Ulusal Rüzgâr İşgücü Değerlendirmesi: Zorluklar, Fırsatlar ve Gelecekteki İhtiyaçlar raporu, rüzgâr enerjisi iş gücünün büyümesinin karşı karşıya olduğu mevcut zorlukları daha iyi anlamak için öğrencilerden, rüzgâr enerjisi işletmelerinden, rüzgâr enerjisi çalışanlarından ve eğitim ve öğretim programlarından alınan anket sonuçlarını içeriyor.
Rapor, işbirlikçi ortaklıkların, yeterli eğitimin ve diğer temel eylemlerin iş gücü eğilimleri üzerinde yaratabileceği potansiyel etkileri belirleyerek, boşluğu doldurmak için gerekli olacak adımları özetliyor. Araştırmadan elde edilen temel sonuçlar, rüzgâr endüstrisindeki işlere başvuranların niteliğini ve miktarını artırmak için uygulanabilir stratejiler sunuyor. Rapora göre, endüstri ve eğitim kurumları, öğrencilerin rüzgâr endüstrisi fırsatları konusunda farkındalık oluşturmalarına yardımcı olmak için işbirliği yapmalıdır.
Öğrencilerin yüzde 60’ı derslerinde rüzgâr enerjisi endüstrisine yeterince yer verilmediğini bildirirken, rüzgâr enerjisi firmalarının yüzde 59’u staj, çıraklık veya iş adayları için başvuru sahibi bulmak amacıyla eğitim kurumlarıyla hiçbir ortaklık kurmadıklarını bildirdi. Bu açığı kapatmak için endüstri ile eğitim ve öğretim kurumları, öğrencilere iş ilanlarını nerede aramaları gerektiği konusunda uyum sağlayabilir.
Rapora göre, sanayi firmaları, DOE’nin Rüzgar Enerjisi Teknolojileri Ofisi tarafından finanse edilen bir program olan Üniversite Rüzgâr Yarışması (CWC) gibi sosyal yardım ve programlar aracılığıyla öğrencilerle bağlantı kurmalıdır. Sanayi firmaları ve eğitim kurumları etkili staj ve çıraklık programları ve hatları oluşturmalıdır. Hem 2 yıllık hem de 4 yıllık lisans programlarından öğrenciler ve yeni mezunlar, teknik eğitim almanın rüzgâr endüstrisinde iş bulmanın önündeki en büyük engel olduğunu keşfettiler. Staj ve çıraklık imkanlarının artırılması, öğrencilere rüzgâr enerjisi endüstrisine başarılı bir şekilde girmeleri için gerekli teknik becerileri kazandırmak açısından çok önemlidir.
Hem sanayi firmaları hem de eğitim kurumları, tarihsel olarak yeterince temsil edilmeyen nüfusların girişindeki engelleri azaltmak için çalışmalıdır. Ankete katılan firmaların çoğu, belirli demografik gruplarda çalışan sayısını artırmaya yönelik işe alım girişimleri veya programlarının olmadığını bildirdi.
Rüzgâr enerjisi sektörü firmaları, toplum temelli kuruluşlar ve çeşitlilik, eşitlik ve katılıma odaklanan eğitim ve öğretim kurumları arasında kasıtlı ve tutarlı ortaklıklar kurmak, rüzgâr enerjisi kariyerlerinin daha geniş ve daha çeşitli bir iş gücü için daha erişilebilir olmasına yardımcı olabilir.
Çalışmada, iş gücü zorluklarını ve açığı kapatmak için kullanılabilecek eylemlerin potansiyel etkilerini daha iyi analiz etmek için yenilikçi modelleme kullanıldı. Bu model, “işlerin olağan şekilde devam ettiği” bir durumda, hem karada hem de denizde rüzgâr enerjisi arttıkça işçi talebinin 2030 yılına kadar 258 bine ulaşabileceğini tahmin ediyor; ancak iş gücü arzının yalnızca 134 bin tam zamanlı çalışana çıkacağı tahmin ediliyor. Tahmini iş gücü talebi, tahmini iş gücü arzını aşabilir ve bu da 2030’da yaklaşık 124 bin işçi açığına yol açabilir.