Aralık 2022’de yayımlanan ve 2021 ile 2022 yılının ilk altı ayını inceleyen raporun devamı niteliğindeki yeni çalışma, 2022 yılının son altı ayını ve 2023 yılının tamamını kapsıyor. “Artan Elektrik Fiyatları ve Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Piyasaya Etkisi” başlıklı çalışma, Türkiye’de yenilenebilir enerji santrallerinin ve bu santrallere verilen teşviklerin piyasaya etkilerini değerlendiriyor.
Çalışma, YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) santrallerinin elektrik üretim maliyetlerine etkisini de ölçüyor. Artan rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu gücünün elektrik üretim maliyetlerini nasıl değiştireceği analiz ediliyor.
Rapora göre, daha yüksek yenilenebilir enerji kurulu gücü devrede olsaydı, COVID-19 sonrası yaşanan küresel enerji krizi döneminde Türkiye’de elektrik üretim maliyetleri daha düşük olabilirdi. Raporda, yenilenebilir enerji üretiminin artırılmasının sadece elektrik üretim maliyetlerini düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda enflasyonu azaltabileceği ve Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını da önemli ölçüde azaltabileceği vurgulanıyor. Bu durum, ithalat faturasını düşürürken, karbon salınımını da azaltacaktır.
2023 Sonuçları
Elektrik Fiyatları: Eğer 2023’te 23,5 GW olan güneş ve rüzgâr kurulu gücü 45 GW olsaydı, serbest piyasadaki elektrik fiyatları daha düşük olacaktı. YEKDEM maliyetlerine rağmen, elektrik fiyatlarının 2022 yılının son altı ayı için yüzde 22,9, 2023 yılının tamamı için ise yüzde 11,3 daha düşük olacağı hesaplanmıştır.
Enflasyon: Yenilenebilir enerji üretiminin daha yüksek olduğu bir senaryoda, Aralık 2023 itibarıyla yüzde 64,8 olarak gerçekleşen yıllık TÜFE enflasyonunun yüzde 51 olacağı öngörülmüştür.
Enerji İthalatı: Artan yenilenebilir enerji üretimi, yüksek maliyetli gaz ve ithal kömür üretimini ikame edecektir. 2022 yılının son altı ayı için ülkenin ithal yakıt faturasının 5,3 milyar USD, 2023 yılının tamamında ise 3,6 milyar USD düşeceği hesaplanmıştır.
Karbon Emisyonları: Karbon yoğun kaynakların ikame edilmesi yoluyla, 2022 yılının son altı ayında 13,1 milyon ton CO2 eşdeğeri, 2023 yılının tamamında ise 28,9 milyon ton CO2 eşdeğeri karbon azaltımı yapılacağı öngörülmüştür.
Yenilenebilir enerji üretiminin artırılması, üretim maliyetlerinin ve enflasyonun düşürülmesi, enerjide ithalat bağımlılığının azaltılması, arz güvenliğinin sağlanması ve karbon emisyonlarının düşürülmesi gibi pek çok olumlu katkı sunuyor. Bu nedenle, Türkiye’nin yenilenebilir enerji yatırımlarını artırması büyük önem taşıyor.
SEFiA Direktörü Bengisu Özenç rapora ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: ” Türkiye’de son dönemde enflasyonda yaşanan sınırlı düşüşün devam etmesi beklenirken, elektrik üretim faaliyetlerindeki artış nedeniyle 1 Temmuz’da yürürlüğe giren %38’lik elektrik zammı bu düşüşün hızı konusunda soru işaretlerine neden oldu. Mesken tarifesindeki bu değişikliğin temmuz ayı enflasyonuna etkisinin 0,53 puan, 2024 yıl sonu enflasyonuna etkisinin ise 0,67 puan olacağı hesaplanıyor. Yayımladığımız yeni çalışmamız ise enflasyonun düşüş eğilimine girdiği bu dönemde, sisteme daha yüksek yenilenebilir enerji entegrasyondaki düşüşü hızlandırabileceğini gösteriyor. Fosil yakıt gibi, çevresel maliyetlerinin yanında, enerji üretim maliyetlerini de artırma potansiyeli taşıyan kaynaklar yerine yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi, Türkiye ekonomisinin temel problemleri olan cari açık ve enflasyonu iyileştirecek Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefini de destekleyecektir.”
APLUS Enerji Danışmanlık Müdürü Göksin Bavbek ise, “Yerli ve temiz kaynaklardan elektrik üretiminin artırılması Türkiye’nin iklim hedeflerine erişmesi, enerjide ithalat bağımlılığını azaltması ve olası arz krizlerine karşı direncini artırmasında en temel rolü oynayacaktır. 2022 yılında hazırladığımız çalışmanın devamı olan bu raporda söz konusu etkiler sayısal olarak ifade edilmekte ve doğrulanmaktadır. Geçtiğimiz beş yıl içerisinde yaşanan gelişmeler küresel enerji piyasalarının ne kadar kırılgan ve beklenmedik krizlere açık olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Rapordan çıkarılan sonuçlar önümüzdeki yıllarda enerji piyasasında gerçekleşmesi olası küresel arz krizlerinden kaçınmak için yenilenebilir enerji kaynaklarının ne kadar önemli olacağını ortaya koymaktadır. Arz güvenliği sorunları aşılmış, son kullanıcılara düşük maliyetli elektrik sağlayan ve karbonsuzlaşmış bir enerji sistemine geçiş için maliyet açısından da en uygun kaynaklar haline gelmiş olan rüzgar ve güneş yatırımlarını hızlandıracak uygulamaların ivedilikle hayata geçirilmesi gerekmektedir.” açıklamasını yaptı.