Energy Post’un haberine göre, Southampton Üniversitesi araştırmacıları net sıfır hedeflerine ulaşmak için dünyanın ihtiyaç duyduğu yüz binlerce açık deniz rüzgâr türbininin nereye yerleştirileceğini belirleyen metodolojilerinin sonuçlarını özetledi. Çalışmaya göre, dünyanın 2050 yılına kadar 200.000 GW üreten 200 bin kadar açık deniz türbinine ihtiyacı olabilir. 2022’nin sonunda dünya çapında 63 GW kuruluydu, bu da mevcut kapasitenin 32 katı anlamına geliyor.
Çalışmaları 34 farklı kısıtlama katmanı kullanırken çıkan sonuçlardan biri, gelecekteki sahaların yüzde 90’ının derin sularda (kabaca 60 m derinlikte) olması gerektiği, bu da açık deniz rüzgârının derin su teknolojisini optimize etmek için hayati bir ihtiyaç olduğuna işaret ediyor.
Çalışmaya göre, 2022’nin sonuna kadar dünya çapında 63 GW açık deniz rüzgâr kapasitesi kuruluydu. Önümüzdeki 28 yıl içinde, açık deniz rüzgâr enerjisi sektörünün mevcut enerji kapasitesinin 32 katını üretebilecek şekilde genişlemesi gerekiyor.
Tüm bu ekstra açık deniz rüzgâr santralleri nereye konulacak?
Çalışmaya göre, açık deniz rüzgâr santralleri çevre üzerinde mümkün olan en az etkiye sahip olmalarını sağlarken, enerji çıkışlarını ve sosyal faydalarını en üst düzeye çıkarmak için konumlarının seçilmesini gerektiriyor.
Hesaplamalar türbinlerin boyutlarına rüzgâr enerjisi teknolojisinin bugünden 2050’ye kadar nasıl gelişeceğine ve bir rüzgâr santralindeki türbinlerin tam konfigürasyonuna bağlı olmakla birlikte net sıfıra ulaşmak için gereken rakam, kilometrekare başına 4 MW. Bu, açık deniz rüzgârı için ihtiyaç duyulan okyanus alanının yaklaşık 500 bin kilometrekare olduğu anlamına gelirken, bu alan kabaca Fransa büyüklüğünde olarak açıklanıyor.
Toplam alan bilindikten sonra, bir sonraki aşama okyanusta altyapı gelişimini kısıtlayan faktörler hakkında veri toplamak. Buna göre, türbinlerin dönmesi için yeterli rüzgâr hızının olmasını sağlamaktan, nakliye yollarından ve deniz korumalı alanlardan kaçınmaya, deniz tabanı koşullarının inşa edilmesinin zor olup olmadığına kadar çok sayıda kısıtlama mevcut.
Çalışma, Birleşik Krallık sularını bir vaka çalışması olarak kullanarak, bu tür düşüncelerin açık deniz rüzgâr santralleri için gelecekteki uygun yerleri belirlemek için nasıl kullanılabileceğini gösteriyor.