Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, ülkelerin 2050’de emisyonlarını sıfıra indirmek istediğini belirterek, “Emisyonların sıfıra ulaşması için satılan her 2 araçtan 1’inin elektrikli olması gerekiyor. Türkiye TOGG ile ilgili önemli adımlar attı ama Türkiye’deki otomotiv sektörünün elektrikli araç devrimi konusunda ne yapabileceğini düşünmesi lazım.” dedi.
Birol, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından dijital ortamda düzenlenen “Küresel Enerji ve İklim Politikalarında Yeni Bir Dönem: Yeni ABD Yönetimi Gündemi” başlıklı toplantıda yaptığı konuşmada, iklim değişikliğine yol açan emisyonların yüzde 80’inin enerji sektöründen kaynaklandığını söyledi.
İklim değişikliğinin etkilerinin yeni tip koronavirüs salgınından daha derin olacağına dikkati çeken Birol, “Bu soruna küresel bir çözüm bulunması gerekiyor. Günümüz dünyasında doğru yolda mıyız diye sorarsak, ‘evet’ cevabını vermem zor. Yenilenebilir enerji gibi umut vadeden gelişmeler var. Türkiye dahil birçok ülke bu alanda önemli gelişmeler kaydetti. Elektrikli araçlarla ilgili de güzel gelişmeler oluyor fakat henüz yeterli seviyede değil.” diye konuştu.
Birol, birçok ülkenin 2050’de sıfır emisyon hedefine ulaşmak için taahhütler verdiğini ve kasım ayında gerçekleştirilecek COP26 Zirvesi’nde tüm tarafların dünyayı doğru yolda ilerlemeye teşvik etmek için bir anlaşmaya varmak istediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Emisyonların sıfıra ulaşması için satılan her 2 araçtan 1’inin elektrikli olması gerekiyor. Şu anda satılan her 100 arabadan 3’ü elektrikli. Gelecekte her 100 arabadan 50’sinin elektrikli olması gerekiyor ki birçok ülke şu anda kullandığımız normal araçların satışını yasakladı ve yakında başka ülkeler de bu yasakları açıklayacak. Bir diğer nokta dünyanın en büyük araba şirketleri stratejilerinde artık elektrikli arabaya ağırlık veriyor. Bu gelişmelerin Türkiye’yi etkilememesi imkansız. Türkiye TOGG ile ilgili önemli adımlar attı ama Türkiye’deki otomotiv sektörünün elektrikli araç devrimi konusunda ne yapabileceğini düşünmesi lazım. Sektörün bu gelişmelerden dersler çıkarması gerekiyor. Dipten gelen güçlü dalgaların Türkiye’yi etkilememesi imkansız. Bu nedenle oyunu zamanında okuyup, ekonomimizi ve enerji sektörünü ona göre hazırlamalıyız diye düşünüyorum.”
ABD Eski Enerji Bakanı ve Prof. Ernest J. Moniz de konuşmasında, içten yanmalı motorlu araçların gelecek 10-15 yıl içinde daha filonun önemli bir parçası olacağını fakat verimlilik standartlarının kritik rol oynayacağını dile getirerek, şöyle konuştu:
“Bu durum, sadece elektrikli araçları destekleyen bir yönetim olduğu için yaşanmıyor. Çünkü endüstri inanılmaz şekillerde öne çıkıyor. Yalnızca birkaç hafta önce General Motors, 2035’ten sonra içten yanmalı motorlu araç üretmeyeceğini duyurdu. Ford da onun gerisinde kalmayarak elektrikli araçlar üretimine geçiyor. Tesla ise 800 milyar dolar piyasa değerine ulaştı. Bu yüzden emniyet kemerlerinizi takın derim çünkü elektrikli araç devrimi gerçekten havalanmaya ve ilerlemeye başlayacak.”
Moniz, ABD’deki yeni yönetimin iklim değişikliğiyle mücadele ve temiz enerji teknolojilerinde çok kapsamlı bir politika izleyeceğini, ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele için taahhütler belirleyeceğini belirtti.
Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ise yaptığı konuşmada, IICEC’in daha önce “Türkiye enerji Görünümü” raporunu hazırladığını bu yıl ise “Elektrikli Araçlar Görünümü” raporunu hazırlayacağını bildirdi.
Elektrikli araçlar ve bu ekosistemin büyüme olasılığının analitik bir çerçevede ve geleceğe yönelik hususlarla ele alınacağını aktaran Sabancı, çalışmanın sonbahar aylarında yayınlanmasının planlandığını sözlerine ekledi.