Von der Leyen, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forumu’nda “Avrupa’yı net sıfıra giden yolda temiz teknoloji ve endüstriyel inovasyonun merkezi haline getirme” planlarını açıkladı.
Komisyon Başkanı, düzenleyici çerçeve, finansman, beceriler ve ticaret olmak üzere dört ayaklı bir bir Yeşil Mutabakat Sanayi Planı’na atıfta bulundu. Küresel rekabet gücünü göz önünde bulunduran AB Komisyonu, devlet yardımı ve Avrupa Egemenlik Fonu (European Sovereignty Fund) ile desteklenen yeşil endüstrisi için işleri “hızlandıracak ve basitleştirecek” Net-Sıfır Sanayi Yasası’nı hazırlayacak.
Von der Leyen, atmosfere yeni emisyon eklememeyi öngören “net sıfır” emisyon dönüşümünün muazzam endüstriyel, ekonomik ve jeopolitik değişimlere neden olduğunu, bunun işin doğasını ve sanayinin yapısını değiştirdiğini kaydetti.
AB’nin, 30 yıldan kısa bir sürede net sıfır emisyon hedefine ulaşmak istediğini anımsatan von der Leyen, net sıfır emisyona giden yolun; ulaşım, binalar, imalat ve enerjide bir dizi yeni temiz teknoloji geliştirmek ve kullanmak anlamına geldiğini söyledi.
Von der Leyen, “Önümüzdeki on yıllarda zamanımızın en büyük endüstriyel dönüşümüne şahit olacağız. Yarının ekonomisinin temeli olacak teknolojileri geliştirip üretenler en büyük rekabet avantajına sahip olacak.” dedi.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) temiz enerji teknolojileri pazarının 2030 yılına kadar yılda 650 milyar dolara ulaşacağı tahmininde bulunduğunu hatırlatan von der Leyen, “Rekabette öne geçmek için endüstriyel tabanımızı güçlendirmeli, Avrupa’yı daha fazla yatırım ve inovasyon dostu hale getirmeye yönelik adımlar atmalıyız.” dedi.
Von der Leyen, daha önce Avrupa Yeşil Mutabakatı ile kıtanın 2050 yılına kadar iklim dostu bir hal almasına yönelik ilk adımı attıklarını anımsattı.
“Temiz teknoloji şu anda Avrupa’da en hızlı büyüyen yatırım sektörü konumunda bulunuyor” diyen von der Leyen, bu alandaki yatırımların hız kazandığını ifade etti.
Diğer büyük ekonomilerin de temiz teknoloji alanına yöneldiğini vurgulayan von der Leyen, Japonya, Hindistan, İngiltere ve Kanada’nın bu alandaki yatırım planlarını ortaya koyduklarını söyledi.
ABD yasasından endişe duyuluyor
Ursula von der Leyen, ABD’deki Enflasyonu Düşürme Yasası’nın da 369 milyar dolarlık bir temiz teknoloji yatırım planı içerdiğine işaret ederek, ABD’deki yasanın tasarımındaki bazı unsurların, özellikle de şirketler için hedeflenen bazı teşviklerin endişeye yol açtığını belirtti.
AB şirketlerinin ve AB yapımı elektrikli arabaların da yasadan yararlanabilmesi için çözümler bulmak üzere çalıştıklarını ifade eden von der Leyen, transatlantik ticaret ve yatırımlarda aksama olamamasını amaçladıklarını kaydetti.
Von der Leyen, AB ve ABD’nin teşvik programlarının adil ve karşılıklı olarak destekleyici olması gerektiğini vurguladı.
“Kendi temiz teknoloji endüstrimizi daha iyi desteklememiz gerekiyor” diyen von der Leyen, bu alanda lider konuma gelmek için hızlı hareket edilmesi gerektiğini söyledi.
“Sanayi kapasitemizi Çin’e veya başka bir yere çekmeye yönelik agresif girişimler görüyoruz”
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, Avrupa sanayisinin pandemi, tedarik zinciri sorunları ve fiyat şoklarıyla sınandığını belirterek, şunları kaydetti:
“Sanayi kapasitemizi Çin’e veya başka bir yere çekmeye yönelik agresif girişimler görüyoruz. Bir planımız var; Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı. Bu, Avrupa’yı net sıfıra giden yolda temiz teknoloji ve endüstriyel inovasyonun merkezi yapma planımız. Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planımız düzenleyici ortam, finansman, beceriler ve ticaret olmak üzere 4 ana unsuru kapsayacak.”
Net sıfır emisyona hızla ulaşmak için çok önemli olan sektörlere elverişli koşullar sağlayacak düzenleyici ortam kurmaları gerektiğini ifade eden von der Leyen, söz konusu sektörlere rüzgar, ısı pompaları, güneş, temiz hidrojen ve depolama gibi alanların dahil olduğunu bildirdi.
