IEA’nın rüzgâr ve güneş enerjisinin elektrik sistemlerine entegrasyonuna ilişkin hazırladığı rapora göre, dünyada rüzgâr ve güneş enerjisi kapasitesi hızla büyümeye devam ediyor ancak bu kaynakların elektrik sistemlerine entegrasyonu temiz enerji dönüşümünün önündeki en büyük engel olarak öne çıkıyor. Temiz enerji dönüşümünün hızının sürmesinde ve iklim değişikliğiyle mücadele hedeflerine ulaşılmasında kritik önem taşıyan rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin şebeke entegrasyonunun aksamaması için hükümetlerin daha hızlı aksiyon almasına ihtiyaç duyuluyor. Entegrasyonu destekleyecek önlemlerin geciktirilmesinin 2030’da güneş ve rüzgârdan sağlanabilecek elektrik üretiminin yüzde 15 ve bu kaynakların küresel elektrik üretimindeki payının yüzde 5 daha düşük olmasına neden olabileceği öngörülüyor.
Bu kapsamda IEA, rüzgâr ve güneş enerjisinden maksimum faydanın sağlanabilmesi için söz konusu kaynakların şebeke entegrasyonunun daha iyi şekilde yapılması için hükümetleri, daha hızlı hareket etmeye çağırırken, bu entegrasyonun gerektiği şekilde sağlanmasında yaşanabilecek aksaklıkların iklim hedeflerini baltalama riski taşıdığı yönünde uyarıda bulundu.
IEA Enerji Piyasaları ve Güvenliği Direktörü Keisuke Sadamori, rapora ilişkin değerlendirmesinde, son yıllarda ülkelerin enerji güvenliğini güçlendirmek ve emisyonlarını azaltmak için güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitelerinde kayda değer artış yaşandığını belirterek, “Ancak bu teknolojilerin elektrik sistemlerine entegrasyonunu desteklemek için daha güçlü çabalar gösterilmediği sürece, bu teknolojilerden tam anlamıyla faydalanılamayacaktır.” ifadesini kullandı.