Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği Başkanı İbrahim Erden, bu yıl “Rüzgârın Yüzyılı” temasıyla düzenlenen 12. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi’nde (TÜREK 2023) yaptığı açılış konuşmasında, Türkiye’nin son 20 yılda fosil ve ithal kaynaklara bağımlılığını azaltarak enerjide bağımsızlığı sağlamak üzere atılım yaptığını söyledi.
Türkiye’nin enerji serüveninin 1923’ten bugüne üç önemli aşamayı kapsadığını belirten Erden, kalkınma ve sanayileşme hamlelerinin geçen bir asrın sonunda Türkiye’yi dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına taşıdığını dile getirdi.
Türkiye’nin kalkınma hamlelerinin itici gücünün enerji olduğunu belirten Erden, “Bugün 106 bin MW kurulu güce sahip Türkiye enerji sektörü, bu uzun yüzyılda zorlu süreçlerden geçmiş ve dünya genelinde bugün ulaştığı güçlü pozisyonunu özellikle, yüzünü son dönemde yenilenebilir enerjiye dönerek sağlamlaştırmıştır.” diye konuştu.
Erden, rüzgâr sektöründe gelinen noktanın önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Ülkemizde an itibarıyla 30 bin MW’a yakın kapasite tahsisi yapılmış durumda. Mevcut kapasiteler ve önümüzdeki yıllarda Ulusal Enerji Planı çerçevesinde açıklanmasını beklediğimiz deniz üstü rüzgâr kapasitelerini de dikkate alırsak, gelecek dönemde proje kapasitemiz 35 bin MW’lara, kurulu gücümüzü de bunlarla beraber düşünürsek aslında 45 bin MW’lara ulaşma potansiyeline sahiptir. Dolayısıyla 2035 yılına kadar geçecek sürede Ulusal Enerji Planı’nda bahsi geçen 29 bin 600 MW hedefini aşacak çok daha büyük bir potansiyelimiz olduğunu görüyoruz.”
“Cumhuriyet’in 100. yılının rüzgâr yüzyılı olmasını istiyoruz”
WindEurope Üst Yöneticisi (CEO) Giles Dickson da Avrupa’da tüketilen elektriğin yüzde 17’sinin rüzgâr enerjisinden karşılandığını belirterek, “Avrupa Birliği (AB) bundan çok daha fazlasını istiyor. Avrupa’da tükettiğimiz elektriğin çoğunluğunun rüzgârdan karşılanmasını istiyorlar. Avrupa’daki politikacıların istediği bir şey daha var, o da tüm bu rüzgâr enerjisinin Avrupa’da yapılması.” değerlendirmesini yaptı.
Dickson, her rüzgâr türbini inşasında ortalama 13 milyon avro değerinde ekonomik katkı sağladıklarını ifade ederek, “Bu ekonomik faydaların Avrupa dışına aktarılması kolektif çıkarlarımıza uygun değildir. Rüzgâr enerjisinin kullanımı gittikçe yaygınlaşıyor. Söz konusu teknoloji, Avrupa topraklarının yüzde 2’sini ve denizinin yüzde 3’ünü kaplayacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa’nın Çin’e bağımlılığını azaltması gerektiğinin altını çizen Dickson, “Avrupa, rüzgâr enerjisi sektöründe Çin’e olan bağımlılığını azaltmak için Türkiye’den destek alabilir.” dedi.
Dickson, Avrupalı diplomatların rüzgâr enerjisinin gelişmesi için gösterdikleri üstün çaba için Türkiye’ye minnettar olduğunu dile getirerek, “AB, rüzgâr enerjisinin yaygınlaşmasına yardımcı olmak için Türkiye’yi bekliyor. Aynı zamanda ülkenizde rüzgârın yaygınlaşmasındaki iddialı hedeflerinizde size yardımcı olmak için AB’ye güvenebilirsiniz. Cumhuriyet’in 100. yılının aynı zamanda gerçekten rüzgâr yüzyılı olmasını istiyoruz.” ifadelerini kullandı.