Açılış konuşmasını Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman’ın, panel moderatörlüğünü İPM Araştırma ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Senem Aydın-Düzgit’in yaptığı etkinlikte İPM Kentleşme ve Yerel Yönetişim Koordinatörü Ayşe Köse Badur, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Politika Analisti Asmin Kavas Bilgiç ve İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Çiğdem Nas panelist olarak yer aldı.
Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İPM Direktörü Prof. Dr. Fuat Keyman açılış konuşmasında şunları söyledi: “İstanbul Politikalar Merkezi, İktisadi Kalkınma Vakfı ve Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı’nın (TEPAV) iş birliği ve The Centre for Applied Turkey Studies (CATS) desteğiyle yaptığımız Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği projelerinin son noktasındayız. İPM olarak her ne kadar adımızda İstanbul olsa da bizim çalışmalarımız genelde Anadolu kentleri üzerine. Bu, İstanbul üzerine yaptığımız çalışmalardan biri. Bunları devam ettirmek istiyoruz. İstanbul küresel bir kent. Türkiye ekonomisinin, nüfusunun ve modernleşmesinin önemli bir bölümünü İstanbul oluşturuyor. Bugün gündemimizde olan bu proje şöyle bir fikirden ortaya çıktı. İPM, İKV ve TEPAV, Türkiye-AB ilişkilerini canlandırma konusunda da birlikte çalışmalar yapıyor. AB-Türkiye ilişkilerini kentler özelinden götürebilir miyiz diye düşündük. Avrupa’nın geleceğine kentler üzerinden bakmak mümkün. Buna İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile başladık. Bu üç grup bir araya gelip AB ile ilişkilerde neler yapılabilir?” diyerek iş birliğine gittik.”
Panelde söz alan İPM Kentleşme ve Yerel Yönetişim Koordinatörü Ayşe Köse Badur, projenin ana çerçevesini özetleyerek şöyle devam etti: “Dünyada insanların yarısından fazlasının yaşadığı kentlerdeki küresel krizlere kentler nasıl yanıt verebilir, bu cevaplardan yola çıkarak iyi örnekler var mı, bu iyi örnekler kentler arasında nasıl bir iş birliği oluşturabilir gibi konulara odaklandık. Diğer taraftan Covid-19 pandemisi küresel sorunları çok net bir şekilde hissettirdi ve yerel yönetimlerin önemini ortaya koydu. Merkezde ne kadar politika belirlenirse belirlensin yapılandığı yer yerel. Dolayısıyla yerelin ihtiyaçlarını tespit ederek hazırlanan, yer temelli ve yere özgü terzi işi politikaları ve uygulayıcı olması çok önemli.”
Panelin bir diğer konuşmacısı Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Politika Analisti Asmin Kavas Bilgiç ise “Türkiye’nin yüzde 92’si kentleşmiş durumda. Bu yapılanma kırsal ve tarım alanlarını etkiledi. İklim değişikliği ile mücadele etmenin en önemli aracı kırsal alanların varlığıdır. Bu alanların yeterli olmaması iklim değişikliği ile mücadeleyi zorlaştırıyor” dedi. İBB’nin uluslararası ölçekte birçok kurumun üyesi olmasının çok kıymetli olduğunu belirten Asmin Kavas Bilgiç sözlerini şöyle tamamladı: “Kurulan uluslararası ortaklıklar sonucu İBB’nin verilen taahhütlere yerel ölçekte yapılabilen programlar ışığında uyduğunu söyleyebilirim. İBB, 2005’te Londra’da, dünya kentlerinin bir araya gelerek oluşturulan Büyük Kentler İklim Liderliği Kurumu’na yani C40’a üye oldu. Bu noktada 2030’a kadar üye şehirlerin iklim değişikliği ile mücadele sürecine sera gazı emisyonlarının yerine getirilmesi amaçlanıyor. Bu taahhüt İstanbul’un İklim Değişikliği Eylem Planı’nı doğuruyor. Ayrıca diğer bir organizasyon yapısı ise Belediye Başkanları İklim Sözleşmesi. Bu plana göre iklim değişikliğine neden olan sera gazının azaltılması amaçlanıyor. Özellikle afet riski altında olan ve toparlanma süreci yaşayan kentlerin uyum kapasitelerinin artırılması da hedefleniyor. Bu doğrultuda planda 70 adet eylem, 208 faaliyet alanı var. Özellikle tüm binalarda enerji verimliliğinin artırılması için Ar-Ge çalışmalarının yapılması gibi kıymetli öneriler bulunuyor”.
Panelde son olarak söz alan İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Çiğdem Nas da yeşil mutabakat sürecinde yerel yönetimlere çok önemli roller düştüğünü, yeşil mutabakat başarılı olacaksa bunun şehirler üzerinden gitmesi gerektiğini vurguladı. Çeşitli deklarasyonlara atıfta bulunan Nas, “Şehirler sadece uygulayıcı olmamalı aynı zamanda düzenleyici, finansal, mali çerçevelerinin oluşturulmasında karar alıcı konumunda olmalı” diye konuştu. İstanbul ve Berlin’in oldukça ortak noktaları olduğunu belirten Nas, “İki şehir de hem ekonomik hem kültürel anlamda bir çekim merkezi. Nüfus olarak ise İstanbul ve Berlin arasında ciddi bir fark var. Bu kadar büyük bir nüfusun İstanbul’da olmasının yaratmış olduğu sorunlar var. Almanya’da ise nüfus şehirler arasında eşit bir şekilde dağılmış. Bölgesel çekim merkezileri daha ön planda. Türkiye’de belli çekim merkezleri var ama İstanbul’da büyük bir yoğunlaşma söz konusu ve bu durum İstanbul’un sorunlarının çözümünü zorlaştırıyor” dedi.
Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği Projesi Hakkında
Küresel Sorunları Yerel İşbirlikleriyle Aşmak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği Projesi çalışmalarına 2022 Şubat ayında başlandı. Proje neticesinde üç araştırma raporu yayınlandı. Temmuz ayında yayınlanan ilk rapor “İklim Değişikliği ve Kırılgan Gruplar Üzerindeki Etkisi-İstanbul Büyükşehir Belediyesi Örneği” başlığını taşıyarak, İstanbul’a odaklanıyor. Eylül 2022’de yayınlanan” İklim Değişikliğine Uyum ve Kırılgan Gruplar Üzerindeki Etkisi-Berlin Belediyesi Örneği” başlıklı ikinci rapor ise Berlin kentinin iklim değişikliği konusundaki durumunu ve mevcut çalışmaları Berlin Belediyesi’nin faaliyetleri üzerinden irdelemeye çalışıyor. Kasım ayında yayınlanan “Kentsel Koalisyon ve İş birliği Mekanizmaları: İstanbul ve Berlin Belediyeleri Örneği” başlığını taşıyan üçüncü araştırma raporu ise kentlerin kapasitelerinin arttırılmasını sağlayacak araçlardan birisi olarak kentsel koalisyonları ve iş birliği mekanizmalarını odağına alıyor.