.” diye devam etti.
SEFiA analizin amacının konuyu tartışmaya açmak olduğunu belirterek, analiz konusunun bir yatırım kararı fizibilitesi değil, elden çıkarma analizi olduğunun altını çizdi.