Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Binalar ve İnşaat için Küresel İttifak (GlobalABC) tarafından yayımlanan yeni raporda, inşaat sektörünün küresel enerji tüketiminin yüzde 32’sinden ve CO2 emisyonlarının yüzde 34’ünden sorumlu olduğu vurgulanırken, mevcut ilerleme hızının küresel iklim hedeflerini riske attığı belirtiliyor.
2024-2025 Küresel Durum Raporu’na göre, bina enerji kodları, yenilenebilir enerji kullanımı ve finansman gibi alanlarda daha iddialı adımlar atılması gerekiyor. Raporda, Brezilya’nın Belem kentinde düzenlenecek BM İklim Değişikliği Konferansı (COP30) öncesinde, hükümetlerin net sıfır bina hedeflerini Ulusal Olarak Belirlenmiş Katkılar (NDC’ler) kapsamında hızlandırmalarının kritik olduğu vurgulanıyor.
UNEP İcra Direktörü Inger Andersen, “Binalar, küresel emisyonların üçte birini oluşturuyor. Hükümetlerin attığı adımlar işe yarıyor ancak daha fazlası ve daha hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Tüm ülkeleri yeni NDC’lerine bina ve inşaat kaynaklı emisyonları azaltma planlarını dahil etmeye çağırıyorum.” dedi.
Rapor, Paris Anlaşması’nın imzalandığı 2015’ten bu yana inşaat sektörünün sürekli büyümesine rağmen, ilk kez 2024’te ilgili sektörlerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarının ayrıştığını ortaya koyuyor. Net sıfır hedefleri doğrultusunda zorunlu bina enerji kodları ve performans standartları benimsenirken, enerji verimliliği yatırımlarıyla sektörün enerji yoğunluğu yüzde 10 azalırken, yenilenebilir enerji kullanım oranı yüzde 5 arttı. Ancak uzmanlar, bu hızın küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırmak için yeterli olmadığını vurguluyor.
Raporda, büyük emisyon kaynaklarının 2028’e kadar sıfır karbonlu bina enerji kodlarını benimsemesi, diğer ülkelerin ise 2035’e kadar bu sürece katılması gerektiği belirtiliyor. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde yeni inşa edilen alanların yüzde 50’sinden fazlasının hala bina kodları kapsamında olmadığı ve ısı pompası kurulumları gibi kritik önlemlerde gerileme yaşandığı ifade ediliyor.
UNEP ve GlobalABC, hükümetler, finans kuruluşları ve özel sektörün, 2030 yılına kadar bina enerji verimliliği yatırımlarını 270 milyar dolardan 522 milyar dolara çıkarmak için ortak hareket etmesi gerektiğini belirtiyor. Dairesel ekonomi uygulamalarının yaygınlaştırılması, bina ömürlerinin uzatılması, geri dönüşüm ve pasif tasarım gibi stratejilerin finansman açığını kapatmada önemli rol oynayacağı vurgulanıyor. Ayrıca, sektördeki beceri boşluklarının doldurulması için işgücü geliştirme programlarının kritik olduğu belirtiliyor.
Uzmanlar, binaların karbonsuzlaştırılmasının küresel iklim hedeflerine ulaşmada belirleyici bir faktör olacağını ve bu alanda daha güçlü politikaların uygulanması gerektiğini belirtiyor.