Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) “Kömür 2024” raporuna göre, dünyanın en büyük iki kömür tüketicisi Çin ve Hindistan’daki güçlü artışa bağlı olarak küresel kömür talebi 2023’te yüzde 2,6 büyümeyle tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu artışta, elektrik talebindeki keskin büyüme ve hidroelektrikten elektrik üretimindeki düşüş etkili oldu. Çin, küresel kömür tüketiminin yarısından fazlasını gerçekleştirirken, Avrupa’da kömür talebi 2000’li yılların sonunda başlayan düşüş eğilimini sürdürdü. Avrupa Birliği’nde (AB) kömürden elektrik üretimi 2023’te yüzde 25 azaldı.
Öte yandan, hidroelektrikte beklenen kademeli toparlanma ile güneş ve rüzgâr enerjisindeki hızlı büyümeye rağmen bazı büyük ekonomilerin elektrik talebindeki artışın yüksek olması nedeniyle, küresel kömür talebinin bu yıl ve 2025’te yatay seyretmesi öngörülüyor. Çin’in elektrik talebinde bu yıl beklenen yüzde 6,5’lik artış nedeniyle, ülkenin kömür tüketiminde düşüş beklenmiyor. Hindistan’da hava koşullarının mevsimsel ortalamalara dönmesiyle kömür talebindeki artışın yılın ikinci yarısında yavaşlayacağı tahmin edilirken, ABD’de güçlü elektrik talebi ve kömürden gaza geçişin azalması nedeniyle kömür talebindeki düşüş eğiliminin yavaşlayacağı öngörülüyor. Arz tarafında ise küresel kömür üretiminin bu yıl hafif düşüş göstermesi, Çin’de kömür üretiminin ılımlı seyretmesi ve Hindistan’ın üretiminde yüzde 10’luk bir artış bekleniyor.
IEA Enerji Piyasaları ve Güvenliği Direktörü Keisuke Sadamori, rapora ilişkin değerlendirmesinde, bugünkü politika düzenlemeleri ve piyasa eğilimlerine dayanarak, küresel kömür talebinin 2025 de dahil olmak üzere büyük ölçüde sabit kalacağını belirterek, şu ifadeleri kullandı: “Güneş ve rüzgâr enerjisinin hızla yayılmaya devam etmesi ve Çin’de hidroelektrikten üretimin yeniden canlanması, kömür kullanımı üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Ancak elektrik sektörü küresel kömür talebinin ana itici gücü ve elektrik tüketimi birçok büyük ekonomide çok güçlü bir şekilde artıyor. Elektrik talebinde bu kadar hızlı bir büyüme olmasaydı, bu yıl küresel kömür kullanımında bir düşüş görecektik. Yapısal eğilimler, küresel kömür talebinin bir dönüm noktasına ulaşacağı ve yakında düşmeye başlayacağı anlamına geliyor.”