Clean Energy Wire’da yer alan habere göre, “AB Uyumunun Enerjilendirilmesi” başlıklı analizde, bugün AB’deki sera gazı emisyonlarının yüzde 82’sinin enerji sektöründen kaynaklandığı belirtiliyor. Analiz, “enerji ortamında ortaya çıkan dinamik değişimleri ele alacak şekilde bu hedeflerin uyarlanmasının, AB’nin 2050 yılına kadar karbon nötrlüğe ulaşma hedefine ulaşmanın anahtarı olabileceğini” ortaya koydu.
Vakıf, özellikle çevre bölgelerin “önemli faydalar elde etmeye hazır olduğunu” belirtiyor. Özellikle Fransa’nın orta kesimindeki, Doğu Avrupa’daki kırsal bölgeler ile Kuzey Denizi ve Baltık kıyılarındaki alanlar, bol rüzgâr enerjisi potansiyelinden yararlanabilecek konumdadır. Benzer şekilde, Güney İtalya, Yunanistan ve İspanya’daki Akdeniz bölgeleri de güneş enerjisi potansiyellerinden yararlanabilir.
Yazarlar, bir bölgenin fayda sağlayıp sağlamamasının temel belirleyicisinin ekonomik yapılarında ve yenilenebilir enerji üretimi potansiyelinde yattığını ekledi. Daha az gelişmiş kırsal bölgeler, sanayilerin yenilenebilir enerjiye geçişten önemli ölçüde kazanç elde etmesi nedeniyle daha büyük bir avantaja sahiptir. Bu bölgeler aynı zamanda yenilenebilir enerji üretiminden de yararlanabilir; bu esneklik, daha fazla enerji talebi ve daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalan kentsel alanlarda daha az mümkün olur.