Accenture iş birliğiyle hazırlanan “Fostering Effective Energy Transition 2025” başlıklı rapor, ülkelerin enerji sistemlerini hem mevcut performans hem de geleceğe hazırlık açısından değerlendiriyor. Enerji güvenliği, sistemlerin sürdürülebilirliği ve sosyal eşitlik temelinde yapılan analiz, siyasi taahhüt, altyapı, finansman, insan sermayesi ve inovasyon gibi beş faktörü de kapsıyor.
Enerji dönüşümünde liderlik konumunu koruyan ülkeler arasında İsveç, Finlandiya ve Danimarka ilk sıralarda yer aldı. Bu ülkeleri Norveç ve İsviçre takip etti. Politik kararlılık, güçlü altyapı ve düşük karbonlu enerji sistemleri bu başarının arkasındaki ana etkenler olarak öne çıktı. Almanya ve Portekiz’in de yer aldığı ilk 10’da ayrıca Avusturya, Letonya ve Hollanda gibi ülkeler güçlü temiz enerji yatırımlarıyla dikkat çekti.
Çin 12. sıraya yükselerek şimdiye kadarki en iyi performansını sergilerken, Brezilya 15. sırada Latin Amerika’nın lideri oldu. ABD 17. sıraya yerleşirken, enerji güvenliği alanında en üst sırada yer aldı.
Gelişmekte olan ülkelerde hızlı ilerleme
Rapora göre, Gelişmekte Olan Avrupa, altyapı (yüzde 8,3) ve sermaye akışlarında (yüzde 5,8) kayda değer artışlarla en büyük kazanımları elde etti. Letonya bölgedeki en yüksek puanı alırken, Bosna-Hersek en hızlı büyüyen ülke oldu. Çin ve Malezya’nın öncülüğündeki Gelişmekte Olan Asya da temiz enerji yatırımlarında yüzde 18,7’lik artışla küresel ortalamanın üzerine çıktı.
Sahra Altı Afrika’da ise özellikle Nijerya’nın enerji dönüşüm yolculuğunda önemli bir sıçrama yaptığı görüldü. 2016’da 109. sırada yer alan ülke, 2025’te 61. sıraya yükseldi.
2024 yılında temiz enerji yatırımları 2 trilyon doları aşmasına rağmen, enerji güvenliği alanındaki ilerleme sınırlı kaldı. Yenilenebilir enerji kullanımının yaygınlaşması ve enerji verimliliğindeki gelişmeler sürdürülebilirliği artırırken, esnek olmayan enerji sistemleri ve ithalata olan yüksek bağımlılık güvenlikte duraksamaya neden oldu.
Rapora göre, yapay zekâ, veri merkezleri ve elektrifikasyon kaynaklı enerji talebi 2024’te yüzde 2,2 arttı ve yıllık küresel emisyonlar 37,8 milyar tona ulaşarak rekor kırdı.
Accenture Stratejisi Grup Başkanı Muqsit Ashraf, “Yapay zekâ, daha dirençli ve sürdürülebilir bir enerji geleceğinin kilit kaldıracı haline geldi. Şirketler teknolojiyi ve veriyi stratejik olarak kullanarak uzun vadeli büyümelerini güvence altına alabilir” değerlendirmesinde bulundu.
Rapor, enerji geçişinin sağlıklı ilerlemesi için üç öncelikli alana dikkat çekiyor:
Enerji güvenliğinin yeniden tanımlanması: Geleneksel arz odaklı yaklaşımların ötesine geçilerek dijital altyapı ve şebeke dayanıklılığına odaklanılması,
Sermaye dengesizliklerinin giderilmesi: Gelişmekte olan ülkelerde yatırım açığının kapatılması,
Altyapı darboğazlarının çözülmesi: İzin süreçleri, şebeke kapasitesi ve nitelikli iş gücü gibi yapısal engellerin aşılması.
Ayrıca, az gelişmiş ülkelerde enerji geçişine ivme kazandırmak için uzun vadeli yatırım planlarının, esnek politika araçlarının ve bölgesel iş birliklerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Rapor, enerji sistemlerinin iklim krizleri, jeopolitik riskler ve ekonomik belirsizlikler içinde evrildiği bir dönemde, sürdürülebilirlik ile dayanıklılığın birlikte düşünülmesi gerektiğine dikkat çekiyor.