Bugüne kadar yeşil hidrojen üretimi ile ilgili çabalar artsa da üretim verimliliği şu anda yüzde 30 seviyelerinde.
Nature Energy’de yayımlanan yeni bir analize göre ise yenilenebilir hidrojenin önümüzdeki 10 yıl içinde maliyet açısından rekabetçi olabileceği öngörülüyor. Bazı gruplar ise 2025 yılına kadar bu maliyet senaryolarına ulaşılamayacağını savunuyor.
Güneş ve rüzgâr enerjisinden elde edilen elektrik fiyatının 30 dolar/MWh’in altına düşmesi durumunda, yeşil hidrojenin 2030 yılına kadar Japonya, Avustralya ve Almanya’daki fosil hidrojen ile rekabet edebileceği ifade ediliyor.
Wood Mackenzie‘ye göre de Avustralya, 2030 yılına kadar rekabetçi bir yenilenebilir hidrojen üretme yolunda ilerliyor.
Yeşil hidrojenin gelişimi yenilenebilir enerjiye bağlı
Uzmanlara göre, yenilenebilir hidrojenin ölçeklendirmesi, temiz enerjinin gelişimine ve bu alanda yapılan yatırımlara bağlı.
Bloomberg New Energy Finance’a göre, yeşil hidrojen endüstrisinin gelişmesi için 2050 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesinin iki katına çıkması gerekiyor.
Fosil yakıtların hidrojene dönüştürülmesi ise karmaşık ve verimsiz olarak nitelendiriliyor. Günümüzde hidrojen üretmek için doğal gazın yüzde 6’sı, kömürün ise yüzde 2’si kullanılıyor. Yakıt maliyetleri ise üretim maliyetinin yüzde 45-75’ini oluşturuyor.
Mavi hidrojen maliyetinin azalması ise doğrudan “Karbon Yakalama ve Depolama”daki gelişmelere bağlanıyor. Ancak, şimdiye kadar sürdürülebilirliği sağlayacak büyük projeler ve teknolojiler üretilemedi.
Hidrojen hakkında neler biliyoruz? Fosil yakıtlara alternatif olabilir mi?
Hidrojen gelecekte nasıl kullanılabilecek?
Hidrojen gelecekte çelik, çimento, alüminyum ve cam üretimi gibi karbondan arındırılması zor endüstrilerde kritik bir rol oynayabilir.
Hidrojenin aynı zamanda kamyonlar, uçaklar ve gemiler gibi ağır vasıtaların elektrifikasyonuna da yardımcı olacağı söyleniyor. Örneğin, uzun yol yapan ağır yük kamyonları için hidrojenin yakıt olarak kullanılmasının, dizel motorlu araçlara göre çok daha ucuz olabileceği ifade ediliyor.
Bazı uzmanlara göre de hidrojen, uzun süreli depolama seçeneğiyle şebekeyi dengeleyerek, yenilenebilir enerji kullanımını artırmaya yardımcı olabilir.
Hidrojen, Almanya ve İngiltere’de evlerin ve binaların ısıtılması için alternatif bir çözüm olarak kabul ediliyor. Ancak bu durum için gaz altyapısının genişletilmesi gerekiyor.
Hidrojen, benzin ve dizele göre daha temiz bir alternatif mi?
Hidrojen yakıt hücreli araçların, benzin ve dizele göre daha temiz bir alternatif olduğunu ifade eden uzmanlar bulunuyor.
2009 yılında; Daimler, Ford, GM, Honda, Hyundai, Kia, Renault, Nissan ve Toyota gibi önemli otomobil üreticileri 2015 yılına kadar yüz binlerce hidrojen yakıtlı aracın piyasada olacağını öngörüyordu.
Ancak aradan 10 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen bu vizyon henüz gerçekleşmedi. Bugün 5 milyondan fazla elektrikli araç yollardayken, küresel ölçekte hidrojen yakıt hücreli araçların satışları ise 12 bin adette kaldı.
Hidrojen üretiminin artırılması için önemli miktarda enerji ve alt yapı üretimi gerektiğini savunan uzmanlara göre;
“Hidrojen teorik olarak, en ucuz seçenek olan boru hatlarıyla veya tren, gemi ve kamyonlarla taşınabilse de yoğunluğunun düşük olması nedeni ile yeni zorluklara ve yüksek maliyetlere neden olabilir.”
Geleceğin hidrojen tedarik zinciri nasıl olabilir?
Japonya ve Güney Kore, hidrojenin ana ithalatçıları ve hidrojen teknolojisi ihracatçıları olarak yükselen ülkeler arasında gösteriliyor. Her iki ülkede de ayrıntılı hidrojen yol haritaları ve araştırma ve geliştirme stratejileri üretilmiş durumda.
Japonya dünya çapında yakıt hücresi patentlerinin yüzde 60’ına sahip ve 1974’ten 2015’e kadar yenilenebilir enerji, hidrojen ve yakıt hücrelerine yaklaşık 15 milyar dolar yatırım yaptı.
Çin de pazara giriyor
2030 yılına kadar bir milyon hidrojen yakıtlı aracı yollarda görmeyi hedefleyen Çin de pazara girmeye hazırlanıyor ve hidrojene yatırım yapmak için elektrikli araçlar için verilen sübvansiyonları yarı yarıya indirmiş durumda.
Avustralya ise Mart 2019’da Japonya’ya ilk yeşil hidrojen ihracatını gerçekleştiren ana hidrojen üreticisi olmak için yarıştı.
Avustralya Yenilenebilir Enerji Ajansı’na göre, ülkede hidrojen ihracatının, 2030 yılına kadar, yılda yaklaşık 1,2 milyar dolar gelir ve 2 bin 800 istihdam yaratması bekleniyor.
Avrupa’da, Hollanda ve Belçika hidrojen üretme ve teknoloji geliştirme planlarını açıklarken, Norveç de hidrojenle çalışan gemilerle ilgili planları olduğu bilgisini verdi.
Orta Doğu’da ise Suudi Arabistan, Japonya’ya hidrojen ihracatı yapan ülke olmaya aday.
Hidrojen ekonomisine yatırım yapmak riskli mi?
Hidrojen Konseyi’ne göre, hidrojen ekonomisini artırmak için doğrudan sermaye sübvansiyonlarının yanı sıra 2030 yılına kadar büyük ölçekli projelere yatırım yapılması gerekiyor.
Konseye göre, 2030 yılına kadar hidrojen ekonomisinin geliştirilmesi için 70 milyar dolar gerekiyor.
Hidrojenin geleceğinin endüstri liderleri ve politika yapıcılar tarafından yanlış bir şekilde yönetilmesi durumunda ise fosil yakıt altyapısının kontrolsüz bir şekilde genişleme riski bulunduğu söyleniyor.
Yararlanılan kaynaklar:
- BNEF New York Summit. Hydrogen workshop. April 2019.
- IEA: The Future of Hydrogen. June 2019
- The Challenges for a Hydrogen Economy. December 2018. Available via Bloomberg platform.
- Hydrogen: The Economics of Power Generation. January 2020. Available via Bloomberg platform.
- Long-term Electric Vehicle Outlook. 2019. Available via Bloomberg platform.
- BNEF: Hydrogen – the Economics of Transport and Delivery. October 2019. Available via Bloomberg platform