Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’nin elektrikteki kurulu gücü 96 bin MW seviyesine ulaştı. Yenilenebilir enerji santrallerinin kurulu güç içindeki payı ise yüzde 63,5 seviyesine yükseldi.
Kurulu güç içindeki en yüksek payı yüzde 32 ile hidroelektrik alırken, yerli kömür yüzde 12, rüzgâr yüzde 9, güneş yüzde 7, jeotermal ve biyokütle yüzde 2’şer paya sahip oldu.
Türkiye elektrik enerjisi ihtiyacının tamamını rüzgâr ve güneşten sağlayabilir
Türkiye’nin fosil yakıtlar bakımından her zaman dezavantajlı ve kaynakları kısıtlı bir ülke olduğunu, yenilenebilir enerji alanın da ise umut verici rakamlara ulaşıldığını ifade eden Üçay Grup CEO’su Turan Şakacı,
“Son yıllarda gelişen teknolojilerin verimliliği artırması dünyada ve Türkiye’de güneş ile birlikte rüzgâr enerjisini öne çıkarıyor. Ülkemiz popüler yenilenebilir enerji kaynakları olan rüzgâr ve güneş özelinde, hem ışınım değerleri hem de aktif rüzgâr potansiyeli bakımından Avrupa ülkelerinin çok üstünde verimlilik değerlerine sahiptir. Rakamlar bize Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacının tamamını sadece rüzgâr ve güneşten sağlayabileceğini söylüyor.”
Çatılar atıl olmaktan çıkıyor elektrik üretmeye başlıyor
Geçmiş yıllarda güneş enerjisi santrallerinin (GES) boş arazilere kurulduğunu belirten Şakacı, Yenilenebilir Enerji Kanunu’nda yapılan değişikliklerle atıl alanların kullanılmasının hedeflendiğini söyledi.
Şakacı, “Büyük yapıların çatıları atıl alan olarak duruyor. Kanunda yapılan değişiklik fabrika, otel, okul ve hastane gibi büyük yapıların çatılarını atıl alan olmaktan çıkarıyor ve elektrik üreten bir tesise dönüştürüyor. Burada amaç büyük yapıların atıl alanları olarak kabul edilen çatıların verimli kullanımı. Önümüzdeki dönem büyük projelerin daha da artmasını bekliyoruz. Devletimiz bu alanda büyük ihaleler gerçekleştiriyor. Konya’da dünyanın en büyük güneş enerjisi santrali kuruluyor.” dedi.
Güneş ve rüzgâr enerjisi yatırımları ucuzladı
Rüzgâr ve güneş enerjisine yatırım yapmanın hem kârlı hem de Türkiye’nin enerji politikaları için çok önemli olduğunu ifade eden Turan Şakacı, devletin satın alma garantisi vermesinin önemli olduğunu vurguladı.
Dünyada güneş ve rüzgâr enerjisine yönelik sistemleri üreten şirket sayısının artmasının kurulum maliyetlerini düşürdüğüne dikkat çeken Turan Şakacı,
“Geçmiş yıllara göre ekipman üretici sayısında ve üretim teknolojilerinde büyük artış var. Bu gelişme hem güneş ve rüzgar enerji sistemlerin fiyatlarını düşürdü hem de amortisman sürelerini 10 yıldan 4-5 yıla düşürdü. Güneş sistemlerinde verimli panel ömrü 25 yıldır. Bu süreden amortisman süresini çıkardığımızda yaklaşık 20 yıl boyunca elektrik maliyetinin olmadığını görüyoruz. Bu kadar uzun süre enerji gideri olmayan kurumlar rekabette fark yarattığı gibi karlılığını da artıracaktır. Çünkü ülkemizde üreticinin en büyük giderlerinden biri enerjidir.” dedi.