RFB’ler, enerji depolamak için anolit ve katolit adı verilen iki sıvıyı kullanır. Bu sıvılar, merkezi bir zar aracılığıyla birbirine reaksiyona girer ve enerji üretir. Süreç, tersine çevrilebilir olduğu için piller tekrar şarj edilebilir. Ancak bu teknoloji, hantal yapısı ve nadir metallere olan bağımlılığı nedeniyle bazı dezavantajlara sahiptir.
Northwestern Üniversitesi’nden Emily Mahoney ve ekibi, trifenilfosfin oksit adlı endüstriyel bir yan ürünü, yüksek verimli bir anolite dönüştüren bir işlem geliştirdi. Bu dönüşüm, pillerin hem etkinliğini artırıyor hem de nadir metallerin kullanımını ortadan kaldırarak maliyeti düşürüyor.
Yeni yöntemle üretilen anolit, 350 şarj ve deşarj döngüsünden sonra bile performansında bir düşüş göstermedi. Mahoney, bu gelişmenin redoks akışlı pillerin yenilenebilir enerji depolamada önemli bir rol oynamasını sağlayacağını belirterek, “Son derece kararlı ve yüksek potansiyelli bir bileşiğe sahip olmak, enerji verimliliğini artırıyor.” dedi.
RFB’ler, büyük kapasiteli enerji depolama ihtiyaçlarına uygun yapılarıyla elektrik şebekelerini desteklemek için ideal. Ancak, büyük boyutları nedeniyle taşınabilir cihazlarda veya otomobillerde kullanılmaları beklenmiyor.
Bu yeni teknolojinin, endüstriyel atıkları değerli bir enerji kaynağına dönüştürerek hem enerji sektöründe hem de çevresel sürdürülebilirlik alanında çığır açabileceği düşünülüyor.