Ülkemizin icatçısı olduğu patentler genellikle, küresel eğilim açısından yüksek paya sahip olan ve olgunlaşmış teknolojiler alanında, ancak yükselmekte olan, yeni teknolojiler arasında ise icatçı olarak henüz yeterli faaliyeti bulunmuyor.
SHURA Enerji Dönüşüm Merkezi tarafından yayımlanan, “Türkiye enerji dönüşümünde inovasyon ve patent eğilimleri” başlıklı raporda dünyada ve Türkiye’de enerji dönüşümü ile ilgili yenilikler ve yapılan patent başvuruları incelendi.
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun (TURKPATENT) verilerine de yer verilen araştırmaya göre, Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan patent başvuruları sınırlı sayıda.
En fazla patent başvurusu rüzgar enerjisi teknolojilerinde
Ülkemizde en yüksek patent başvurusu rüzgar enerjisi teknolojileri alanında yapılıyor ve rüzgar enerjisi teknolojilerinde rüzgar yönünde dönme eksenli rüzgar türbinleri teknolojisinde Türkiye’nin, icatçı olarak daha aktif bir pozisyona sahip olduğu belirtiliyor.
Türkiye’nin icatçısı olduğu patentler genellikle, küresel eğilim açısından yüksek paya sahip olan ve olgunlaşmış teknolojiler alanında, ancak yükselmekte olan, yeni teknolojiler arasında ise icatçı olarak henüz yeterli faaliyeti bulunmuyor.
FV güneşte durum ne?
Rapora göre, FV güneş enerjisi teknolojileri patentlerinde tarihsel olarak yüksek paya sahip olan malzeme teknolojileri alanında ülkemizin, görece daha fazla patentin icatçısı olduğu, ancak küresel olarak yükselmekte olan güç dönüşümü için elektrik ya da elektronik bileşen teknolojilerinde henüz kayda değer bir icat faaliyetinin olmadığı belirtiliyor.
Enerji depolama teknolojilerinde, ilk sırada bulunan lityum-iyon batarya teknolojilerinde Türkiye’nin icatçı faaliyetleri geri planda kalırken, küresel olarak ikinci sırada yer alan ultra, süper ve çift katmanlı kapasitör patentlerinde daha ön plana çıkıyor.
Enerji verimliliği teknolojilerinde patent sayısı çok az
Araştırmaya göre, enerji verimliliği teknolojilerinde, Türkiye’nin icatçısı olduğu patent sayısı ise oldukça az.
Küresel olarak düşüş eğiliminde olmasına rağmen ağırlığını koruyan reaktif güç kompanzasyonu teknolojilerinde, 2017 ve 2018 yıllarında toplam üç adet patent başvurusu yapıldığı ifade edilen rapora göre, özellikle 2014 yılı sonrasında yükseliş eğiliminde olan esnek AC iletim sistemleri patentlerinde ise herhangi bir faaliyet bulunmuyor.
Türkiye WIPO ve EPO’ya başvuruyor
Araştırmada yer alan bir diğer bilgi ise patent başvurusunun yapıldığı ofisler. Buna göre, Türkiye’nin icatçısı olduğu patentlerin başvurularının yapıldığı patent ofisleri; küresel eğilimlerde ortaya çıktığı gibi, ticari olarak yüksek paya sahip olan ülkeler değil, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (World Intellectual Property Organization-WIPO), Avrupa Patent Ofisi (European Patent Office-EPO) gibi bölge patent ofisleri ya da TURKPATENT.
Patent başvurularında Çin lider
FV güneş enerjisi teknolojilerinin tamamında başvuru yapılan ofisler arasında Çin’in liderliğini ABD takip ederken, Türkiye’nin icatçısı olduğu patentlerin yüksek oranda EPO ve WIPO’ya yapıldığı belirtiliyor.
Araştırmaya göre, FV güneş enerjisi teknolojilerindeki benzer eğilim, rüzgâr enerjisinde de görülüyor. Küresel olarak en fazla rüzgâr enerjisi patent başvurusuna sahip ülke Çin iken, Türkiye’nin icatçısı olduğu patentlerin başvurusunda TURKPATENT ve WIPO öne çıkıyor.
Türkiye, icatçısı olduğu lityum-iyon patentlerinin başvurularında küresel eğilimi takip ediyor. Küresel patent başvurularında ilk sırada bulunan ve şebeke ölçeğindeki lityum-iyon batarya projelerinde dördüncü sırada gelen Güney Kore’nin; Türkiye’den gelen patent başvurularının da yoğunlaştığı ülke olduğu bilgisi verilen raporda,
“Diğer enerji depolama teknolojilerindeki başvurularında öne çıkan ofisin WIPO olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu eğilimi dikkat çekicidir.” ifadelerine yer veriliyor.
Hangi teknolojilerde zayıfız?
Araştırmaya göre ülkemiz; elektriğin üretimi, iletimi ve dağıtımında verimliliğin sağlanmasına ilişkin teknolojilerde oldukça zayıf bir performans gösteriyor.
Türkiye, icatçısı olduğu iki adet patentin başvurusunu WIPO ve TURKPATENT’e yaparken, küresel eğilimlerde ise Çin Patent Ofisi ön plana çıkıyor.
Raporda, enerji sektöründe düşük karbonlu alternatifler olarak ele alınan yenilenebilir enerji, enerji depolama ve enerji verimliliği teknolojileri alanında Türkiye’nin küresel eğilimleri takip edebilmesi ve teknoloji geliştiren bir ülke olarak, katma değerli üretime geçiş yapabilmesi için önerilerde bulunuluyor.
“Türkiye’de patent kültürü geliştirilmeli”
Türkiye’nin; Ar-GE, inovasyon, patentleme ve ticarileşme süreci içerisinde düzenleyici ve destekleyici olarak yer alan Bakanlıklar, araştırma altyapısı sağlayan kamu ve özel araştırma kurumları ve enstitüler, bilimsel bilginin ve teknoloji geliştirmek için gerekli insan kaynağının yetiştirilmesini sağlayan üniversitelerin öneminin vurgulandığı raporda yer alan öneriler ise şu şekilde:
- Patent faaliyetlerinin artırılması için, patentlerin işlevi ve ekonomik değeri konusunda paydaşların farkındalığı artırılmalı,
- Patent ve ticarileşme konusunda iyi uygulama örnekleri paylaşılarak patent kültürü geliştirilmeli,
- Patent verilerinin ve küresel gelişmelerin yakından takip edilebilmesini sağlamak için ortak bir veri tabanı oluşturulmalı,
- Araştırma altyapısının geliştirilmesinde kamu öncü rol oynamalı. Bir yandan teknoloji geliştirme ve teknoloji transferine altyapı sağlarken, diğer yandan da sanayi iş birliklerine imkân vererek, geliştirilen teknolojinin katma değerli üretime dönüşmesine olanak sağlamalı,
- Ulusal teknoloji geliştirme stratejisi izlenmeli,
- Çoklu sanayi iş birlikleri teşvik edilmeli,
- Üniversite ve sanayi arasında ara yüz görevi üstlenecek bir kurum oluşturulmalı,
- Teknoloji geliştirme ve ticarileştirme politikası tasarlanmalı,
- Gerekli insan kaynağı ve beceriler tespit edilmeli,
- Sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla, iklim değişikliği ile mücadele konusunda, uluslararası politikalarla uyumlu, uzun vadeli ve tutarlı bir ulusal politika çerçevesi ortaya konulmalı.