İklim değişikliğinin kötü etkilerinin bertaraf edilmesi için ülkelerin sınırlı zamanı oluğu belirtiliyor.
BBC Çevre Muhabiri Justin Rowlatt kaleme aldığı yazısında, “Covid-19, 2020’nin en büyük sorunuydu, buna şüphe yok. Ama umuyorum ki 2021’in sonunda aşılar devreye girecek ve koronavirüsten çok, iklim hakkında konuşacağız. 2021, iklim değişikliğiyle mücadele için kesinlikle zorlu bir yıl olacak.” diyor.
Rowlatt’a göre, 2021’in iklim değişikliği ile mücadelede dönüm noktası olmasının beş nedeni şunlar:
1. İklim Konferansı
Paris Anlaşması dünyadaki neredeyse tüm ulusların sorunun üstesinden gelmek için hemfikir olduğu bir anlaşma. Ancak buradaki sorun, ülkelerin emisyonları azaltmak için verdikleri taahhütlerin belirlenen hedeflerin çok gerisinde kalması.
Mevcut planlara göre, dünyanın 12 yıl veya daha kısa bir süre içinde 1,5 °C tavanını aşması ve yüzyılın sonunda 3 °C ısınması bekleniyor.
Paris Anlaşması şartlarına göre, ülkeler karbon azaltma hedeflerini artıracaklarına söz verdi ve iklim konferansının Kasım 2020’de Glasgow’da gerçekleşmesi gerekiyordu. Ancak salgın buna izin vermedi. Bu nedenle Kasım 2021’de emisyonların azaltılması için önemli bir İklim Konferansı düzenlenecek.
2. Ülkeler hâlihazırda büyük emisyon azaltım hedeflerine imza atıyor
Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Çin’in 2060 yılına kadar karbon nötr olmayı hedeflediğini duyurdu.
Küresel emisyonların yaklaşık yüzde 28’inden sorumlu olan Çin’in bu adımı, herkesin kendi ekonomisini karbondan arındırmanın maliyetini üstlenmekten korktuğu bir ortamda önemli bir gelişme oldu.
Birleşik Krallık, Avrupa Birliği (AB), Japonya ve Güney Kore de 2050 yılına kadar sıfır emisyon hedefine ulaşmak için çalışmalar yürüteceklerini açıkladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Joe Biden’ın başkanlığa seçilmesiyle dünyanın en büyük ekonomisi de emisyonları azaltmak konusunda adım atacağını açıkladı.
Şimdi bu ülkelerin Glasgow’da neler konuşacağı merak konusu.
3. Yenilenebilir enerji en ucuz kaynak haline geldi
Yenilenebilir enerji maliyetlerinin azalması ülkelerin taahhütlerine ulaşmasını kolaylaştıracak en önemli gelişmelerden biri olarak gösteriliyor.
Uluslararası Enerji Ajansı Ekim 2020’de, güneş enerjisinin “tarihteki en ucuz elektrik kaynağı” olduğunu açıkladı.
Yeni enerji santralleri inşa etmek söz konusu olduğunda ise yenilenebilir enerji dünyanın birçok yerinde fosil kaynaklardan zaten daha ucuzdu.
4. Covid her şeyi değiştiriyor
Koronavirüs salgını, savunmasızlık hissimizi artırdı ve bize dünyamızın kontrol edemeyeceğimiz şekilde altüst olmasının mümkün olduğunu hatırlattı.
Aynı zamanda Büyük Buhran’dan bu yana en önemli ekonomik şokun yaşanmasına neden oldu.
Bu sıkıntıdan çıkılması için hükümetler ekonomilerini yeniden başlatmak için teşvik paketleri oluşturdu ve dünya yeşil toparlanma konusunda adımlar attı.
AB ve Joe Biden’ın yeni yönetimi, ekonomilerini harekete geçirmek ve dekarbonizasyon sürecini başlatmak için trilyonlarca dolarlık yeşil yatırım sözü verdi.
Küresel olarak yenilenebilir enerji maliyetlerini düşürmeye yardımcı olacak bu adımlar sınırda karbon vergisini de gündeme getirdi.
5. İş dünyası yeşil yatırımlara yöneliyor
Yenilenebilir enerjinin düşen maliyeti ve iklim konusunda harekete geçmek için artan kamuoyu baskısı, iş dünyasındaki tutumları da değiştirmeye başladı.
Sadece bu yıl, Tesla’nın yüksek hisse fiyatı onu dünyanın en değerli otomobil şirketi haline getirdi.