Yeni sanayi yasası hazırlığı
Elverişli yatırım koşulları sağlanmasına yardımcı olmak için yeni bir Net-Sıfır Sanayi Yasası çıkaracaklarını da vurgulayan von der Leyen, yeni Net-Sıfır Sanayi Yasası’nın, Avrupa’da temiz teknoloji için 2030 yılına yönelik net hedefleri belirleyeceğini kaydetti.
“Yeni temiz teknoloji üretim tesisleri için izinlerin nasıl basitleştirileceğine ve hızlandırılacağına özellikle bakacağız” diyen von der Leyen, temiz teknolojiye ilişkin önemli projelerin daha hızlı onaylanacağını ve bunlara finansmanın daha kolaylaşacağını ifade etti.
Von der Leyen, Net-Sıfır Sanayi Yasası’nın, Kritik Hammaddeler Yasası ile birlikte ilerleyeceğini bildirdi.
Avrupa’nın günümüzde rüzgar enerjisi, hidrojen depolama veya batarya gibi kilit teknolojiler için hayati önem taşıyan nadir toprak elementlerinde yüzde 98 oranında Çin’e bağımlı durumda olduğunu, lityumda da üretimin yüzde 90’ının 3 ülkede bulunduğunu hatırlatan von der Leyen, bu durumun fiyatları yükselttiğini ve Avrupa’nın rekabet gücünü tehdit ettiğini vurguladı.
“Avrupa’da ham maddelerin rafine edilmesini, işlenmesini ve geri dönüştürülmesini iyileştirmemiz gerekiyor” diyen von der Leyen, benzer fikirlere sahip ortaklarla birlikte kritik ham madde kulübü oluşturulabileceğini söyledi.
Temiz teknoloji yatırımlarına yardım sağlanacak
Ursula von der Leyen, Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı’nın ikinci ayağının, temiz teknoloji üretimine yatırım ve finansmanı artırmak olduğunu belirterek, “Avrupa endüstrisini çekici kılmak için şu anda AB dışında mevcut olan teklifler ve teşviklerle rekabet edebilmek gerekiyor.” dedi.
Yatırımları hızlandırmak ve süreçleri basitleştirmek için kamu destek kurallarını geçici olarak değiştirmeyi teklif edeceklerini aktaran von der Leyen, böylelikle hesaplamaların kolaylaşacağını, prosedürlerin basitleşeceğini ve onayların hızlanacağını bildirdi.
Von der Leyen, yabancı sübvansiyonlardan kaynaklanan yer değiştirme risklerine karşı stratejik temiz teknoloji değer zincirlerindeki üretim tesislerine yönelik hedefli yardım sağlayacaklarını kaydetti.
AB çapında finansman hazırlığı
AB Komisyonu Başkanı von der Leyen, “Birliğin tamamında temiz teknoloji geçişini desteklemek için AB finansmanını da artırmalıyız. Bu yıl bütçemizin ara dönem gözden geçirmesinin bir parçası olarak bir Avrupa Egemenlik Fonu hazırlayacağız.” dedi. Von der Leyen, fonun üretime dönük stratejik endüstriyel projelere kaynakları artırmaya yönelik yapısal bir çözüm sağlayacağını bildirdi.
Ticaretin eşit şartlar altında ve adil biçimde gerçekleşmesi gerektiğine işaret eden von der Leyen, bunun olmadığı durumlarda sert biçimde karşılık verilmesi gerektiğini söyledi.
Çin’in elektrikli araçlar veya güneş panelleri gibi sektörlerde küresel üretime hakim olduğunu vurgulayan von der Leyen, net sıfır sürecinde rekabetin eşit şartlarda olmasının önemine dikkati çekti.
Von der Leyen, “Çin, Avrupa’daki ve başka yerlerdeki enerji yoğun şirketleri, üretimlerinin tamamını veya bir kısmını kendisine taşımaya açıkça teşvik ediyor. Bunu ucuz enerji, düşük işçilik maliyetleri ve daha esnek bir düzenleyici ortam vaadiyle yapıyor. Çin, aynı zamanda sanayisine büyük ölçüde sübvansiyon sağlıyor ve AB şirketlerinin pazarına erişimini kısıtlıyor.” diye konuştu.
Özellikle net sıfır emisyona geçişte Çin’le çalışmaları ve ticareti sürdürmeleri gerekeceğini belirten von der Leyen, bu süreçte haksız uygulamalarla başa çıkmak için bütün araçları kullanmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Avrupa Komisyonu’nun 1 Şubat’ta açıklayacağı teklif, 9-10 Şubat tarihlerinde düzenlenecek özel bir Avrupa Konseyi toplantısında ele alınacak.
