Hindistan’ın yerel haber kaynaklarının aktarımına göre, Hindistan’ın çelik ve diğer metal şirketleri, Avrupa’nın yaklaşan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması kapsamındaki cezalardan kaçınmak için net karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla yenilenebilir enerji anlaşmaları sağlamak için acele ediyor. Talep yalnızca SKDM kapsamına girecek iki önemli ürün olan büyük çelik ve alüminyum şirketlerinden değil, aynı zamanda şirketlerin tedarik zincirleri boyunca emisyonları en aza indirmeye çalışması nedeniyle tedarikçilerinden de geliyor.
Yenilenebilir enerji şirketleri, talebin kendilerinin karşılayabileceğinden çok daha fazla olduğunu ve önümüzdeki birkaç yıl için planlanan kapasitelerin tükendiğini söylüyor. Talep-arz uyumsuzluğunun şu anda yaklaşık 10 GW olduğunu tahmin ediyor. Bağlam olarak, Birlik Yeni ve Yenilenebilir Enerji Bakanlığı’na göre, Hindistan’ın toplam operasyonel rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesi yaklaşık 134 GW olarak açıklandı. Uzmanlar, talebin özellikle 7/24 (RTC) yeşil enerjiye yüksek olduğunu söyledi.
Avrupa, Hintli çelik üreticileri için önemli bir ihracat pazarı olarak değerlendiriliyor. AB ile yoğun ticari ilişkileri olan Türkiye’de için de bu mekanizmanın etkileri oldukça önemli. Türkiye’nin AB’ye yaptığı ihracatta SKDM’nin etkisinin büyük olması öngörülüyor. Çelik, çimento, elektrik, gübre ve alüminyum gibi karbon yoğun sektörlerdeki üreticiler, karbon fiyatı nedeniyle artan maliyetlerle karşılaşabilir. Uzmanlar Türkiye’de SKDM’nin uygulanabilmesi için daha kapsamlı bir yasal altyapıya ihtiyaç olduğu belirtilirken, özellikle karbon fiyatlandırma mekanizmalarının oluşturulması, Türkiye için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin SKDM’ye uyum sağlaması, AB pazarındaki rekabet gücünü koruması açısından da oldukça kritik.