McKinsey tarafından yayınlanan yeni rapor, AB’nin “küresel geçişte uzun süredir lider olduğunu” ve enerji fiyatı krizine hızla yanıt vererek liderlik göstermeye devam ettiğini belirtiyor. Ancak geçişin sosyo-ekonomik faydalarından yararlanmayı ve savunmasız işletmeleri ve çalışanları ilgili risklerden korumayı sağlayacak politikalarla yapılması gerektiğinin altını çiziyor.
Rapor, AB’nin düşük karbonlu bir enerji sistemine daha hızlı ve daha düzenli bir geçişini sağlayacak beş temel ‘eylem alanı’ olarak şunları belirtiyor:
1. Anahtar düşük karbonlu teknolojiler için esnek tedarik zincirleri oluşturma
2. Enerji şebekesi altyapısını inşa etmek
3. Daha hızlı yenilenebilir kalkınma için stratejik planlama yapmak üzere arazi kullanımının yeniden incelenmesi
4. Enerji piyasası kurallarının maliyet ve karbon hedefleri doğrultusunda yeniden tasarlanması
5. Temiz teknolojileri daha uygun fiyatlı hale getirmek
Rapor, enerji şebekesi altyapısının inşası konusunda, son beş yılın ortalamasından yüzde 70’e varan oranda daha fazla yıllık şebeke yatırımlarına ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. Bu, ısı ve ulaşım gibi sektörler elektriklenmeye devam ederken, şebekenin artan yenilenebilir üretim ve daha yüksek elektrik talebiyle başa çıkmasını sağlayacaktır.
Esnekliğe yatırım yapılması inşa edilen şebeke maliyetini en aza indirmenin de anahtarı olarak görülürken, rapor, esnekliğe olan ihtiyacın 2030 yılına kadar muhtemelen üç katına çıkacağını belirtiyor. Avrupa’nın nüfus yoğunluğunun, yeni altyapı inşa etmeyi daha zorlu bir coğrafya haline getirdiğini ve talep yönlü müdahaleleri mantıklı bir seçim haline getirdiğini açıklıyor.
Rapor, yenilenebilir enerji kaynakları ve şebeke altyapısı için izin prosedürlerinin düzenlenmesi; havaalanları gibi belirli binaların içinde ve yakınında yenilenebilir enerji yasaklarını yeniden düşünmek; yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliği konusunda halkın katılımı kampanyaları yürütmek ve yeni nesil enerji depolama gibi gelişmekte olan teknolojiler için mali teşvikler geliştirmek gibi tavsiyelerde de bulunuyor.
Rapor ayrıca, Avrupa Birliği için, jeopolitik ve makroekonomik türbülansın ortasında başarılı bir enerji geçişinin, muhtemelen operatörler, düzenleyiciler, yatırımcılar ve genel olarak toplum dahil olmak üzere tüm paydaşlar arasında sürekli irade, işbirliği ve koordinasyon gerektireceğinin altını çiziyor.