Konuya ilişkin açıklama yapan Cambridge Sürdürülebilirlik Liderliği Enstitüsü (CISL) İcra Kurulu Başkanı Martin Porter, “Başkan Von der Leyen tarafından açıklanan Yeşil Anlaşma Sanayi Planı, AB için olduğu kadar Davos ve ötesinde bulunan herkes için de bir dönüm noktasıdır. AB’nin 2015’ten bu yana diğer ülkelere iklim nötr bir ekonomiye geçişte ‘zirveye doğru yarışa’ katılmaları için sağladığı başarılı tetikleyicinin bir kanıtı ve bunun artık olumlu bir dönüm noktasına ulaştığının açık bir işaretidir. Küresel katılım hızlandıkça ve fosil yakıtlı ekonomi hızla eskidikçe 21. yüzyılın dönüşümsel ekonomik fırsatı için rekabet artarken, Komisyon’un temiz teknoloji endüstriyel inovasyonu ve yatırımına yönelik politikalarında daha büyük ölçek, odak ve hıza olan acil ihtiyacı ele alarak rekabetçi sürdürülebilirlik stratejisinin başarısını arttırmaya çalışması kesinlikle doğrudur. Bu yarışta riskler yüksektir ve şimdi rehavete kapılma zamanı değil; hem AB üye devletlerini hem de en yakın ortaklarını birleştiren eylem ve net tercihler yapma zamanıdır. Kilit malzemelere, teknolojilere ve becerilere erişim yalnızca yerel ya da bölgesel bir odaklanma ile sağlanamayacaktır; bu nedenle, kilit ortak değer zincirlerinin dayanıklılığını ve paylaşılan temel değerlerin gücünü arttırmak ortak amacıyla, işbirlikçi bir zihniyet ve ABD gibi kilit müttefiklerle birlikte çalışarak tamamlanmalıdır.” dedi.
E3G Sanayide Karbonsuzlaşma Kıdemli Politika Danışmanı Domien Vangenechten ise, “AB’nin IRA’nın bazı yönlerine karşı çıkmanın ötesine geçtiğini ve kendi ülkesinde temiz endüstrileri artırmaya yönelik kendi yaklaşımını geliştirdiğini görmek güzel. Bununla birlikte AB, temiz geçiş sürecinin dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma için gerçek fırsatlar sunmasını sağlamak üzere dostları ve ortaklarıyla da yakın bir koordinasyon içinde olmalıdır.
Net-Sıfır Sanayi Yasası’nın tüm ekonomiyi yeşillendirmede yetersiz kalmaması için bu girişimin iki şeye ihtiyacı vardır. Birincisi, metal ve kimya gibi ağır sanayilerin karbonsuzlaştırılması ve AB ekonomisi genelinde daha az enerji israfının sağlanması için gerçek bir Avrupa stratejisi ile el ele gitmesidir. İkincisi ise tüm üye devletlerde dönüşüm fırsatlarını değerlendirmek için alan sağlayan ve yeni AB parasıyla desteklenen mali kurallardır.” açıklamasını yaptı.
E3G Transatlantik Diplomasi Politika Danışmanı Sarah Jackson da, “AB’nin IRA’nın bazı yönlerine karşı çıkmanın ötesine geçtiğini ve kendi ülkesinde temiz endüstrileri artırmaya yönelik kendi yaklaşımını geliştirdiğini görmek güzel. Temiz ekonomik büyüme Avrupa’nın gelecek için en iyi stratejik bahsidir. Yurtiçinde temiz teknoloji üretimini arttırmak harika bir haber. Ancak daha fazla batarya ya da güneş paneli üretmek hikayenin sadece bir yönüdür; ekonominin tamamını yeşillendirmek için yetersiz kalır. Bunun için Net-Sıfır Sanayi Yasası, metal ve kimya gibi ağır sanayileri karbonsuzlaştırmaya ve AB ekonomisi genelinde daha az enerji harcamamızı sağlamaya yönelik gerçek bir Avrupa stratejisiyle el ele gitmelidir. Yeni keşfedilen bu siyasi ivme, temiz ekonomik büyümeye yönelik tüm AB’yi kapsayan bir yaklaşım geliştirmek için bir fırsattır. Avrupa’nın temiz ekonomisinin sadece AB’ye değil tüm dünyaya fayda sağlamasını temin etmesi gerekmektedir. Başkan von der Leyen, yatırımların Atlantik ötesinde karşılıklı fayda sağlamasını temin etmek üzere AB ve ABD sanayi politikaları ve standartlarının uyumlaştırılmasına yönelik fırsatlara ilişkin olumlu bir vizyon çizmiştir. AB, temiz geçiş sürecinin dünya genelinde sürdürülebilir kalkınma için gerçek fırsatlar sunmasını sağlamak üzere dostları ve ortaklarıyla yakın bir koordinasyon içinde olmalıdır. Devlet yardımı kurallarının gevşetilmesi, kamu parasının kilit yeşil teknolojilerin üretimine akmasını sağlayacaktır, ancak AB’de tüm ulusal cepler eşit derinlikte değildir. Kuralların en zayıf olanı korumak için var olduğunu gözden kaçırmamalıyız. AB’nin acilen, tüm üye ülkelerde geçiş döneminin fırsatlarını değerlendirmek için alan sağlayan ve yeni AB parasıyla desteklenen mali kurallara ihtiyacı vardır.” diye konuştu.