İskoçya’nın Glasgow kentinde bu yıl 26’ıncısı düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP26) katılan Türkiye Sinai ve Kalkınma Bankası (TSKB), konferansta dikkat çeken başlıklarına ilişkin gözlem ve analizlerini paylaştı.
Gözlemde anlaşmanın detaylarına yer verilirken, COP26’nın Birleşik Krallık COP Başkanlığı tarafından belirlenen iklim değişikliği ile mücadelede sera gazı azaltımı, adaptasyon, finans ve iş birliği olmak üzere dört temel amacı bulunduğu, Paris İklim Anlaşmasına göre sıcaklığın 1,5 dereceye kadar düşürülmesi için de Ulusal Katkı Beyanları’nın (NDC) her beş yılda bir güncellenmesi şartı olduğu hatırlatıldı.
TSKB, 154 ülke NDC’lerini güncellediğini, Glasgow’daki COP26’nın sonuçlarına göre 1,5 derece hedefinin yaşatılabilmesi için önümüzdeki yıl Mısır’da düzenlenecek COP27’ye kadar tüm ülkelerin 2030 emisyon azaltımı hedeflerini gözden geçirmesi beklendiğine dikkat çekilirken, Paris İklim Anlaşması’nı 26. toplantı öncesinde kabul eden Türkiye’nin de net sıfır olma yolundaki 2053 hedeflerinin yol haritasının da önümüzdeki sene içerisinde tamamlanması gerektiği belirtildi.
TSKB izlenim raporunda Türkiye’nin taahhüt altına aldığı başlıklar arasında, orman ve arazi kullanımı hakkında imzalanan liderler deklarasyonu, sıfır emisyonlu araç ve ticari araçlar hakkında imzalanan deklarasyonu yer aldı.
Toplantıda ayrıca gelişmekte olan ülkelerde iklim değişikliği adaptasyonu için yaratılan finansmanın 2025 yılına kadar iki katına çıkarılmasına karar verilirken, Paris Anlaşması’nın karbon piyasaları ve ticareti ile ilgili tartışmalı 6. maddesi üzerinde ülkeler arasında anlaşmaya varılarak “Paris Anlaşması Kural Kitabı” da tamamlandı.
Ülkelerin kömür hakkındaki taahhütleri neler?
İzlenim çalışmasında ev sahibi Birleşik Krallık’ın “Kömürü tarihe gömelim” açılımı ile başlayan COP26’da, 40’tan fazla ülkenin aşamalı olarak kömürden çıkış için taahhüt verdiği de belirtildi.
Taahhüt veren ülkeler arasında Endonezya, Vietnam, Polonya, Güney Kore, Mısır, İspanya, Nepal, Singapur, Şili, Slovenya ve Ukrayna gibi ülkeler bulunurken, kömürden tam çıkış için Polonya tarafından verilen 2049 tarihi ve Güney Kore’nin verdiği 2050 yılı tarihi soru işareti olmaya devam ediyor.
Uzmanlar, küresel sera gazı salımlarında önemli paya sahip olan ve elektrik üretiminde kömür kullanımının yüksek olduğu Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Hindistan ve Avustralya’nın kömürden çıkış için tarih vermemesinin COP26’da kömürden çıkış konusunda küresel bir konsensüs oluşması konusunda büyük bir hayal kırıklığı yaşattığını ifade ederken, kömürden çıkış için en dikkat çeken gelişme ise Güney Afrika’nın 2040’a kadar kömürden çıkacağını duyurması olduğunu belirtti.
Bu gelişmede, Güney Afrika’nın dekarbonizasyonu için Almanya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık tarafından finansal yardım yapılması kararının da etkili olduğu paylaşıldı.
Geçmiş toplantılarda olduğu gibi COP26’da da yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konusu öne çıkan başlıklar arasında yer alırken, “COP26’da hükümetlerin fosil yakıtlar için yapılan sübvansiyonları azaltması gerektiği ve başta yenilenebilir enerji olmak üzere yeşil dönüşüm için destek/teşvik verecek düzenlemeler yapmaları gerektiği belirtildi.” denildi.
İklim değişikliği ile mücadelede kara yolu taşımacılığında elektrifikasyonun yaygınlaştırılması tüm ülkeler için kritik bir konu olarak öne çıktığının vurgulandığı izlenimde, “Yeşil dönüşümün deniz taşımacılığında yeşil hidrojenden üretilen amonyak kullanımı, hava taşımacılığında biyolojik yakıt oranının artırılması ve filoların yenilenmesi olmak üzere büyük değişimler getirmesi bekleniyor.” görüşüne de yer verildi.