Son yıllarda yaşanan enerji krizi, fosil yakıtlara olan bağımlılığın ne denli riskli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımların artmasıyla birlikte, enerji güvenliği de güçleniyor. Almanya’da yapılan analizler, yenilenebilir kaynakların enerji fiyatlarını düşürmekle kalmayıp, uzun vadede ekonomik istikrarı da sağladığını ortaya koyuyor.
Uzmanlar, özellikle enerji dönüşümünün hızlandırılması gerektiğine dikkat çekerek, hükümetlerin bu süreci destekleyici politikalar üretmesini öneriyor. Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması, sadece maliyetleri düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda iklim krizine karşı etkili bir çözüm sunuyor.
Buna karşın Almanya’da rüzgâr türbinlerinin kaldırılmasına yönelik tartışmalar, enerji politikaları, siyasi partilerin tutumları ve enerji güvenliği konularında farklı görüşleri içeriyor. Özellikle aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi, yenilenebilir enerji projelerine karşı çıkarak rüzgâr türbinlerinin kaldırılmasını ve nükleer enerjiye geri dönülmesini savunuyor. AfD lideri Alice Weidel, yenilenebilir enerji politikalarına karşı çıkarak rüzgâr türbinlerinin kaldırılması ve nükleer santrallerin yeniden açılması gerektiğini belirtmişti.
Greenpeace ve European Climate Foundation tarafından hazırlanan yeni bir analiz, Almanya’daki kara tipi rüzgâr enerjisi santrallerinin tamamen devre dışı bırakılması halinde ülke ekonomisinin karşı karşıya kalacağı büyük maliyetleri gözler önüne serdi. Çalışmaya göre, rüzgâr enerjisinin aniden durdurulması durumunda elektrik fiyatlarında büyük bir artış yaşanacak, devletin milyarlarca avro tazminat ödemesi gerekecek ve enerji güvenliği ciddi şekilde tehlikeye girecek.
Çalışma, 2024 yılında rüzgâr enerjisinin devreden çıkarılması halinde Almanya’daki elektrik borsa fiyatlarının yıllık ortalama yüzde 50 oranında artacağını öngörüyor. Bu artışın temel nedeni, rüzgâr enerjisi üretiminin kesilmesiyle daha pahalı olan fosil yakıtlı santrallerin devreye girmesi ve piyasanın bu yüksek maliyetleri tüketicilere yansıtması.
Araştırma, rüzgâr enerjisi santrallerinin kapatılması halinde devletin yaklaşık 64 milyar avro tazminat ödemek zorunda kalacağını ortaya koyuyor. Bunun yanı sıra, rüzgâr türbinlerinin söküm ve geri dönüşüm maliyetlerinin en az 5,5 milyar avroya ulaşacağı hesaplanıyor. Söz konusu bedeller, enerji sektöründe plansız müdahalelerin ciddi ekonomik sonuçlar doğurabileceğini gösteriyor.
Raporda, rüzgâr enerjisinin kaldırılmasıyla birlikte Almanya’nın enerji güvenliğinin zayıflayacağı vurgulanıyor. Şu anda ülkede elektriğin yüzde 26’sı rüzgâr türbinlerinden sağlanıyor. Bu üretim kesildiğinde, Almanya’nın enerji ithalatına bağımlılığı artacak ve ülke fosil yakıtların fiyat dalgalanmalarına daha açık hale gelecek.
Çalışmaya göre, Almanya’daki rüzgâr enerjisi 2024 yılında yaklaşık 107 milyon ton karbon emisyonunu engelledi. Bu enerji kaynağının kullanılmaması, emisyonların hızla yükselmesine ve Almanya’nın iklim hedeflerine ulaşmasının neredeyse imkânsız hale gelmesine neden olacak.