KWF’nin yayınladığı bir rapor, yıllık geliri 500 milyon avronun üzerinde olan araştırma şirketlerinin yüzde 44’ünün enerji geçişinin kendi uluslararası rekabet güçleri hakkında olumlu veya çok olumlu olduğunu tespit etti. Yüzde 31’lik bir kesim ise herhangi bir sonuç beklemiyor ve şirketlerin yalnızca yüzde 16’sı olumsuz etki bekliyor.
Şirketlerin çoğunluğu (yüzde 76), özellikle yeşil dönüşümün bir sonucu olarak, bir iş yeri olarak Almanya’nın geleceği konusunda olumlu ya da çok olumlu. Ancak rapora göre, ulusal ve AB iklim politikasının tasarımı, ekonomideki dönüşümün uluslararası rekabet edebilirliği nasıl etkileyeceği konusunda belirleyici bir faktör olacak.
Rapora göre, geçişten kaynaklanan ekonomik ve düzenleyici ortamdaki değişiklikler, özellikle uluslararası rekabete maruz kalan şirketler için bir zorluk teşkil ederken, temiz teknolojiler ve sera gazı için artan küresel talep aynı zamanda ülkedeki işletmeler için büyüme fırsatları yaratıyor. AB’nin yakın zamanda kabul ettiği CO2 sınır ayarlama mekanizması (CBAM) ve iklim dostu üretim süreçleri için planlanan işletme hibeleri bu yöne işaret ediyor.
Bununla birlikte rapor, ABD’nin Enflasyon Azaltma Yasası hakkındaki mevcut tartışmanın, “pahalı bir sübvansiyon rekabetine kapılmadan yeşil teknolojiler için pazar liderliği yarışında daha fazla stratejik yanıt bulunması gerektiğini” açıkça ortaya koyduğuna dikkat çekiyor. “Almanya ve Avrupa’nın gelecekteki rekabet gücü için bir zorunluluk, yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlandırılmış genişlemesi ve yeşil hidrojenin pazarın artması” sonucuna varıyor.