ADMİB Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı, Türk demir-çelik sektörünün 2021 yılını ihracatta rekor kırarak kapattığını, 2022’ye de aynı ivmeyle başladığını belirterek, Rusya-Ukrayna savaşının olumsuz etkileri, artan korumacılık önlemleri, enerji fiyatlarındaki yüksek artışlar gibi nedenlerle yılın geri kalanının sektör için olumsuz geçtiğini aktardı.
Dünya genelinde demir-çelik sektörlerinin durgunluk dönemi yaşadığını aktaran Tosyalı, şunları kaydetti: “2022 yılını Türk çelik sektörü olarak yüzde 5,3 düşüşle 21,1 milyar dolar ihracatla kapattık. Demir ve demir dışı metallerde ise yılı yüzde 16,4 artışla 14,4 milyar dolar ihracatla tamamladık. Üretimde enerjiyi yoğun kullanan bir sektörüz. Doğal olarak enerjideki fiyat artışları maliyetlerimizi ciddi oranda artırdı. Artan enerji maliyetleri rekabetçiliğimizi olumsuz etkiledi. Bunun neticesinde ihracatımız da hedeflerimizin altında kaldı. Rusya-Ukrayna savaşının da sektörümüze olumsuz etkilerini yaşadık. Öte yandan, Rusya ve Ukrayna’nın etkinliğinin azalması ile Kuzey Afrika ve Orta Doğu pazarları ile Kuzey Amerika pazarlarındaki çelik talebinin canlandığını gözlemlemeye başladık. Türk çelik ihracatçıları olarak bu fırsatı değerlendirmek istiyoruz.”
“Sürdürülebilir bir rekabet gücü sağlamayı hedefliyoruz”
2023’te de korumacılık önlemleri ve enerji maliyetlerindeki artışların yine gündemi meşgul edeceğini belirten Tosyalı, “Çelik sanayinde yoğun olarak tüketilen enerjinin, üretim maliyetleri içindeki payı arttıkça rekabet gücümüz de olumsuz etkileniyor. Bu yüzden ısrarla yeşil dönüşüm ve yenilenebilir enerji kullanımının önemine vurgu yapıyoruz. AB gibi yenilenebilir enerji kullanımının yoğun olduğu ülke ve bölgelerle kıyaslandığımızda dezavantajlarımızın olduğunu düşünüyoruz. Sanayide yenilenebilir enerji kullanım ağırlığını mutlaka artırmamız gerekiyor. Birlik olarak üye firmalarımızla bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Demir-çelik sektöründe enerjinin temiz olarak üretimine imkan veren hidrojen kullanımı üzerine 2023 yılında çalışmalar yapacağız. Demir-çelik sanayimiz, serbest piyasa koşulları içerisinde rakipleriyle rahatça rekabet edecek güce sahip bulunuyor. Bu nedenle temel amacımız, sektörümüzün küresel düzeyde sürdürülebilir bir rekabet gücü elde etmesini sağlamak olacak.” ifadelerini kullandı.