AA muhabirinin, Londra merkezli veri analizi ve danışmanlık şirketi GlobalData tarafından hazırlanan “Hidrojen Dönüşümü Görünümü ve Trendler: Q1 2023” raporundan derlediği bilgilere göre, geçen yıl boyunca 393 hidrojen projesine yönelik anlaşma yapıldı.
Rapora göre, küresel düşük karbonlu hidrojen piyasası geliştirme çabalarının artış göstermesi halinde dünya genelinde yıllık hidrojen üretim kapasitesinin 2030’a kadar 111 milyon tonu aşacağı tahmin ediliyor.
Yeşil hidrojen için toplam proje kapasitesinin 2022’nin sonunda 166 milyon tona ulaştığı belirtilen rapora göre, projelerin yüzde 90’ını düşük karbonlu hidrojen projeleri oluşturuyor.
Rapora göre, küresel yeşil hidrojen üretim kapasitesinin geçen yıl önceki yıla göre yüzde 44 artarak yıllık 109 bin tona ulaştı. Yeşil hidrojen üretebilmek için kilit öneme sahip bulunan elektroliz teknolojisinde kapasitenin ise 1065 GW’a ulaştığı belirtilirken, bunun daha da artacağı hesaplanıyor.
“Çok uluslu ortaklıklar” ön plana çıkıyor
Küresel hidrojen alanındaki ortaklıkların geçen yıl önceki yıla göre yüzde 66 artış gösterdiği belirtilen rapora göre, geçen yıl bu alandaki birleşme ve alımların değeri 24,4 milyar dolara ulaştı.
Geçen yıl ABD, Danimarka, Mısır, Kanada, Portekiz başta olmak üzere çeşitli ülkelerden yıllık 111,9 milyon ton düşük karbonlu hidrojen kapasitesi açıklanırken, sadece Kanada’da Green Hydrogen International şirketi 43 milyon ton kapasiteli iki hidrojen projesini duyurdu ve projelerin 2030’da başlaması kararı aldı.
Ülkelerin küresel ekonomik riskleri azaltmak için çok uluslu şirketlerle işbirliklerine gittiği belirtilen rapora göre, GHI, Suez Canal Ekonomik Bölgesi, Mısır’ın Varlık Fonu, Yeni ve Yenilenebilir Enerji Yönetimi, Mısır Elektrik İletimi Şirketi düşük karbon hidrojen üretiminde yıllık 56,3 milyon ton kapasite ile lider konumda bulunuyor.
Ayrıca geçen yıl, hidrojen ekonomisinin gelişmesinde Globeleq Africa, Linde, John Wood Group, ThyssenKrupp, H2-Industries, Alcazar Enerji ve Samsung Mühendislik gibi firmaların, mühendislik, tedarik ve kurulum (EPC) hizmetleri sağlayarak bu alanda öne çıktığı belirtiliyor.
Hidrojen “çığır açıcı” olabilir
Hidrojen, bilinen yakıtlar içinde birim kütle başına en yüksek enerji içeriğine sahip alternatif bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Petrol türevlerine göre daha verimli bir yakıt olan hidrojenden enerji elde edilmesi sırasında çevreye zararlı herhangi bir kimyasal madde salımı da gerçekleşmiyor.
Hidrojen, çelik ve kimya endüstrileri, deniz taşımacılığı, uzun mesafeli kara yolu taşımacılığı ve havacılık gibi elektrikli hale getirilmesi zor sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olmak için büyük bir potansiyel taşıyor.
Uzmanlara göre, yenilenebilir elektriğin depolanması başta olmak üzere hidrojen, enerji, sanayi ve ulaştırma sektörlerinde “çığır açıcı” olabilir.