Covid-19 salgını döneminde uygulanan kısıtlamalar sadece salgını kontrol altına alma çalışmalarını hızlandırmakla kalmadı, aynı zamanda emisyon salımını da azalttı.
2020 yılında fosil yakıt kaynaklı karbon emisyonları yüzde 5,4 gerilerken, hayatın eski normallere dönmeye başlamasıyla emisyonlarda bu yıl sonuna kadar yüzde 4,9’lük bir artış yaşanması bekleniyor. Bu durum da karbon emisyonlarının pandemi öncesindeki seviyesine yakın seviyeye ulaşacağı anlamına geliyor.
Doğu Anglia Üniversitesi (University of East Anglia, UEA), CICERO Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi tarafından 16.’sı hazırlanan “Küresel Karbon Bütçesi” 2021 raporuna göre, 2021 yılında kömür ve doğal gaz tüketiminin, 2020’de gerçekleşen düşüş miktarından daha fazla artış göstermesi, petrol tüketiminin ise 2019 seviyesinin altında kalması bekleniyor.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü’nde görev yapan ve araştırmanın lideri olan Profesör Pierre Friedlingstein, “Ekonomilerinin salgının etkilerinden toparlandığı süreçte emisyonların hızla artması, küresel ölçekte iklim değişikliğiyle acilen harekete geçmemize yönelik ihtiyacın önemini bir kez daha gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Fosil yakıtlara dayalı ekonomiye dönülüyor!
Friedlingstein, “2021’de küresel ölçekte fosil yakıt kaynaklı CO2 emisyonlarındaki toparlanma, pandemi öncesindeki fosil yakıtlara dayalı ekonomiye döndüğümüze işaret ediyor. Bazı ülkelerin salgın sonrasındaki ekonomik toparlanma planlarında yeşil ekonomiye yönelik gerçekleştirdikleri yatırımların, salgın öncesi emisyon seviyesine ulaşmayı engellemek açısından kendi başlarına yetersiz kaldığı görülüyor.” dedi.
COVID-19’un yarattığı olumsuz etkinin küresel CO2 emisyonları üzerindeki yansımasını anlamanın biraz zaman alacağına dikkat çeken UEA Çevre Bilimleri Fakültesi’nden Profesör Corinne Le Quere’e göre,
“2015 yılında Paris Anlaşması’nın kabul edilmesinden bu yana, küresel ölçekte enerjinin karbondan arındırılmasında oldukça fazla ilerleme kaydedildi. Aynı zamanda salgın esnasında büyümeye devam eden yegane enerji kaynağı yenilenebilir enerji oldu. Artık, yeni yatırımların ve güçlü iklim politikalarının yeşil ekonomiyi daha sistematik şekilde desteklemesi ve fosil yakıtları denklemin dışında bırakması gerekiyor.”
Küresel Karbon Bütçesi Raporu’nda ülkelere göre yapılan değerlendirmeler ise şu şekilde:
- Çin’de emisyonların 2020’ye kıyasla yüzde 4 artarak, 2019 yılı emisyonlarından yüzde 5,5 daha fazla olması ve toplam 11,1 milyar tona çıkması bekleniyor (Küresel emisyonların yüzde 31’i).
- ABD’de emisyonların 2020’ye kıyasla yüzde 7,6 artarak, 2019 yılı emisyonlarından yüzde 3,7 daha az gerçekleşmesi ve toplam 5,1 milyar ton olması bekleniyor (Küresel emisyonların yüzde 14’ü).
- Avrupa Birliği üyesi 27 ülkede emisyonların 2020’ye kıyasla yüzde 7,6 artarak 2019 yılı emisyonlarından yüzde 4,2 daha az gerçekleşmesi ve toplam 2,8 milyar ton olması bekleniyor (Küresel emisyonların yüzde 7’si).
- Hindistan’da emisyonların 2020’ye kıyasla yüzde 12,6 artarak, 2019 yılı emisyonlarından yüzde 4,4 daha fazla olması ve toplam 2,7 milyar tona ulaşması bekleniyor (Küresel emisyonların yüzde 7’si).
- Dünyanın geri kalan ülkeleri bir arada ele alındığında, fosil yakıt kaynaklı CO2emisyonları, 2019 seviyelerinin altında gerçekleşiyor.
Elde edilen veriler, atmosferdeki CO2 konsantrasyonunun 2021 yılında 2,0 ppm artacağını ve ortalama 415 ppm olarak gerçekleşeceğini gösteriyor. Bu artışın, 2021 yılında oluşan La Niña’nın etkileri nedeniyle, son yıllara kıyasla daha sınırlı gerçekleşeceği öngörülüyor.
Sıfır emisyon seviyesine ne zaman ulaşılacak?
Küresel ısınmayı 1,5°C, 1,7°C ve 2°C ile sınırlandırılması olasılığının yüzde 50 olarak gerçekleşebilmesi için araştırmacılar, kalan “karbon bütçesinin” sırasıyla 420 milyar ton, 770 milyar ton ve 1270 milyar ton olduğunu tahmin ediyor. Belirtilen karbon bütçelerinin 2022’nin başından itibaren 11, 20 ve 32 yıl içerisinde tükenmesi bekleniyor.
Araştırmaya liderlik eden Profesör Friedlingstein, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon seviyesine ulaşmak için, küresel ölçekte CO2 emisyonlarını her yıl ortalama 1,4 milyar ton azaltmak gerektiğine dikkat çekiyor.
Friedlingstein’e göre, “Emisyonlar 2020 yılında 1,9 milyar ton azaldı. Bu nedenle, 2050 yılına kadar net sıfır seviyesine ulaşmak için, emisyonların her yıl pandemi esnasında gerçekleşen düşüş seviyesinde azaltmamız gerekiyor. Bu gereklilik, günümüzde atılması gereken adımların büyüklüğünü, dolayısıyla COP26 tartışmalarının önemini vurguluyor.”