Ember tarafından yayınlanan yeni analiz, hibrit santrallerin yardımcı kaynağı olan güneş enerjisinin, Türkiye’nin enerji hedeflerini gerçekleştirmede önemli bir rol oynayacağını gösteriyor.
2023 yılı sonu itibarıyla güneş enerjisi, Türkiye’de üretim yapan ve planlama aşamasında olan 240 hibrit santralin tamamının yardımcı enerji kaynağı olarak öne çekiyor. 2024 itibarıyla hibrit santrallerdeki toplam 510 MW’lık güneş enerjisi kapasitesi, Türkiye’nin toplam güneş kapasitesini 12,2 GW’a ulaştırarak, rüzgâr enerjisi kapasitesini geride bırakıyor.
Hibrit santrallerde ana kaynak olarak rüzgâr enerjisi ön plana çıkıyor; 14 rüzgâr enerjisi santrali Türkiye’deki tüm hibrit santral kapasitesinin yüzde 63’ünü oluşturuyor. Hidroelektrik, 80 MW’lık yardımcı kaynak güneş enerjisi santrali (GES) ile rüzgârın ardından ikinci sırada geliyor ve bu kapasitenin tamamı ülkedeki tek hidroelektrik-güneş hibrit santrali olan Aşağı Kaleköy Hidroelektrik Santrali (HES)’nde yer alıyor. Geriye kalan 110 MW’lık hibrit güneş kapasitesi ise diğer ana enerji kaynaklarına sahip santrallerde bulunuyor.
Türkiye’nin 80 GW’lık yüzer GES potansiyeli olmasına rağmen, henüz herhangi bir yüzer GES devreye alınmadı. Tesiste halihazırda şebeke altyapısının bulunması ve barajlı santrallerde uygun arazi gereksinimi olmaksızın rezervuar üzerine yüzer GES kurulabilmesi yüzer GES’lerin en büyük avantajları olarka öne çıkıyor. Bununla birlikte, su yüzeyine kurulan paneller buharlaşmayı azalttığından, depolanan su hidroelektrik üretimi için daha verimli kullanılabiliyor. Suyun soğutucu etkisi ise panellerin üretim verimliliğini artırıyor.
Ember Bölge Lideri Ufuk Alparslan, “Hibrit santraller güneş kapasitesinde önemli bir paya ulaştı, bu nedenle artık resmi istatistiklerde de yer almaları gerekiyor. Bunun yanında devlete ait çok sayıda barajlı hidroelektrik santrali güneş potansiyeli yüksek illerimizde yer alıyor. Yalnızca Atatürk Barajı’nın yüzde 3’lük bir kısmına panel kurulması halinde bile 2 GW’lık yüzer GES potansiyeli ortaya çıkıyor. Dünyanın en büyük yüzer GES’i Türkiye’de kurulabilir. Özellikle devlete ait barajlı HES’lerde büyük ölçekli yüzer güneş santrallerinin kurulabilmesi için YEKA benzeri ihalelerin düzenlenmesi gerekiyor.” dedi.
Ember’e göre, kapasite tahsis sürecinin daha şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve yüzer GES’lerin de dahil edildiği, hibrit santral kurulumları hakkında öngörüler içeren bir planlama yapılması Türkiye’nin enerji hedeflerini gerçekleştirmesinde bir itici güç olacaktır. Ayrıca hibrit santralleri de göz önüne alan bir enerji stratejisi, Türkiye’nin 2035 yılına kadar 53 GW güneş kapasitesi hedefine ulaşmayı kolaylaştıracaktır.
1 yorum
Türkiye’nin enerji dönüşümünde güneş enerjisinin stratejik bir rolü var. Özellikle yüzer GES’lerin potansiyelinden henüz hiç faydalanılmamış olması dikkat çekici. Atatürk Barajı örneği ise bu potansiyelin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Umarım bundan sonraki süreçte daha şeffaf, öngörülebilir ve kapsayıcı enerji planları hayata geçer.