H2-View’un haberine göre, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, yenilenebilir hidrojen konusunda tanımların hazırlandığını belirterek, “Yenilenebilir enerji ve şebeke izinlerini hızlandırdık. Yakında gelişen hidrojen pazarını desteklemek için tam bir dizi açık kurala sahip olacağız. Bunun böyle olduğu tek kıta biziz. Yatırımlarınız için netlik ve öngörülebilirlik anlamına gelir. En iyi yaptığınız işe, yani Avrupa çapındaki işletmelere ve ailelere çığır açan yenilikler getirmeye odaklanabilmeniz için seyahatin yönünü belirledik.” açıklamasını yaptı.
Hidrojenin iklim nötrlüğüne geçişte merkezi bir role sahip olduğunu söyleyen von der Leyen, “Temiz hidrojen, ekonomimizi gezegenimizin sağlığıyla bağdaştırabileceğimizi gösteriyor. İşte bu yüzden hidrojeni Avrupa Yeşil Anlaşması’nın merkezine koyduk. Yasal çerçevemiz olan Fit for 55 ile 2050 yılına kadar iklim nötrlüğü konusunda rotamızı zaten belirledik. Şimdi, Hidrojen Bankası’nın 800 milyon avroluk finansmanla desteklenen projelerle gelecek ay başlayacak ilk açık artırmalarıyla Avrupa Yeşil Anlaşmasını “bir sonraki seviyeye” taşıyor. Bu açık artırma sistemi, hidrojeni en düşük maliyetle üretebilen en yenilikçi ve rekabetçi şirketleri ödüllendirecek. Üretim maliyetiniz ile piyasanın ödemeye hazır olduğu fiyat arasındaki boşluğu dolduracağız. Bu da hidrojen pazarının büyüyüp tüketici fiyatlarının düştüğü verimli bir döngü yaratacak. NextGenerationEU ve RepowerEU ile hidrojen vadilerine, hidrojen trenlerine ve temiz çelik fabrikalarına yatırım yapıyoruz. Ayrıca AB çapında 80 hidrojen projesi için 17 milyar avronun üzerinde Devlet Yardımı yetkisi verdik.” diye konuştu.
von der Leyen, temiz hidrojenin ana akım haline gelebileceğini ve bunun Avrupa Komisyonu’nda yeni işler, yeni ölçek ekonomileri ve yeni iş fırsatları yaratacağını ekleyerek şöyle devam etti: “Aynı zamanda temiz hidrojen için küresel bir pazar geliştiriyoruz. Mısır’dan Kenya’ya, Namibya’dan Latin Amerika ülkelerine kadar birçok ülkeyle hidrojen ortaklıklarına zaten imza attık. Muazzam bir potansiyele sahipler. Rüzgâr, güneş veya jeotermal kaynakları bol miktarda var. Temiz enerji üretip onu temiz hidrojene dönüştürüp dünyaya gönderebilirler. Ve bu, hem yerel net sıfır ekonomi yaratmak hem de Avrupa’da artan hidrojen talebini karşılamak için çok önemli. Avrupa, yalnızca öncü olarak değil, ortak olarak da küresel hidrojen lideri olmak istiyor. Avrupa hidrojenini nişten ölçeğe taşımak istiyoruz. Avrupa’nın temiz hidrojenin küresel evi olmasını istiyoruz.”